Kiralık Aşk: Elmanın yasak olanı, Fikret'in erkek olanı makbul

Kiralık Aşk: Elmanın yasak olanı, Fikret'in erkek olanı makbul
Giriş cümlesi kurmakta oldukça zorlandığım yegane bir bölüm ile sizlere derdimi anlatmaya çalışacağım. Ne demiştik bölüm etiketinde? #Canımseninleolmakistiyor Hemen parmağımı şaklattım, kafamdaki ampülü yaktım. Anahtar kelimelerim  beliriverdi: 12. Bölüm, asansör ve muzip Ömer. Sonra başladım mırıldanmaya;

“Anladım sendin aradığım hayatım boyunca 
Kim koşup açmaz hemen aşk kapıyı çalınca
Yalnız yaşamak zor beklemek ondan da zor
Çektiklerim artık yeter gel benimle ol
Mantık, irade, kuvvet sevince pek işlemiyor
Canım seninle olmak istiyor.”

Mırıldanmam bittikten sonra özet beliriverdi gözümün önünde. Al sana bir ampül daha “Elma” Özette elmayı gördükten sonra Meriç Acemi’nin profil fotoğrafı anlam kazanmaya başladı. Sonrasında envai çeşit meyveler ve senaryolar gözüme çarptı tabii denk gelebildiğim kadarıyla. Benim aklıma ilk gelen ve ihtimali oldukça yüksek olan elma senaryosu, Adem ile Havva’dan beri süregelen “Yasak Elma” muhabbetiydi. Keza öyle de oldu. Etiket, Elma ve Özet analizimi bitirip bölüme şöyle bir yatay geçiş yapıyorum, kemerlerinizi bağlayın çünkü türbülansa girip çıkmalara doyamayacağız. 

Bölüm kaldığı yerden şahane bir giriş yaptı. Koriş’in tabiriyle “Cinsel öpüşme” gerçekleştiren çiftimiz DefÖm daha “N’oluyoruz” diyemeden, dolaylı yollardan da olsa misafir ağırlamak durumunda kaldı. (Belirtmesem olmaz mahalle tayfasını, plaza tayfasına tercih ederim.) Koriş, Sinan, Yasemin, Alp, Şebnem ve Necmi’nin içinde bulunduğu misafir ağırlama sahnelerini izlerken, size de oldu mu bilemiyorum ama, ara ara kopukluklar hissettim. Farklı zaman diliminde çekilmiş hissiyatına kapıldım. Öyle olmuş olsa bile hissetmemek isterdim. Takıldığım bir nokta daha var; Şebnem ve Defne’nin tanıştırılma şekli. Defne koltuğun kenarında otururken, Alp’in yolda karşılaşmışlar edasıyla Defne ve Şebnem’i tanıştırma şekli tuhaf geldi. Yani bu tanışma işi kapıda halledilse daha doğal olmaz mıydı? Belki önemsiz bir detay ama gözüme çarpıverdi ne yapayım yani. 

Gelgelelim Defne ve Ömer’e, yavrucaklar öyle uzaktan uzağa kaş ve göz ile sevdiler birbirlerini -o da niyeyse herkescikler bilmiyor sanki- Ömer’in yeni bir mahareti daha çıktı. Barmen Ömer, maşallah on parmakta on marifet (ama oyunu öğrenmeye gelince “Muşş”). Unutmadan, o arada bizim elmanın akıbeti baş gösterdi, tam da tahmin ettiğim gibi yasak elma. Koriş’ciğim boşuna Ömer ve Defne’ye “ikinizde yemeyeceksiniz” deme, çünkü biz biliyoruz artık “Muhtemelen” yemeyecekler. Çiftimiz misafirlerini uğurladıktan sonra adetimiz üzere, biz seyircilere “acaba mı?” etkisi yaratmak için Dj’imiz gönderdi müziği “Muhtemel aşk” Ömer’in kararlı-kararsız bir şekilde yukarı çıkıp, üç beş tur atıp sonra “ne yapıyorsun lan saçmalama!" demesinde bir sorun yok bizim “Cüret edemiyorsun” deyip kendi edemeyen Ömer bu tamam da, Defne beni şoke ve iptal etti. O “Ne olacaksa olsun” mu dedi. I was şoksss. 

-Aslına bakarsanız ben birlikte olmalarından ziyade, bu heyecanı yaşamayı tercih ediyorum. Tek sıkıntı kısır döngüye girme korkusu, Deja vu’larım çoğalmaya başladı.-

Cüret edemeyen Ömer, sabah erkenden topuklamayı tercih etmiş. Bak sen şu Ömer’e! Yok öyle "öptüm kaçtım" diyecektim ki varmış öyle öptüm kaçtım. Defne odasına geldiğinde sarf ettiği cümlelerin meali "Canım istedi öptüm, benim adım Ömüş bu ilişkide benim borum öter” üç aşağı beş yukarı bunları söylemek istedi yani bence tabii. “Ne olacaksa olsun” diyen Defne’de bu cilveleşme olaylarına katılınca 12. Bölümdeki sevimli mi sevimli sahnelere geri döndük bir anda. Defne’nin hediyesi –profil profil gezen kırmızı elmamız- , masa altlarında bir işveler bir bi’şey. Böyle ponçik ponçik gidiyorduk ki  Sevgili Meriç Acemi “Fikret Galo’m gelicek” dedi resmen bize. İşte türbülans’a da tam bu noktada girdik ve son yarım saat çıkmak bilemedik.


Yazı devam ediyor..
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER