Öncelikle 1. sezon finali bizi iki olayla şoka
uğratmıştı. İlki Lila'yı Frank'in öldürmüş olması. Sağlam bir ters köşeydi ve
kafamızda 2. sezonu beklemeye yeter de artar soru ve teoriler bıraktı. Sezon
başladı, Frank neden yaptı, Sam'e olan borcu ne? sorularının cevaplarını aldık.
Aklıma tam yatmasa da makul bir açıklama getirilmiş, kesinlikle eğreti ve
zorlama durmuyor. Ayrıca sezonun ilk yarısında kendini gösteren kanlı paranın açıklamasını
da aldık. Frank'in Annalise'in yanında olmasının Sam'in eseri olduğunu
düşünürsek, geçmişte Annalise'e yaptığı ihanetin çok da göze battığını
söyleyemem.
Bilmeden, doğmamış bir bebeğin ölümüne sebep olmasının verdiği
vicdan azabı -Sam'in deyimiyle borcu- Lila'yı öldürerek silindi mi? İşte burada
bir şeyler tam oturmuyor. Sam'e hayatı için bir borcu olabilir fakat bebek
konusunda aldığı tehdidin altı boş. Sam gibi batmakta olan bir adam bu gerçeği
Annalise'e söyleyerek kendini daha da dibe çekmezdi ama bunu Frank düşünemedi.
Sonuçta olay buralara kadar geldi ve Frank'i çok zor günler bekliyor olacak
hele ki Annalise 'aslı' öğrendikten sonra.. Frank için çorap sökülmeye başladı!
-yok canım onun için üzülüyor değilim :( -
Gelelim diğer şokumuza.. Rebecca'yı biri öldürdü ve bu
kişinin Bonnie olduğu açığa çıktı -belirtmeden geçemem dizide bu bilinmezlerin
izleyicilere fazla uzatılmadan açıklanmasına bayılıyorum.- Bonnie sizin
iyiliğiniz için yaptım kafasıyla aradan kaynadı ama 3.sezonda o da ortaya
çıkar. Bonnie kaynayınca olay haliyle Wes üzerinde şekillendi. Onun Reb'i
arayışlarını, atarlarını giderlerini, depresyonunu izlemek beni fazlasıyla
yorup bayıyorken üstüne annesinin davasıyla beterin beteri olup her şeyi
asistan kıza anlatacak diye öd namına ne varsa silip süpürdü. Her an yanında
ona destek olmak isteyen Laurel'a karşı tavırlarına ne demeli? Wes'ten
hazzetmediğim doğrudur! Sezonun ikinci yarısında Wes'in annesinin olayıyla
ilgili her bölüm bir şeyler açığa çıkıp izleyiciye izlenimler oluşturuldu, her
sonraki bölümle de bir önceki izlenim çürütüldü. Ters köşe yapmak bu dizinin
senaristlerinin işi kesinlikle.
"Wes, dizinin stilistinin sana bi çeki düzen vermesi
lazım." by Laurel
Sezonun geneline yayılan davanın işlenişi de iyiydi.
Tam davaya olan ilginiz azalıyorken klas bir hareketle o ilgi tekrar toparlandı
her seferinde. Davayı dizinin ayrı bir parçası olarak değil de bazen olayların
merkezinde bazen kıyısında bazen köşesinde görmekten memnunum. Ama sezon
finaline kadar katil bu denilen kişilerin hiçbirine katil gözüyle bakamadım. Sürekli
gelen ters köşe izlemenin yan etkileri bunlaarr, ne alırsan ters köşe! Ha şaşırdım mı asıl
katile? Evet. Başarılılar da arkadaş, ondan bir şey de diyemiyorum..
Tamam, toparlanması azcık zor olmuş olabilir..
Karakterleri teker teker ele alırsak depresif olsa da
içimi baymamayı başaran bir Annalise vardı. Kötü biri olduğunu hiç düşünmedim,
korumacı hallerine de hep inandım gençlerin aksine. Wes'e olan ilgisini anlamış
olduk. Nate ile tekrar birlikte olmaları ve Nate'in ona desteği ayrıca hoşuma
gitti. İki sezondur çekmediği kalmadı, tabii bunca olaydan sonra bebeğiyle ilgili olayları hatırlamak ona
oldukça ağır geldi, dağıldı, hak da verdim ve gerektiği yerde toparlanmasını
bildi. Her şeye rağmen toparlanmak onun süper gücü!
Gençlerde ise durumlar karışık. Wes'in dertleriyle,
diğerlerinin mızmızlanmalarıyla, Frank'in sırlarıyla uğraşıp duran Laurel'ı
daha çok sevmeye başladım. Biraz daha zeki olsa Annalise'in tahtına aday olur,
kısa bir süre Bonnie'cilik oynadı ama daha yolu varmış, anladık. Frank'le olan
ilişkilerini de sevdiğimi itiraf etmeliyim bu yüzden Wes'le olan tuhaf
kaçamağını göz ardı etmek istiyorum. Frank'le durumları ne olur muamma, izleyip
göreceğiz..
Yazı devam ediyor..