Peki, biz nasıl sevdik Nazlı Yılmaz'ı? Böylesine atarlı, giderli bir kız çocuğunu? Çünkü bakmakla görmek aynı şey değil. Milyonlar baktı ama o milyonlar göremedi Nazlı Yılmaz'ın dünyasını. Sadece görebilenler sevdi. Hep dediğim gibi Nazlı kız bizim içimizden biri. Hayatı sadece eğlence gibi yaşayanlara karşı Nazlı, minicik omuzlarına dertleri yük diye koyup yaşamaya çalışıyordu. Gözyaşlarıyla hep içimiz cız etti, bu kız neden bu kadar ağlıyor dedik, onun için biz de gözyaşı döktük. Karakter öyle işledi ki içimize, kardeşimiz gibi sahiplendik Nazlı'yı. Aşkıyla, ailesine olan sevgisiyle, dobra oluşuyla, hırçınlığıyla kabul ettik sevdik atarlı, giderli Nazlı kızı.
Hiç şüphesiz ki Nazlı'yı efsane bir karakter haline getiren Burcu Özberk’tir.. Genç bir oyuncunun, daha yolun başında olmasına rağmen böyle güzel işler başarması ayakta alkışlanır.. Tiyatro oyunculuğunu demiyorum bile parlak bir geçmiş ve bol alkışlı bir gelecek onu bekliyor..
Burcu Özberk’i bazen bir sümbüle benzetirim rengârenk, hayat dolu, ışıl ışıl. Bazen bir krizantem çiçeğine benzetirim, bu çiçek gibi dik ve gururludur. Bazen bir kardelen gibidir o öylesine narin ve kırılgan. En çok nergis gülüne benzetirim onu büyüleyici güzelliği ve insana huzur veren tatlı bakışları için. En çok da bir şebboy çiçeğidir benim için Burcu Özberk, gözlerinin güzelliğini geceden alan, en güzel kokan çiçektir, aynı zamanda aile sevgisi, insanlara olan ilgisi ve vefası, sabırlı oluşu böyle söylemem için geçerli sebeplerden birkaç tanesi..
Çiçeklerin, kışın ve Burcu Özberk’in güzelliği hakkında sonsuza kadar yazabilirim ama biraz da başka ve benim için önemli bir konuya değinmek istiyorum. Burcu Özberk samimiyetine..