Ve ne yazık ki ayrılık geldi çattı, emniyetin
önünde vedalaşıldı. Taş Kafa’nın oğlumuz sana emanet deyişi yaklaşan Babalar Günü'ne selam çaktı sanki. Poyraz’ın "aşkımız sana emanet" deyişiyle en sonunda parmaklıklar
ardına düştüler. Poyraz sorgu odasındayken Neşet’in dışarıda olduğunu duyunca delirirken
diğerleri de Bahri Baba’nın dizinin dibinde önce fırçalarını yiyip sonra
babanın kanatları altına girdiler.
Sema, demir parmaklıklar Zülfikar’ın boynuna urgan
olup dolanmadan duruma müdahale etti. Geçen hafta çantasını yavaşça masaya
yerleştirmesi, kameraya çektiğini anlamamıza vesile olmuştu. Savcı hayal
kırıklığına uğradı ama bu Sema için daha zor bir durumdu. Sevdiğine ihanet etti
ve Baba için kendini feda etti. Sema’nın aklına geldikçe midesinin bulanığı o
gecenin sonunda gelen telefon Sema kadar bizi de heyecanlandırmıştı. Ama ne
yazık ki Sefer’in gerçekten de öldüğünü Sema’yla birlikte yıkılarak öğrendik. Sefer’in
yüzüğü Sema’nın boynundaki yerini bir kez daha aldı. Hastaneden sonra görüştüğü
adamın kendi için tuttuğu mezarcı olabileceği aklıma gelmemişti ama The Umman
Familyası ile "tatile gidiyorum" diye vedalaşmasında aslında bir daha geri
dönmeyeceği aklıma gelmişti. Öyle sıkı sarıldı ki herkese... Bu, sonsuz vedanın sarılmasıydı.
Yaptığı ihanetin bedeli ve Sefersizlik ağır geldi ve Sefer’in mezarı başında
hayatına son verdi. Ve bir âşık çiftin daha vuslatına ölüm vesile oldu.
Senden sonra rengi yok yüreğin Portakal'lar
da siyah-beyaz artık Aşkın imkânsızıysa istediğin Sevdanın rengi ölüm artık
Adil Topal’dan sonra psikopatlığın üst seviyesini
gösteren, Rus elçiliğinden kaçmayı başarıp soluğu Ayşegül’ün yanında alan XXL
manyak olan Neşet’ten, Poyraz’ın serbest kaldığından habersiz emniyetten kaçıp
Ayşegül’ü kurtarmaya gelmesiyle, kurtulmuş olduk. Ama şunu söylemeliyim ki
Tolga Güleç gerçekten rolünü çok başarılı, inandırıcı oynadı.
Poyraz Ayşegül’e, Ümranl'a Taş Kafa Bey'i de yeni
evine taşınınca bizim Albay'ımız da yalnız kaldı ( eğer Tutunamayanlar'dan olup
iyi birer deli olursanız Albay'ı bile görebilirsiniz). Poyraz son ödevini o gün
yaptı ve cevabı buldu: Dandiklik. Hepimiz dandiğiz dedi. Karneleri alacak ve
özellikle karnede zayıf getirecek kardeşlerimize mesajı vardı: Bu dandiklik
girdabını senin gibi gençler bozacak.
Geldi yaz ayları başladı düğün marşları. ‘Yaz battal
beden damatlık’ diye listeyi doldurmaya başlayan Zülfikar, sezonun son dersini
uçaklar üzerinden verdi. Uçak rötar yapınca suçu artık havayollarına
atmazsınız. Gelelim düğüne.. Ümran'la Taş Kafa'nın düğünlerinde en çok merak
ettiğim nikâh memurunun ‘damat bey adınız soyadınız’ kısmıydı ki orayı yine
kestiler umarım 3. sezonda öğrenebiliriz Taş Kafa'nın adını. Zülfikar’ın dillere
destan düğün pastası da mükemmeldi ayrıca. Ve The Umman Familyası korosuna da
buradan alkışlar.
Mutsuzlar ölmemeli Albayım, çok
sevenler de hatta babalar da yaşasın; bu dünya kötülere kalmasın Albayım, kimse
yaşamadan mezara konmasın.
Geldik ne can alıcı noktaya (hem mecazen hem gerçek
manada). Sinan dedi ya ‘eğer senin başın belaya girdiyse orada birileri
kurtulmuştur’ diye işte yine aynısı oldu. Poyraz sevdikleri için ölüme tek
başına gitti. Anneleri hep kadınlardan seçiyorlar diyen Poyraz, Sinan’a hem babalık hem annelik yaptı. Sinan’ın babasının ardından ağlayışı
yüreğimizi cız ettirdi. Ataberk büyümüş de küçülmüş bir oyuncu sanki o kadar
güzel içten oynadı ki Poyraz Karayel'cilere duyguyu çok iyi geçirdi. Giderken
Albay'la son kez vedalaştı Poyraz. "Kalbim kurudu Albayım" dedi.
‘…büyüdükçe
hayallerim küçülüyor…’
Sefer giderken ‘hepimiz şu üç günlük dünyaya ölmek için
doğmadık mı’ demişti Poyraz’dan bunun başka bir deyişini duyduk: ‘hepimiz
unutulmak için yaratılmadık mı?’ Her aşığın dediği gibi "ayrılık ölümden beter"
diyen Poyraz’a bir çift lafım var; ölüm de bir ayrılık değil mi? Hem bir daha
hiç görmemecesine bir ayrılık. Aynı havayı solumayacaksın herhangi bir yerde
karşılaşma ihtimaliniz bile olmayacak. Ayşegül’ün aklı tam da senin istediğin
gibi sende kalacak. Hatta dediğin gibi yatıya kalacak hiç gitmeyecek ta ki
Ayşegül de mezarın başında Sema gibi ölene dek. Gel gör ki Sefer’in dediği gibi
‘ölüm haktır sevgi ise baki’.

Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım
Ama ayrıca aldığın şu hayat
Fena değildir
Üstü kalsın…*
Poyraz bir Poyraz Karayel klasiği olan ‘hepsi manyak
bunların’ diyerek son nefesini verdi. Sinan Karayel’in babası, mahallemizin
biricik abisi, Ayşegül kızımızın sevgilisi, mafyacılıktan bozma, emniyetten
atılma… Poyraz Karayel kendine yakışır bir şekilde öldü. Umarım öyle de döner ve
bütün bunlar bir rüyadır ve Poyraz'ımız dahice bir planla durumdan kurtulur.
Senaristinden yönetmenine herkesin emeğine sağlık. Yeni
sezonda Poyraz Karayel'de yepyeni bir dönem olacak gibi hissediyorum ve 3.
sezonu sabırsızlıkla bekliyorum.
*Cemal Süreya/Üstü Kalsın