Şaşıfelek Çıkmazı
Terapim, depresyon kalkanım, canım ciğerim, deli derler mi diye korkmadan gayet net söyleyeyim, bildiğin arkadaşım. Bir daha bir araya getirmenin mümkün olacağına katiyen inanmadığım şahane bir kadro ve bir sonraki kelimeyi kaçırmamak için gülmeni ağlamanı kısa tutacağın güzellikte diyaloglar eşliğinde bir bardak çayla beraber cümle rakılardan daha çok kafa yapan ilacım.
Saadet’in, kayıp olan Aysel’i bulmak için kendisine intihar süsü verip hastaneye gittiği ve doktor geldiğinde ayılıp Aysel’i sorduğu bir sahne vardır mesela, onu her izleyişimde Füsun Demirel’e ilan-ı aşklar etmek isterim. Aysel, Cesur ve İnci’nin gece televizyon izlerken, odaya gelen Kemal Baba’ya ‘Yıldo diye bir adam aradı.’ geyiğini fır fır döndürdükleri bir sahne vardır, o mahalleye ışınlanıp orada yaşamak isterim. Fikret Kuşkan ve Derya Alabora’nın olmadığı bölümleri vardır, onlara bakamam. İzlemeyen varsa, acele tavsiyemdir.
Mahinur Ergun’dan sonra dizinin yönetmenliğini yapan gencecik Çağan Irmak’ı doktor rolüyle görürüz bir sahnede.