Aşk Laftan Anlamaz: Bu Bir Hayat Murat Meselesi

Aşk Laftan Anlamaz: Bu Bir Hayat Murat Meselesi
Geçen hafta Aşk Laftan Anlamaz’ı diğer dizilerden ayırdığını düşündüğüm özelliklerini yazmıştım. Tabii bir klişe durumu söz konusu olacaktı. Daha özeti okuduğum anda dedim ki Didem ‘Hamileyim.’ der ve olaylar patlar.

Bölüm içinde o kadar mutluyduk ki "Bir şey olacak, bu işte bir pislik var." dedik. Önce bütün yanlış anlamalar çözüldü, Azime Sultan Hayat’ı gelin aldı ve Didem kovuldu. Nitekim Didem patlamaya hazır bombayı bizim tarafa atıp son kozunu oynadı. Son koz diyorum çünkü ya hamile olmadığı ortaya çıkacak ya da dizinin ilk bölümlerinde Murat ve Didem’in aralarında geçen ayrılmalarına neden olan yalan muhabbeti aslında bir aldatma durumu çıkacak ve Didem’den çok zorlu bir kurtuluşumuz olacak ama anladığım kadarıyla bu işi yine Tuval çözecek. Bu gerçekten onun Murat ile birlikte olabilme umudu açısından son şansı. Buradan sonra sadece sadistliğine zarar verir Hayat ve Murat’a.


Kavurma var yiyek?

Heyecan içinde, mutluluğunun zirvesinde bir Hayat bırakmıştık en son. Cenk karaktersizi yüzünden bizim üç silahşörleri alıp gitti polis abiler. Aslında biraz iyi de oldu çünkü Murat biraz daha üstelese Hayat dökülüverecekti. Fazla mutluluğun yan etkisi olarak çeneye vurdu Hayat. Murat bu konuda kendinden ve Hayat’tan çok emin bu da ona sakin bir tavır veriyor tam burada çok ince bir çizgi giriyor. Ya kız Allah’ım yine kendini rezil etti dedirtiyor, ya da güzel bir flörtleşme görüyoruz. Ki bu da senaristimizin tatlılığı olarak yeri geldiğinde Murat da çok fena kenara sıkışıyor. 

Murat’ın babasına geçen hafta değinmemiştim, aslında özellikle değinmek istememiştim. Normalde çocuklarına karşı ‘Nasıl.’ ile değil ‘Sonuç.’ ile ilgilenen bir baba olduğunu kendi söyledi ama bu mantıkla nasıl bir şirket yönetti hayret doğrusu. Böyle bir vurdumduymazlık, yargılayıcılık, pireyi deve yapmak şirkette olayları böyle çözüyorsa yandık yani. Mesela Derya’yı ben de sevmiyorum ama sırf oğlunun ne yaptığını, niye yaptığını öğrenmek isteyip onun konforunu düşündü diye de "O kapıdan çıkarsan..." durumuna bağlaması bana biraz büyük bir tepki gibi geldi.

Tuval ve Doruk sahnelerine ölüyorum. Yemin ediyorum bu sahnelerde ikisinin tatlı tatlı konuşmaları muhteşem. Lütfen her bölüm ‘Hadi Tuval'i övelim.’ kısmı olsun. İkisinin enerjisi o kadar tutuyor, övülmek Tuval’e o kadar yakışıyor ki... Hem Doruk diğer erkeklere de örnek olur belki bir kadının sevilince övülünce ne kadar güzelleşebileceğini görürler. Bu bölüm de Tuval olay çözücülüğüyle devredeydi. Avans alma aklını vermeden önce Hayat’a o parayı nerede harcadığını sorarken tavrı ve cümleleri efsaneydi. Kayıtlara geçsin bundan sonra ne yaptın o kadar parayı demiyoruz "Uçağına benzin mi aldın?" diyoruz.


Belki balıketli sıska taklidi yapıyor, nereden bileceksin?

Ben iki bölümdür İpek hakkında işlenen konuların da tutkunu oldum. İpek’in babasına gıcık olmakla kalmadım, resmen sinirimden ağladım. Toplumumuzdaki yokmuş gibi gösterilmeye çalışılan ama var olan bir durum bu ve çok güzel ve bir o kadar da kızların bunu ne kadar içselleştirdiklerini gösterecek şekilde işlendi. Sevgi için savaşmak kadar yorucu ve yaralayıcı bir şey yok belki de. İpek’i çok mutlu et Kerem, sana güvenim tam.

Şimdi bir de bu noktada teşekkür ederim senaristlere çünkü Kerem tanıyınca sevmedi İpek’i, olduğu gibi sevdi değiştirmeye çalışmadı. Ayakta alkış bunu düşünen zihne. Hem çok güzel bir oyunculuk izliyoruz hem de herkesin kendi içerisinde hikâyelerini görüyoruz ve bu da bende gerçekten dizinin inandırıcılığını arttırma yolunda geri dönüyor. Bu da yine çok ince bir ayar çok fazla esas kız esas oğlana yönelik hikâye yazımı bazı seyirciyi mutlu etse de hikâyenin beslenebileceği yan hikâyelerden koparıyor diziyi.

Siz bir esas kız düşünün ki en yakın arkadaşıyla gün içinde olan olayları konuşmasın ya da arkadaşının sorunlarını gününü dinlemesin öyle en iyi arkadaşlık olmaz o çıkar ilişkisidir. Zaten bu olduğu zaman izleyici o yan karakteri onun hikâyesini her gördüğü andan rahatsız oluyor. Biz şimdi bunu niye izledik diyor sahneden sıkılıyor ve zaman doldurmaya yönelik buluyor. Bu yüzden de ben en çok arkadaşlık ilişkisi arada atlanmayan hikâyelerin ayakta kaldığını düşünüyorum.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER