Kiralık Aşk: İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın!

Kiralık Aşk: İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın!
Bir iş var
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bir iş var bu işin içinde.

Orhan VELİ
 
Ömer’in buzdan şatosunun yuva olmaya yüz tutuşunu hissettiğim anda, aklıma Orhan Veli’nin şiiri geldi hemen. Bir kadınla birlikte yaşanmışlığı olmayan, hayatına kadın eli değmemiş olan Ömer’in siyah duvarları Defne’nin gelişi ile renkten renge boyanmaya başladı. Defne yerdeki halıdan tutun da, masadaki demliğe, akşam yemekleri menüsüne hatta Ömer’in ceketinin cebindeki çiçeğe kadar her noktaya temas etti. Ne iyi geldi Ömer’e, ne iyi geldi bize.
 
Ömer cephesinde işler karışık elbette. Buzları belki daha çabuk çözülürdü ama kafa karışıklıkları yetmezmiş gibi bir de üç batan beş çıkan şirketimiz Passionis eklenince, işler iyice sarpa sardı. Ömer’in denize düşüşü yeterince travmatik değilmiş gibi bir de o yılana sarılması gerekti. Bad Boy’umuz Deniz haliyle kaçırmadı bu fırsatı ve “Ooo batmak üzere olan bir adet Ömer İplikçi mi? Alırım bir dal” dedi ve benim için Binbir Gece'deki o 150 bin dolarlık teklifle eş değer iğrençlikte olan (mübalağa ediyorum efenim) teklifini sundu. -Bu adamın Ömer ile olan derdi derinlerde bir yerde ama bakalım neyse-

Bizim Ömüş’ümüz, Defne’sinin tabiri ile “O kadar şahane, o kadar mükemmel” ki kendisinden önce çalışanlarını düşünmeyi ve sanatçı egosunu bir kenara koymayı tercih etti. Ama Defne’nin sevdiceği ile ilgili övündüğü bir nokta daha vardı hatırlarsanız “zeka ve kararlılık” (gerçi ben o zeka pırıltılarını oyunu öğrenmeye çalışırken görmek istemiştim ama olsundu) işte bu bölüm o zeka “Buradayım sakin olun" dedi, bize bir selam çaktı. Ömer teklifi kabul ettiği an acaba Defne ile empati kurabilmesi için mi senaryoda böyle bir yola girildi, diye düşündüm.  Sonra zekası ile Deniz’in üstesinden gelen Ömer beni çok başka düşüncelere sürükledi. Bu sefer de Ömer zekası ile böyle bir çıkmazdan sıyrılabilmişse aynısnı da Defne’den bekler bunu da oyunu öğrendiğinde Defne’ye çatır çatır söyler diye düşünmeye başladım. Kafam fazlasıyla karıştı yani Tişikkirlirr Meriç Acemi. Ama Defne’nin söylemiş olduğu bir gerçek var ki “Bütün güzel şeyleri bana bu dert getirdi” yani bu oyun olmasaydı olmazdınız.

Tekrar Ömer’e dönecek olursak Passionis'i nakit sıkıntısını zekası ile atlatan Ömer, elinde sarı laleleri ile (Bu kadarı bize biraz acımasızlık oluyor artık yazık bize) şahaneliğini bir tık daha arttırarak Defne’sinin yolunu tuttu ama o da ne, Allah'ım 14. Bölümü mü görüyorum yoksa? “De De Defneeeee nerdesin elma dersem çık, armut dersem yine çık kız çık ortaya” derken buldum kendimi. Ömüş de hatırlamış olacak ki o da yıkıldı yavrucak, hayır ortam da müsait çünkü; çiçek, vazo ve bir adet kayıp fiyonklu Defne.

Neyseki biz seyircilere yusufçukları göstermek için yazılmış bir sahneymiş. Sağ olun, var olun iki dakikada ev yusufçuk doldu. Bağlanmış bizim Ömüş iki günde Defne ile yaşamaya  hem de fena bağlanmış. Bakalım haftaya neler olacak bizim sürprizlere gebe dizimizde. Fragmanda gördüğüm kadarıyla "Vegas'ta olan Vegas'ta kalır" misali, bu hafta olan öpüşme orada kalmış ve bir barışma baş gösterememiş. Bekleyip göreceğiz.
 
İz’in gidişine değinecek olursak. "Ne var bu Defne’de böyle" diye soruyordun ya İz’ciğim, işte böyle bir dar boğaz da giden taraf olmak kolaydır. Önemli olan kalıp sevdiğine destek olmak. Ne diyordu Türkan Sultan: “sevgi emektir”
 
Bizim mahalle tayfasının, DefÖm çiftinin evine (yani bir süreliğine) gelişine değinmeden edemeyeceğim. Kaç dakika sürdü bilmiyorum ama gülmediğim bir saniye olmadı diyebilirim. Hatta bir ara ciddi ciddi hönkürdüm resmen. Sevgili Sanem Yeles’e ekstra bir parantez açmak isterim. Nasıl tatlı, nasıl şahane bir karakter olarak girdin hayatımıza. Sevgilerimi ve tebriklerimi sunuyorum. Unutmadan bikinisini içine giymiş olan Nihan’a en yakın zamanda havuz konseptli bir senaryo bekliyorum efenimm, mümkünse eğer.
 
Not: DefÖm çiftimiz öpüşürken şu kamerayı çok döndürmeseniz reklamdan önce ve reklamdan sonra iki kez izledim ve dönme dolaba binmiş gibi başım döndü resmen. Bu bir gereklilik midir bilemiyorum ama izleyici gözüyle söylemek istedim.
 
Tüm ekibin eline, emeğine sağlık  uzun zamandır beklediğimiz ve  Kiralık Aşk ailesine yakışır bir bölüm olmuş.




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER