Oysa
delirmek, korkusuz olmaktır.
Oysa
delirmek, kendinden çıkıp bir daha geriye bakmadan sevenlerin halidir.*
Aşk, aslında bir delirme hali. Herkese, her şeye, tüm
dünyaya karşı duracak kadar güçlü hissettiğin; içindeki iyiyi de kötüyü de
dışarı çıkartan bir güç... Zaman zaman iyileştiren, zaman zaman da hasta eden
bir duygu... Birbirinin içinde kaybolduğun, bir yandan da hep aradığını
bulduğun kocaman bir orman...
"Aşk korkusuz olmalı. Gözü arkada kalmamalı.
Güvenebilmeli. Güveniyorum, ama emin olmak istedim." dedi Defne.
"Aşkta jandarma olmaz ya. Onun etrafındakileri ayıklamayacaksın oğlum. O
seni seçecek! Her şeye rağmen... Herkese rağmen..." dedi İso...
Defne'nin damarına basıldığında nasıl davrandığını hepimiz
biliyoruz. Kendisi açık bir kitap gibi olduğundan Gallo da biliyordu tabii ki.
Fütursuzca "Ben Ömer'den hoşlanıyorum. Hatta daha fazlası" dediğinde
Defne'nin delireceğini (biz de ekran karşısında delirdik),
"korkuyorsun" dediğinde de nasıl bir tepki vereceğini biliyordu
elbette. Defne'nin o anda verdiği tepki, her ne kadar Ömer'in onu sevdiğinden
emin olsa da; aslında ona meydan okunduğunda vereceği tepkiydi. Sonrasında
yiğitliğe şey sürmese de "ne yaptım ben ya" psikozuna girdiği de bir
gerçek.
Süper kahramanımız Ömer, Defne'nin de desteğiyle kardeşi
Sinan'ın daha fazla harap olmasına dayanamadı ve olaya el koydu. "Siz
buldunuz birbirinizi. Doğrusunuz yani." diyerek de aşka ne kadar
inandığını ve saygı duyduğunu bir kez daha gösterdi bize. "Her şey iş değil.
Olması gereken tam da bu! Şans tanımalı hepimize." diyerek de kardeşinin
derdine derman oldu ve onu Yasemin'ine kavuşturdu.
Sinan ile Yasemin gerçekten buldular birbirlerini. Her ne
kadar kavuştukları sahneyi biraz fazla abartılı bulsam da, o anın heyecanı ve
onların mutluluğuyla bu duygum kayboldu gitti. Şirketteki ve çiftlikteki
hallerinden anladığım haftaya Sinan'dan bir evlenme teklifi gelmesi oldukça
muhtemel.
Geçen hafta Twitter'da şöyle bir şey yazmıştım:
"Bizim dizimizde Türkan-Hulusi, Nihan-Serdar, Yasemin-Sinan, Ömer-Defne,
hatta İso aşkı yaşayacak, Sude ve Deniz hariç" demiştim. Sevgili Meriç
Acemi beni ters köşeye yatırdı. Deniz'ler de âşık olurmuş. Şoklardayım! Bu
kadar birbirine benzeyen iki insanın, kötülük konusunda neredeyse master
derecesine sahip bu ikilinin aşkı nasıl olur acaba diye merak etmekten kendimi
alamıyorum. Çok tutkulu bir ilişki olacağı kabak gibi ortada da... Acaba birbirlerini
iyileştirirler mi, bunu becerebilirler mi ya? İzleyelim bakalım^^ Bu arada
Melisa Şenolsun'a bir parantez açalım. Sude'nin delirdiği sahnede harikalar
yarattığını buraya not düşelim.
Koriş ve Nero ikilisi yine müthişti. Ay bence her eve
sizden bir set lazım. Ne tatlısınız siz öyle ya^^ "Halk geliyor" ve
"Total amca" repliklerine eridim eridim. Meriç Acemi'ye şapka
çıkartıyorum. Hatta şapkayı fırlatıyorum :) Neriman'ın ilk kez Defne'ye hak
vermesi de gözümden kaçmadı. Bence o da artık bizim çocukların aşkından emin.
Bundan sonra ayırmak için uğraşmayacaktır diye düşünüyorum. Hoş Nero bu.
Uğraşacak bir şey mutlaka bulur, ama görünen o ki önünde çok daha büyük bir
olay var uğraşması gereken. Sude ve Deniz aşkı.^^
Yazı devam ediyor..