Ömer, küçük serçemizin, Defne'mizin kanatlarını kopardı, eline verdi!
Ömer, küçük serçemizin, Defne'mizin kanatlarını kopardı, eline verdi!
12 Haziran 2016
Yine alttan almaktan vazgeçmeyen, sevdiği adamı
özür yağmuruna tutan, "haklısın" demekten yoksunmayan yüce gönüllü Defne'miz beni
hiç şaşırtmadı. Bir sır sayesinde bulduğu aşk, bir sırra kurban vermemek
için debelenen o güzel yürekli Defne. Her gün "Bu İplikçi'ye neden bu sır kolay
açıklanamaz" versiyonlarını bire bir yaşıyor. Kaybetmekten korkan, kanatlarından
vazgeçen serçe, her seferinde canı acırsa, kurallarına uyulmazsa o kanatlarını
kırmaktan çekinmeyecek Ömer'i yeniden tanıyor.
Alyans nedir? İki kişinin birbirlerine olan
bağlılığının, ait olmanın, sahiplenişin simgesidir. Bazı ilişkiler bu tip bir
etikete ihtiyaç duymadan sahiplenirler birbirlerini, evlilik olsun olmasın
takmazlar yüzük. Yüzükleri kalplerindedir onların, orada taşırlar. Bazıları
vardır gururla hiç çıkarmamak adına yüzüklerini takarlar, söz verirler ve
birbirlerini asla yarı yolda bırakmazlar. Bazıları vardır Ömer gibi, yüzüğü
takar, bir dener, ufacık bir rüzgârda sarsılmasını sevdiği kadına bağlar.
Kendini dağlara vurur. "Senden vazgeçmek deyince imkânsız geliyor
kulağa." diyebilen bir adam Defne'den vazgeçebilmenin yollarını bulmak
için uzaklaşır.
Peki, her seferinde yeni bir ümitsizliğe yelken
açmaktan bile yorulmayan, canla başla sevdiği adamı arayan Defne'ye üzülmemek
elde mi? Rest çekmiyor, bıkmıyor, bağırmıyor, sürekli sineye çekiyor, kötü
gününde de yanında, iyi gününde de yanında... Neden? Çünkü Defne sevgiyi
kaybetme hissini annesiyle babasıyla yakından yaşamış. Defne'de Ömer gibi
geçmişte bir yerlerde takılı, ilk terk edildiği zamanı hiç unutamıyor.
"Kimse tarafından sevilmemek korkusu." insanları aynı Defne gibi
yapar. Hep hatayı kendinde ararlar, alttan alan onlardır, kolay ikna edersiniz,
sevecendirler, kolay bağışlarlar, hep yamacınızdadırlar, yardım etmeye hazır.
İşte bu yüzden Defne'miz- serçemiz yüzüne kapılarda kapansa, umudu hep var...
Ailesine hissettirmemek için eve uğramayan,
ofislerde uyuyan, Şükrü Bey'e yalvaran Defne'me çok üzüldüm. Güçlü
olabilmesini, paniklememesini, ayaklarının yere basabilmesini, bir annesinin
bir babasının yanında olmasını çok istedim. Ama Defne yine yalnızdı. Son çareyi
Nero'lara gitmekte buldu. Nero genelde ortalığı karıştırsa da en kritik anlarda
nasıl davranması gerektiğini bilen bir kadın aslında. O kollarını açışı, küçük
kız diyerek sevmesi, iyi biri olduğunu hem de annesiz büyümesine rağmen doğru
oluşunu dile getirmesi sahnesini ve Defne'nin onun kolları arasında dökülen
gözyaşları benim de içimi kanattı.
Defne'nin de Nero'ya sarf ettiği sözler ne
güzeldi. Âşık olduğunu haykırdı, sevdiği adamı bir gün bile üzmeyecek
olmasından bahsetti. Kötü ve yalancı olmak istemediğini anlattı. Defne ilk defa
korkmadan Neriman'a "Rahat bırakın bizi." diye bağırdı feryat etti.
Uyandığında Necmi Bey'den Ömer ve dede hikâyesinin karanlıkta kalan kısmını
dinlemesiyle yine kalbi Ömer'i için sızladı.
Ömer'in yıkıp döktüklerini, parçaladıklarını
temizlerken kanayan elini tek başına silen Defne yine yalnızdı. Uykuya dalmadan
önce Ömer'in yastığına sarılması koklaması bir özlemdi, sevgiydi, aşktı, bir
bekleyişti.
Ömer eve döndüğünde Defne'yi görmeyi hayal
etmiyordu. Defne çekip gitmemişti, hoş geldinler ile âşık olduğu adam
tarafından buyur edildiği ev de sevdiği adamı bekliyordu. Ömer'in
"Kimsenin yapamadığını yapıyor, uyuyarak bile destek oluyor bana,
varlığından güç alıyorum." dediği kadın uyumadan tam da karşında yine
yanında olmak için gelmişti.
Öylesine güzel bir kalpli bir kadın ki Defne,
"Seni böyle görmek çok üzüyor, keşke onun dertleri bende olsa da o
üzülmese." diyebilecek kadar âşık. Böyle bir kadının iyi niyetinden şüphe
etmek hiç yakışmadı Ömer Bey'e. Kafasını pek
toplayamamış, sakinleşememiş. Sabit fikirlerinden, egosundan vazgeçememiş yine.
Yanlış yerlerde dolanan bir Defne ben hiç görmedim. Yanlış yerlerde mekân
tutan, İz'lerle barlara giden, Gallo'nun evine yemek getiren Ömer gördük hep
birlikte. Defne doğru yollarda dolanıyor da sen Ömer hangi yollarda
dolanıyorsun sormak lazım sana. Ne bam teliymiş ama. Saçmalayan ve yanlış yerde
duranda sensin İplikçi!
Yazı devam ediyor..