Selamün Kavlen Karakolu
11 Kasım 2014
Kafalar aynı olduğu müddetçe hikâyelerde değişmiyor bu güzel memlekette.
“Selamün Kavlen Karakolu”nun hikâyesi de
kafalar değişmediği için güncelliğini koruyor. Önümüzdeki günlerde oyunu izleyecekleri
de düşünerek oyundan tadımlık bahsedeceğim. Hikâye, 2 uyanığın bir mahalleye
sahte bir karakol açmasıyla başlıyor. (Karakol kurmak demiyorum, dikkat edin.
Bakkal dükkânı açar gibi karakol açıyor çakallar.) İlk önce mahalleli ardından da
devlet bu sahte karakolun varlığına inanıyor. Hatta o kadar inanıyorlar ki
personel bile gönderiyorlar. Polisten, yine suçsuz olanlar korkarken suçlular,
arsızlar ellerini kollarını sallaya sallaya geziyor. Sonra seyreyleyin
gümbürtüyü tabi. Hırsızı, arsızı, delisi kim var kim yoksa hepsi “Selamün
Kavlen”de toplanıyor.