Kiralık Aşk'a uzak diyarlardan mesaj var!

Kiralık Aşk'a uzak diyarlardan mesaj var!
Bir dizi düşünün onu izleyenleri duygudan duyguya sürüklesin. Tutkuyla kendine bağlasın. Hiç bıktırmadan her bölümü tekrar tekrar izletsin. Bazı sahneleri, bazı replikleri bağımlılık yapsın. Sadece kendi sınırları içinde değil, dilinizi, kültürünüzü hiç bilmeyen coğrafyalarda da aynı duyguları yaşatsın. Onlarca insanı, farklı bakış açılarıyla yayınlanan bölümü sayfalarca yorumlamaya teşvik etsin. Yine bir sürü insanı, yazılmış bu yazıları keyifle okumaya ve de altına aynı keyifle yorumlar yapmaya sevk etsin. Dev bir etkileşim yaratsın. Arkadaşlıklar, dostluklar kurdursun. Bundan önce birbirini tanımayan insanları, bölüm sonunda adeta bir masanın etrafında toplanmışçasına sosyal medya aracılığıyla her bir sahnesini, gelişen ve gelişmeyen olaylarını, karakterlerin davranışlarını ve değişimlerini saatlerce konuştursun. Bölümün içinde ki metaforlar ve karakterlerin replikleriyle verdiği subliminal mesajlarla bir hafta boyunca beyin fırtınası yaptırsın. İçinde geçen kitaplar merakla okunsun, okunan şiirler öğrenilsin, çalan şarkılar hit olsun. Sevenleri tarafından kurulmuş bir kitap kulübü olsun ve burada her ay önerilen kitap okunup tartışılsın. Bütün bunlar mucize gibi değil mi?

İşte biz Kiralık Aşk izleyicileri olarak yaklaşık bir buçuk yıldır bu atmosferin içinde yaşıyoruz. Kendiliğinden gelişen böyle güzel bir serüvenin içinde her hafta doludizgin yolculuk yapıyoruz. Başrollerin büyüleyici uyumu ve her bir oyuncunun ayrı ayrı emeğiyle bizim için dizi bir nirvana. Bir yanımız bu mucizenin içinde olmaktan deli gibi mutluyken, bir yanımız her güzel şey gibi bu masalın da sonu olduğunu bildiği için buruk. Elbette bu korktuğumuz gün eninde sonunda gelip çatacak. Ama bunun düşündüğümüzden erken olma ihtimali ve gerekli gereksiz herkes tarafından konuşuluyor olması, bizim gibi sahiplenen kitleyi çok üzdü. Hani sevdiğiniz biri haksızlığa uğradığında kendiniz uğramışçasına canınız yanar ya da yakınlarınıza birileri laf attığında bin kaplan gücüne ulaşarak onu savunursunuz ya, bütün bu gelişmeler biz Kiralıkçılar da aynen bu etkiyi yaptı. Biz dizimizin sezon sonunda ki finalini bile hayal edemezken, bunun daha erken olma ihtimali bizi şaşkına çevirdi.

Dediğim gibi bu kaçınılmaz son elbette gelecek. Erken ya da geç hiç fark etmez biz yine ayrılırken çok üzülecek, yokluğuna zor alışacak ve bir müddet boşluğa düşeceğiz.  Çünkü çok sevdik…Çünkü deli gibi bağlandık…Çünkü kendimizi bu masala gönüllü kaptırdık. Bu kadar kötülüğün yaşandığı, gözyaşının hiç dinmediği, adaletsizliğin at koşturduğu bu dünyada güzel olan az şeyden birini armağan etti Meriç Acemi bize kalemiyle. Bir diziden çok daha fazlası olan Kiralık Aşk’ın sonuç ne olursa olsun bize kazandırdıklarıyla, bize yaşattıklarıyla yeri her daim özel. Yayınlandığı tarih itibariyle, bizi tatlı bir şarkı içinde yaşattığı gibi ayrılık vakti geldiğinde de unutulmaz bir şarkıya dönüşecek kadar güzel. Başladığından beri bizim için tam bir MUCİZE olan KİRALIK AŞK bittikten sonra ise bir EFSANE olarak kalacak...

Ben kendi adıma yayınlanan bunca diziden Kiralık Aşk’a rastlamış ve böylesi güzel bir masala tanıklık etmiş olmaktan acayip mutluyum. Okumayı ve izlemeyi çok seven biri olarak her hafta verdiği mesajlarla benim için ayrıcalıklı bir yerde olacak her zaman. Ama bu yazıyı yazmamın asıl nedeni, bu hafta bölüm yorumumun altına bırakılan yurt dışından yazılmış bir mektup. Ben okurken çok duygulandım. Kendilerinin de izni dahlinde onu buraya bırakmak istiyorum. Kiralık Aşk’ın sadece bir dizi olmadığının çok daha fazlası olduğunun kanıtlarından biri olan bu mektubun orjinali aşağıda. Buyurun hep beraber okuyalım; hem tüm emeği geçenler hem de biz gönül verenler olarak.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER