Mert Yazıcıoğlu ve Melisa Şenolsun’un kadroda olduğunu duyduğum an “Bu diziyi izleyeceğim.” dedim. Dram almış başını gitmiş. Normal şartlarda bize zor görünen Fırat’ın hayatı meğer o dizinin başında güllük gülüstanlıkmış. Evde alkolik bir baba var. Türkiye birincisi büyük oğlunu okutmayıp çalışmak zorunda bırakan, küçüğünün ise asker olma hayallerine destek vereceğine köstek olan. Ama küçük oğlan şanslı ki Fırat gibi bir ağabeye sahip. Ayakkabısından hayallerine her şeyine sahip çıkıp koruyor. Babası yerine gidip çalışıyor.
Günler böyle geçiyordu, Fırat için zorluklar ise daha yeni başlıyordu.
Artık Fırat’ın yepyeni bir derdi daha var: Onur. Kesinlikle psikolojik sorunları var Onur’un. İki can gitmiş hala kız arkadaşının peşinde. Okula başlatıyorlar, beğenmiyor. Sürekli kavga ve kabadayılıkla uğraşıyor. Bölüm sonunda da adam yaralıyor. Islahevinden eğitim için çıkarılan çocukların yüz karası oluyor. Tabii onu bu hala getiren aileye de bakmak gerek.
O kadar hırslı bir anne var ki karşımızda. Disiplinli ama oğlu söz konusu olunca diğer çocukların gözünün yaşına bakmayan birisi. İyi ki İnci Öğretmen ile denk geldiler. Belki hayata dair iyi şeyler öğrenir. Annelik başka bir şey, her şeyden çok evladını düşünmek bambaşkadır eminim. Okul projesini sadece oğlu için bile yapması normal ve güzel. Ancak bu kadar çok oğluna düşkün birinin oğlunun ruhsal sorunlarına dair bir fikri bile yoksa ve bunları destekler hareketler yapıyorsa bu da hiç sağlıklı değil.
İnci öğretmen ise ıslahevindeki çocuklar için bir umut ışığı. Fırat’a zorla imzalattırılan prosedürleri fark edip Fırat’ın okula geri dönmesini sağladı. Fırat, cezaevi arabasından indiği zaman ben de gençler gibi sevindim.
Fırat’ınsa kural gereği Onur’a okulda dokunamadığını biliyoruz. Hemen atarlar okuldan. Ama ıslahevinde gayet rahat cevap verebiliyor. Şiddete karşı olmakla birlikte kendini ezdirmemesi ve diğer mahkûmlara örnek oluşu harikaydı. Dediğim gibi okulda ses edemediği için son sahnede Onur’un bıçaklı saldırısına uğradı. Ve o an bile kardeşinin intikamını almayı düşündü.
İntikam alması ne kadar doğru? Geleceğini yakacağını bile bile intikam ateşiyle yanıyor Fırat. Stres olduğu her an kardeşi gibi bilekliğin ipiyle oynadığı gözümden kaçmadı. Ona her şey kardeşlerini hatırlatıyor. Bir de bilse kardeşinin ölümüne sebep olanın Onur olduğunu neler olur bilemiyorum. En büyük sırlardan biri bu olduğu içinse dizide uzun bir süre öğrenilemeyecektir diye düşünüyorum.
Bu sebepten dolayı Ceren de uzun süre susmak zorunda kalacaktır. En suçsuzlardan, kandırılanlardan biri de o. Sevdiği çocukla buluşmaya giderken psikopat Onur yüzünden hem kaza geçirdi hem de gencecik bir gencin ölümünü gördü. Ambulansı arayamadan trafik kazası geçirdi. İyileştiği an çocuk yaşıyor diye kandırıldı. Bölüm sonunda öğrenip polise koşarken Fırat’ın bıçaklandığını gördü. Fırat’ın intikam alacağını anlarsa büyük ihtimal Fırat tekrar hapse girmesin diye susabilir.
Çok iyi kalpli bir kız Ceren, aynı ailesi gibi. Babası vefat eden kardeşi ve eşinin çocuğunu kendi çocuğu bilmiş. Hatta kimi zaman Ceren’den çok ona sahip çıkıyorlar. Lâkin kuzeni Ceren’e karşı aynı hassasiyetle yaklaşmıyor. Onur’un hatasını Ceren’e yüklemekle meşgul.
Bir de Elif var. Babasını kardeşinin ölümüne sebebiyetle suçlarken babası tarafından darp edilen Elif can havliyle babasını bıçakladı. Fırat kardeşi zorluk çekmesin diye ıslahevine girerken, Elif ise abisi hapse girdi diye kendini suçlayıp abisinden mahrum bırakıyor kendini. Anlayamadığım nokta ise baba şikâyetçi olmasa bile kamu davası sürüyor. Ama nefsi müdaafa olduğu için ceza almaması gerekiyordu. Elif ile yer değiştirmeselerdi Elif boynundaki izlerle kurtulabilirdi. Neden yer değiştirdiler?
Dizinin diğer anlayamadığım noktası ise 18 yaşından küçük liseli gençler nasıl gece kulübüne girebiliyor?
Dizinin toplumun yaralarına değinmesi güzeldi. Evini yakan genç kızın üvey babasının tacizine uğradığını düşünüyorum. Cinsel istismar konusuna değinecekleri gibi şu anda alkolik aile bireyleri ve aile içi şiddetten bahseden dizide ayrıca psikolojik şiddeti de görüyoruz. Alkol ve uyuşturucunun kötülüğü, eğitimin önemi ve çok fazla işlenmeyen ıslahevi sorunları inceleniyor. Islahevlerinde amaç genç ve çocuk mahkûmları ıslah edip topluma kazandırmaktır. Hor görüp, aşağılamak, kindar gözle bakıp toplumdan soyutlamak değil. Gardiyan Bey’in geçmişten gelen problemleri olduğu belli ilerleyen bölümde eğitim gören gençler sayesinde katılaşan davranışlarının yufka yüreklilikle çözüleceğini düşünüyorum.
Dizi müzikleri ve başarılı oyunculuklar için herkesi kutluyorum.
Hepimize toplum içinde huzurla yaşayabildiğimiz günler diliyorum.