Saklamak, saklamak… Sır! Vallahi gına geldi. Kesinlikle gerçekleşeceğini sanmıyorum ama keşke Ömer Gallo’nun yazdığı mektubu okusa ve de bu sır mevzuu artık kapansa. Yetti canıma, yetti. Ne sırmış arkadaş. İnşallah siz bu kadar sır diye abartırken Ömer beklemediğiniz kadar sakin ve akıllıca bir tepki verir de sakladığınız zamanlara pişman olursunuz. Niye mi böyle söylüyorum? Çünkü, her ne kadar Defne’nin kızacağını bile bile evi almış olmasına kızmış olsam da, Ömer artık bambaşka bir noktada. Aşk onu öyle bir evrime tabi tuttu ki değişimi muazzam. O kadar aheste, sindire sindire izledik ki Ömer’’in evrimini… Şu dizide belki de en sevdiğim şey Ömer’in aşkla gelen evrimi. Zaten geri kalan tüm karakterlerde bir hız bir hız, sormayın.
Sinan’ın hızı artık ülke sınırlarını aştı. Önce Yaso, sonra Defne, sonra Sude -ki hala anlam veremiyorum-, sonra tekrar Yaso… Yasemin’e bakınca ise, aşk değildi belki ama, önce Ömer sonra İso, sonra Sinan, şimdilik hala Sinan… İso’dan Sinan’a geçişi alacalı hatta, keskin bir çizgi bile yok. Sinan’la neler olduğu belli değilken İso’dan yediği tekme ile iş görüşmesine gittiği yerde Sinan’ın iyiliği için konuşma yaptı Yasemin. Kaç saat sürmüş olabilir şirketle restorant arası? Bakın, bu mantık dışı bana göre. Ayrıca İso’da beraber oldukları süre zarfında hiç bu denli şiddetli hissetmediğimiz Yasemin aşkına ne demeli? Kaybedince mi daha kıymetli oldu yani? Peki peki, hadi hepsini geçtim. Sude ve Deniz’in frenleri tutmayan araç misali dur durak bilmeden ilerleyen aşka düşüş yolculukları? Deniz gibi kötülükten beslenen bir insan düğmesine dokunulmuş robot gibi nasıl aşık olur ya? Hem de Sude gibi birine? Kafam almıyor Şükrü! Şu dizide stabilitesini korumuş tek karakter Şükrü Abi. Allah’ını seven ona dokunmasın bari!^^
Gelelim erişemediğimiz vuslatlara… Ben gerilimi bu kadar yükseltip yükseltip sonra da yeşil ekran vermeleri sevmiyorum. Diyorsunuz ki birbirini seven iki insanın öpüşmesi, sevişmesi çok normal. Peki bunu olay haline getiren gerçekten biz miyiz yoksa ucuna ucuna getirip ‘’Iıı şey, bir lavaboya gideyim ben.’’ diyen Defne mi, yazlığa gitmeden Sinan’a ev müsait mi diye sormayı akıl edemeyen Ömer mi? Ya da bir başkası? Neyse, neyse… Bu konu üzerinde de çok durmayalım bakalım. ^^
Kesilen sahnelerimiz var ama bir de… Fragmanda daha net izleyebildiğimiz ama bölümde izlemeye layık görülmediğimiz sahneler… Bu kimin işi, sebebi nedir bilmiyorum. Sitemimin adresi; Üzerine alınan alınsın mah. Ben daha fazla parça parça sahne izlemek istemiyorum cad. Hep bunu yapıyorsunuz ama nedeeen Apt. KA/45 StarTv/İstanbul ^^
Yazı devam ediyor..