Emmy Ödülleri Yaklaşırken: Akademi üyelerine özel "Fresh Off The Boat" davetinden notlar

Emmy Ödülleri Yaklaşırken: Akademi üyelerine özel

Amerika Birleşik Devletleri hepinizin malumu, tam bir ‘kültür mozaiği’. Irk konusunda çeşitlilik bol olunca, ekranlarda ve sinemada görünen karakterlerin yalnızca belli bir kesimi değil, birçok farklı ırkı temsil etmesi konusu son derece hassaslaşıyor. Hatta bu konuda hem yapımcıların, hem de film/dizi yazarlarının üzerinde büyük bir baskı var. Birkaç sene önce de Girls dizisi bu baskıdan nasibini almıştı. New York’ta geçen dizide, bir sezon boyunca hiçbir Afrikalı-Amerikalı karakterin görünmemesi konusunda yazar Lena Dunham birçok eleştiriye maruz kalmış, bunu özellikle yapmadıklarını defalarca belirtmişti. 

Bunu takiben, ikinci sezonun başlarında, sanırım herkesi susturmak için, kendi karakteri Hannah’ya zenci bir erkek arkadaş ayarlamış ama birkaç bölüm sonunda, karakterin Cumhuriyetçi olması gerekçesiyle bu ilişkiye son verilmişti. Aynı durum, beyaz karakterlerin ağırlık taşıdığı birçok dizinin de başına gelmişti. Durum bu kadar hassasken, 2015 yılına geldiğimizde, büyük bir reklam kampanyasıyla “Fresh off the Boat” yayına girdi. Üç çocuklu Asyalı bir ailenin maceralarını anlatan ve 1990’ların ortalarında Orlando’da geçen dizi, uzun süreden sonra Asyalı ırkı temsil eden ilk ve tek televizyon programı olma ünvanını elinde tutuyor.

Bu kadar içerik bolluğunda, benim bu diziyi keşfetmem, yazar kadrosundaki komedyen Ali Wong’u, Los Angeles’daki bir komedi kulubünde sahnede izlememle başladı. Bu kadar komik bir kadının içinde yer aldığı proje kötü olamaz düz mantığıyla izlemeye başladığım dizinin, hiç hayal kırıklığına uğratmadığını söylemem gerek. Çocukken izlediğimiz “Bizim Ev” tadında, Tayvanlı bir ailenin ve üç sevimli oğlunun günlük hayatlarını anlatan yapım, çoğu aile dizisinin bayatlığından uzak, son derece güldüren eğlendiren bir program. İkinci sezonu sona eren “Fresh off the Boat”, 2016 sona ermeden, üçüncü sezonuyla ekranlara dönecek.

Söyleşideen çok eğlenenler üç çocuk oyuncu oldu

Emmy ödülleri yaklaşırken, televizyon programlarının Akademi üyeleri için verdikleri davetler de çoğalıyor. “Fresh off the Boat” resepsiyonu da geçtiğimiz günlerde Los Angeles’daki London Hotel’de gerçekleşti. Bütün ana oyuncu kadrosuyla, dizinin yaratıcısı ile yapımcısının katıldığı davette, dizinin bir bölümün gösteriminin ardından, ufak da bir söyleşi yapıldı. Sohbeti bir noktada, tamamen üç çocuk oyuncu ele geçirdi -kah yerde su şişeleri yuvarlandı, kah diğer oyuncular konuşurken biri mikrofona doğru gürültülü bir şekilde hapşırdı, kah üçü kendi aralarında, bizim pek anlam veremediğimiz konularda konuşup kıkır kıkır güldüler. En güzeli de söyleşi sonrasında, bütün oyuncuların davete katılması oldu. İşte o noktada hiç acımadım ve davette üç küçük çocuğu esir aldım. Sonuç: Snapchat filtreli, filtresiz bir sürü fotoğraf.

Söyleşide, dizinin Asyalılar için ne kadar önemli olduğundan sıklıkla bahsedildi. “Kaplan Anne” rolündeki Constance Wu, özellikle küçük Asyalı çocukların, kendi tiplerinde insanları ekranda görmelerinin çok önemli olduğunu söylüyor.  Dizide basmakalıp Asyalı karakterlerden ziyade, değişik huyları ve zevkleri olan, şahsına münhasır karakterlerin yer aldığını belirten Constance, örneğin canlandırdığı annenin büyük bir Stephen King hayranı olduğunu ve yazarın bütün kitaplarını okuduğunu söylüyor.

Söyleşiden önce gösterilen bölümde, evin ortanca oğlunun banka hesabı açarken kendine bir isim seçmesi ve bu süreçte tek tek aile fertlerinin kendi “Amerikalı” isimlerini nasıl aldıklarını öğrenmesi konu ediliyor. Amerika’da yaşayan ve Türk ismiyle yıllardır bu konuda çok çekmiş biri olarak, söyleşinin en çok bu kısmı bana hitap etti. Dizinin yaratıcısı Nahnatchka Khan, hayatı boyunca isminin zorluklarıyla baş ettiğini anlattı.

“Kimse bir türlü ismimin Nahnatchka olduğunu kabul etmedi. ‘Biz sana Nancy demeye karar verdik’ diyenlerden, ismimi bambaşka şekillerde söyleyenlere kadar bir sürü insanla uğraşmak zorunda kaldım. Dizide gördüğünüz her şey, gerçekten gerçek hayattan alınmış durumda. ”

Dizide büyük çocuk Eddie Huang’ı canlandıran 12 yaşındaki Hudson Yang, karakterinden çok şey öğrendiğini söylüyor.

“Eddie’yi oynamak çok zevkli çünkü çifte hayat yaşıyorum.  Günün sonunda en yakın arkadaşın, dizideki karakterin oluyor. Bazen ödevimi yapmadığımda kötü hissetmiyorum çünkü Eddie de yapmamış oluyor. Benim henüz yaşamadığım birçok şeyi karakterim tecrübe etmiş olduğunda, ondan çok şey öğreniyorum.”

Seri, üçüncü sezonda da ekranda olacak..

Ortanca çocuk Emery Huang’ı canlandıran Forrest Wheeler, karakteriyle arasında benzerlikler olup olmadığı sorulduğunda,  ikisinin de tenis oynadığını ve kendisinin de karakteri gibi rahat ve son derece nazik olduğunu söylüyor. Bu noktada Forrest’ın farketmeden, son derece içten bir şekilde kendini övmesi seyircileri biraz güldürüyor. Zaten bu noktadan sonra, bütün söyleşi üç çocuğun stand up gösterisi şeklinde devam ediyor.

Dizinin yaratıcısı Nahnatchka Khan, karakterleri yaratma sürecinden bahsederken, “Hikayede mutlaka beyaz bir kadın karakteri olmasını istedik” diyerek herkesi güldürüyor. Dizide Honey karakterini canlandıran Chelsey Crisp, iki ailenin ebeveynlik tercihlerini karşılaştırması açısından dizinin çok öğretici olduğunu söylüyor.

Louis Huang karakterine can veren ve yıllardır bir sürü film ve dizide yan karakter olarak rol alan Randall Park, artık sokakta tanınıyor olmalarından söz açıldığında, insanların kendisine yaklaşıp “’Mentalist’te oynayan adam sen değil misin?” diye sorduklarını anlatıyor. Yıllardır bir sürü dizinin ilk bölümünde rol alan ama o dizilerin büyük çoğunluğunun televizyon kanalları tarafından yayına alınmadığını söyleyen Louis, kendisine bu dizide böyle bir fırsat verildiği için çok mutlu olduğunu söylüyor.

Nahnatchka Khan da geçen yıl Şubat ayında yayına girmelerine rağmen, henüz 1,5 sene bile dolmadan, ikinci sezonu bitirdiklerini söylüyor.

“Dizinin başarılı olmasının en büyük nedeni de zamanlamanın doğru olması. Yıllardır böyle bir amaç uğruna çalışıyoruz ve doğru zamanda, her şey olması gerektiği gibi oldu. Üçüncü sezonda, karakterleri biraz daha derinlemesine işleme fırsatımız olacak.”

Her ne kadar dizi, Eylül’de sahiplerini bulacak Emmy ödüllerine aday gösterilmese de “Fresh off the Boat”un yazar ve yaratıcılarını, televizyonda farklı yüzlere yer verdikleri için tebrik ediyor,  dizinin yeni sezonunu merakla bekliyoruz.

 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER