Güneşin Kızları: Kocagöz ve Mavi'ye veda..

Güneşin Kızları: Kocagöz ve Mavi'ye veda..
Sıradan bir gündü benim için. Kendi yolumda yürümeye devam ederken karşıma iki küçük çocuk çıktı Ali ve Selin adında. "İki küçük çocuk, ikisi de hoyrat. Birbirlerine söz vermişler, birbirimizi bırakmayacağız diye. Beraber büyürlerken birbirlerini yakıp yıkıyorlar ama vazgeçmiyorlar birbirlerinden. "Ayrı yollarda gittiklerini sanıyorlardı belli ki ama unuttukları bir şey vardı, onlar birbirleri olmadan yarımdı çünkü Ali aslında Selin'di Selin ise aslında Ali. 

Ben de tuttum ellerinden beraber 39 hafta boyunca bir yolda yürüdük. Beraber büyüdük biz aslında çoktan büyüdüğümüzü zannederken. Onlar birbirinin rüzgârına fısıldarken o rüzgâr beni savurmaya başlamıştı bile. İki küçük çocuk vardı hayallerime sığmayan. Birinin adı Selin. Koca gözlümüz ,Ali'nin Selin'i. Fırtınalarına saklamıştı kalbini. Ali buldu onu saklandığı yerden tuttu sarıp sarmaladı. Ellerini avucuna aldı. Aslında bilmiyordu bizi de yanında taşıdığını.
 
 
 
Diğeri Ali'ydi, Ali'miz Mavimiz. Ali'm büyümemiş yanım, korkularım ,yaşanmışlıklarım, saklı yaram. O da hoyratlığına saklamıştı yaralarını. Selin buldu o yaraları, Selin sardı. Aslında bilmiyordu bizim de yaralarımızı sardığını. Gökyüzüne bakardı Ali, uzayda olmak istedi maviye kavuşmak istedi. Biz de hep sendeydik mavi. Sen bizde huydun artık. Seni ben anlatmayayım onlara, şiirler anlatsın: "Hayat hiç mavi yerinden vurmadı.. Çünkü ben maviyi beyazı koruyan masumiyet olarak tanırım. Karanlığı görünür kılan bir renktir mavi,öyle bilirim.. Sürükleyendir, bitmeyendir. Mavi olarak anlatmalıyım her şeyi... Kaldırın başınızı gökyüzüne, görmek istediğinizi değil gördüğünüzü söyleyin bana! Yaşamın ta kendisidir mavi. Belki de sadece bu yüzden ölmeye değil, yaşamaya mahkûm edilmiştir.. Maviyi soruyordun, gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi? Bir renk değildir mavi huydur bende.. Ve benim yetinmezliğimdir.. Ve herkesin yetinmezliğidir belki.." 

Ali ve Selin yol arkadaşlarım. Şimdi ben size nasıl veda ederim söyleyin. Siz yılanın zehriyle bana veda edip gülünüze kavuşurken ben bu çirkin dünyada tek başıma mı kalacağım? Buralar gitsin yeter ki siz gitmeyin. Sizi kim aldı benden yarım kalmış çocukluğumdan? Şimdi veda zamanı diyorlar öyle mi? Hiç acımadan ve vurdumduymazca koparıyorlar sizi benden. Siz benle kalın hep. Çok uzaklaşmayın olur mu? Uzaklaşmayın ki çağırdığımda hemen yanıma gelesiniz.  Uzaklaşmayın ki içim üzgünken gökyüzüne baktığımda sizi göreyim. Yükselip geleyim yanınıza birlikte rüzgâra fısıldayalım olur mu?

Bildiğim tek şey var ilerde çocuklarıma bile anlatacağım iki küçük dost kazandım. Ben hep sizinleyim siz de benimle olun e mi? Siz artık benim yıldızım yol göstericimsiniz. Hem ne diyor Küçük Prens? "Herkesin bir yıldızı var. Hepsi birbirine benziyor gibi görünüyor ama gerçekte öyle değil. Herkesin yıldızı farklı farklı, hiç biri diğerine benzemiyor. Yolcular için pusula, kimileri için küçük bir ışık, bilginler için çözülmesi gereken bilmecedir yıldızlar, iş adamına göre ise altından başka bir şey değil. Ne var ki bütün yıldızlar suskundur. Ama sen onları herkesten ayrı gözle göreceksin."

Ben sizi hep orada bambaşka bir şekilde göreceğim hoşça kalın yol arkadaşlarım...




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER