Defne'm verdin Ömer'in eline bir bomba,
sana kavuşabilmek için çözecek bu sırrı. Kaptı telefonu sordu soruları, emin
kendinden. Telefon olur, bizzat giderek olur, fark etmez. Taktı kafaya,
"derdin ne Defne" diye düşünüyor. Sana, bana çekecek değil, bildiğin
kuzeni Sude'ye çekmiş, azıcık bulaşmış takıntılık. Ömer bazen nerde ne
yapacağını da bilmiyor, şaşırtıyor beni. Bu telefon sahnesi bana ilk
yaşadığımız lansman gecesinin sonunda; "seni bırakalım ister misin"
gibi yersiz ve düşüncesiz bir soru soran Ömer'i hatırlattı. Defne'nin "yok
buralara yakın oturuyorum zaten" cevabıyla yetinmiş ve gece gece kızın,
hem de balo elbiseleriyle taksilerde eve gitmesine gönlü razı olmuştu( Sinan
sayesinde olmadı). Yine yersiz bir soru sordu, ama en azından peşini
bırakmayacağının sinyalini de verdi, yani Ömer'de değişiyor, gönlü artık razı
olmuyor demenin rahatlığını yaşıyorum şu an.
Peki, Defne nasıl bir değişim içinde,
kendisini tam çözdük diyoruz, ama çözemediğimizi gözümüze soka soka
"durun" daha değil diyor. Dede ile görüşme fikri benim aklıma bir
türlü yatmadı. Dede kendi adına olan hesabını Sadri Usta ile verecek. Bir de bu
sırra ortak edilmemesi gerek. Ama Defne işte! Ömer, sır ve kaybetme korkusu
arasında bocalayan Defne yine yanlış kararlar arifesinde. Kim, nasıl ya da ne
durdurur? Ama birisi durdurmalı bu Defne'yi. Yoksa Ateş ve su misali hiç
kavuşamamak üzere ayrılacaklar. Küle ve buhara dönüşmemek, tükenip gitmemek
için Defne'nin Ömer'e her şeyi kendisinin anlatması gerek.
"Galo" diye yollara dökülen, iki
şirketin rekabetini de görmek ilginçti. Sapanca'lara kadar gidip, çeşit çeşit
aşk izlemeye değerdi... Kiralık aşk ekibi sayesinde bu hafta; sadece aşkın
evrelerini hatırlamakla kalmadık, her çeşit aşk'a da tanıklık ettik...
● Takıntılı aşk ve Sude
● Saman alevi aşk ve Sinan
● Deli dolu aşk; Yasemin ve İSO
● Bağlılığın(evlilik)ve sevgi'nin
paylaşıldığı aşk; Nero ve Necmi
● Arkadaşça aşk; Yasemin ve Sinan
● Tek taraflı aşk; İz kendi aleminde Ömer'le,
Eymen kendi aleminde Sude ile (Sude karşılık verebilir ve çift taraflı aşk
olabilir)
● Eksiksiz Aşk Eşittir: tutku, bağlılık, yakınlık,
sevgi, özlem, bu duygular da=DefÖm Aşkı
Gelelim en sevdiğim konuya; Koriş'im derken
bile sadece yüzüm değil, sanki kelimelerim bile gülümsemek istiyor. "Gülümsemek değil, gülümsetebilmek önemlidir" tezini savunan, sunan
ben. Karşıma bir dizi kahramanının çıkıp da bu işi bu kadar güzel kanıtlayacağını
hiç düşünmemiştim. Teknolojiyi dibine kadar kullanırım, hem de falların 2,3,4
boyutlusuna da bakar, buzdan adamı bile
kuru kız repliğimle şaşkına çeviririm diyen Koray Sargın'ı alkışlamamak mümkün mü? 3 ay sonraki vuslat
yorumuna da canı gönülden inanmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyorum şu an!
Thanks Koriş!
Sude'nin törpülenmesi gereken çok yönü
var. Bu yönlerden bir tanesi de kendisine yardım elini uzatmış, affeden bir
insana -Defne'ye- karşı, yargısız infaz tarzı bakışlardan, laf sokmalardan
vazgeçmeli. Taraflı bakış açısıyla, İz'e sinyaller göndermesiyle daha kat
etmesi gereken çok yolu olduğunu gösterdi bizlere. Ama bu seferki kızgınlığı
farklıydı, öğrendiklerini Ömer'i yıkmak için kullanacağı bir kozmuş gibi değil
de, gerçekten oyun oynayanlara karşı bir ders vermek ve haklının yanında yer
alabileceğini göstermekti.
Nerocuğuma geçen haftaki bölümden sonra
artık başka bir gözle bakar hale geldim. Kızamıyorum. Yaşı kaç olursa olsun
kocası için kıskançlığı tavan yapan, aşık Neriman'a bayıldım. Defne'den korkan,
ben aslında iyi bir şeyler yapmaya çalışıyorum diyen bir anneye inanmak
istiyorum. Her şey çıkmaza girerse de kendini feda edeceğini görmek istiyorum.
Sinan ve Necmi'nin bu sırrın ortaya
çıkmasındaki edindikleri tutumu çözümlemekte zorlanıyorum. Çok inandırıcı
gelmiyor. Tek başına terler döken, yıpranan, çaresiz saf kızımız Defne'yi hep yalnız
bıraktılar. Bu aşamada onlardan gelecek yardımın içi açıcı olacağına nedense
inanamıyorum.
Umarım yüreğimize suların serpildiği, aşk'ın
tavan yaptığı, DefÖm sahnelerinin bol olduğu nice bölümlere kavuşuruz.
Sevgiyle, mutlulukla çevrelensin dünyanız.
KA Perileri / KA Sevenleri