Nefret
ediyorum benimle konuşma tarzından
Nefret
ediyorum saç traşından,
Nefret
ediyorum arabamı sürmenden
Nefret
ediyorum gözlerini bana dikmenden,
Nefret
ediyorum o asker çizmelerinden
Nefret
ediyorum aklımdakileri okumandan,
Sana
olan nefretim beni hasta ediyor,
O kadar ki, hatta şair yapıyor,
Nefret
ediyorum; Hep haklı olmandan nefret ediyorum,
Yalanlarından
nefret ediyorum,
Nefret
ediyorum beni güldürdüğünde
Daha
da kötüsü ağlattığında,
Etrafımda
olmadığında nefret ediyorum,
Dahası
telefon açmadığında.
Ama
en çok da, senden nefret edemememden nefret ediyorum,
Hiç
hoş değil ama biraz olsun bile değil hiç nefret edemememden.
O
kadar nefret ediyorum ki ondan
Havuçları, ıspanakları ince ince, renkli renkli doğrarken keyiflenmesinden,
O dudağının kenarından böyle gülmesinden,
O ilgisiz, alakasız halinden,
Hem yanındaymış hem yokmuş gibi davranmasından.
Cümleler farklı, amaç aynı. Senden Nefret Etmemim 10 Sebebi filmini izleyenler bilir,
esas kızımız ‘Seni affediyorum’ niteliğinde olsun diye kurar bu
cümleleri. Ancak Pelin bir nevi ilan-ı aşk olarak kullanıyor bu sözleri.
Diğer yanda Tankut/Sinan da arkadaşına ‘Ya insanda
bir tavır, bir onur olur. İki gün önce ben Tolga’yı başka bir kızla görüp
sana söylemediğim için evimi basmışsın. O gevşekle hiçbir şey olmamış gibi
barışabiliyorsun. Ben bunu kaldıramıyorum.’ diyor. Meali, Sinan aslında ‘Ben daha küçük bir
şey yaptığımda hesap soruyorsun kırk saat, onu neden affediyorsun küt diye beni
niye affetmiyorsun madem. Ben bu kadar güvenilir bir insanken bana
güvenmiyorsun ama onun iki cümlesine hemen güveniyorsun.’ demek istiyor. Sinan’cığım sana bir
sır vereyim mi? Biz kadınlar bir şeyi sorguluyorsak onunla ilgileniyoruz
demektir. Üzerine konuşmadığımız konular bizim için önemsizdir.
Tolga’nın nasıl olup da bu kadar hızlı çark ettiğini, nasıl bir anda bu kadar aşık olduğunu anlayamadım ama çok komik
olduğu bir gerçek. Bu bölüm Pelin için koşup kurtarma operasyonlarına
giriştiğinde, Pelin’in verdiği ‘Başka zaman olsa gelmezsin, kendi düğününe
gelmezsin buna geleceğin mi tuttu?’ tepkisi çok komikti. Tolga’cığım sana da
bir nasihatim var sen Pelin’in Tankut halini seviyorsun sana gelse yine eski
şımarık Pelin olur, sonuçta Pelin Tankut ile değişiyor senin gibi bulunduğu
kabın şeklini alan birinin yanında yine yöneten Pelin’e dönüşür.
Dünyanın en inandırıcı ‘Tamam’ı
Başak ve Bülent: Hayatımda hem bu kadar
arkadaşına yardımcı hem bu kadar sempatik hem de bu kadar yakışan çift
görmedim. Klişelere meydan okuyan duruşlarıyla hem kendileri romantizm yaşayıp
hem de "bir tek biz olmayalım çevremiz de mutlu olsun" deyip iş çeviriyorlar.
Genelde yardımcı rollerin aşkı dibine kadar klişe olur ama Bülent’in ‘Bak
denizi karşıma aldım, ben çok güzel el falı bakarım’ gibi dalga geçen
replikleri ne kadar farklı olduklarının göstergesi. Benim için bundan böyle
Bonnie ve Clyde bir, Başak ve Bülent iki öyle aksiyon çifti ikisi de.
Yazı devam ediyor..