Hızlı araba satış, Kerem’in kredi başvurusunun ret edilmesi gibi konulara hiç girmiyoruz. Yoksa mantık hatalarıyla dolu dehlizlerden çıkamayız. Ne demiştik, bugün güzel şeylerden konuşacağız. Örneğin Mert’in Kerem’e 300 bin TL teslim ettiğini, Kerem’in bu paranın yarısını Cansu’nun annesi zannettiği kadına verirken diğer yarısını Garipçe için ayırdığını ama o paraları da Bediha Hanım’la kavga ederken Oliva’nın asma katından savurduğunu anımsasam bile olayı Mert’ten daha iyi bilecek değilim. Mert Kerem’in paranın sadece yarısını alıp o paranın da tümünü kadına teslim ettiğini söylüyorsa doğrudur. Bu arada Mert’in bu olayla bağlantılı olarak “Boşuna şüphelenmişiz, o tanıdığımız bildiğimiz Kerem.” demesini bulunduğu karmaşık durum içindeki şaşkınlığına verelim.
Cansu’nun Kerem’in onun için yaptıklarına telafisi son model araç olması Kerem’i ne kadar tanımadığının göstergesi değil mi? Kerem’in daha birkaç gün önce kavga edip memlekete giden annesini ararken büyük bir risk alarak hoparlörü açmasını da yorumlamıyoruz.
Eğlenceli sahneleri düşünmeye devam edelim, elbette ki yolumuz kimle kesişecek? Ercan. Ercan’ın sahneleri yine özel sahnelere yüklenmemiş. (Bu sahnelerini sosyal medyada paylaşarak yazıyı tamamlarken bölüm içinden bulup çıkartmakla uğraştırmayan Nazlıcan’a teşekkür ederim.) Ticari konulara değinmeyecektim ama Oliva’nın geleceğini düşünen soyadıyla anılmayan kahramanlar iyi ki varlar… Oliva neredeyse batmak üzereyken patron Cansu sevgilisiyle bir yerlere kaçmak istiyor. Konu Ercan olunca, yazım ekibi bunca çabasına rağmen Ercan’ı yalnızlığa mahkum etmez umarım. Tabağa sosla telefon numarası yazmak güzel hamle. <3
Süreyya’nın Oliva baskınında Kerem’in arabasından bahsederken arkasına “Cansu Koran sağ olsun.” yazıverirsin çıkışı, Kerem’in Levent’e içten bir tavırla “Emin misin bu canavarla birlikte olmak istediğine?” sorması, Ece’nin muhteşem manzaralı EcMer konağını yuva haline getirme çabası kocaman alkışları hak etmiyor mu?
Madem alkış dağıtıyoruz Levent’in Süreyya’yı ziyaretinde ilişkileri konusunda ısrarcı olmamasına da kocaman alkış… “Ya Metin ya ben!”den bugünlere büyük evrim… Metin’in evliliği boyunca sayısız çapkınlıklarının üzerine sevgilisinden çocuğu olmasına rağmen kapının önünde konuşan Süreyya ve Levent’i uygunsuz bir eylemde basmış gibi “Ahlaksızlar!” diye bağırarak bahçeden içeri girmesindeki özgüvene de alkış… Şiddet eğilimini destekleyen biri değilimdir ama Metin’in yediği yumruğu canı gönülden destekliyorum.
Gelelim bölüm sonuna Kerem’in “Benim Cansu’ya olan aşkım hepinizin oyunlarını ezer geçer, ben yalanı dolanı bırakıp sadece Cansu’yu seçiyorum.” açıklaması çok güzeldi bakalım Kerem’in yaptıklarını öğrendikten sonra Cansu’nun da seçeceği Kerem mi olacak? Yoksa her şey sil baştan mı yaşanacak?
Veda etmeden bölüm değerlendirmesinin takiben dizinin akıbetini de kısaca masaya yatırmamız gerekli. Bu haftaki reytingler ve kanalın yeni başlayacak projeleri destekliyor ki dizinin final bölümü için geri sayım başladı. Umarım veda bölüm sayısı çoktan belirlenmiştir ve konu havada kalacak şekilde değil, senaristlerin önceden kurguladığı matematiğe uygun bir şekilde toparlanıyordur. Her projenin tadında veda etmesinden yanayım, üzülerek belirtmem gerekir ki bu bakış açısına göre Yüksek Sosyete macerası 26. bölümde son bulmalı. Ne kanalla ne yapımla ilişiğim var, üstelik sektör haberlerine kulağı delik olanlardan da değilim; final konusunda bilip söyleyenlerden değil, gidişatın ışığında izleyici olarak istediğini dile getirenlerdenim. Dizinin takipçilerine yakışan olası final kararını Yüksek Sosyete’nin bize kazandırdıklarına teşekkür ederek karşılamak ve yazım ekibinden teknik kadroya tüm ekibin taptaze projelere hızlıca imza atmasını dilemektir.
Bir dilek de benden siz yazının sonuna kadar okuyanlara: Bu hafta karşınıza çıkacak minnoş sürprizler…
Yorumlarda buluşmak üzere…