Yılmaz Güney’in Paris’teki son yıllarını, “Duvar” filminin çekim sürecini ve dönemin sürgün insanlarını anlatan belgesel, festivaller sürecinin ilk durağı olan Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapıyor.
"Belki de Paris dünyanın en güzel hapishanesidir"
Belgesel, 80 darbesinden sonra oluşan siyasi baskılar sonucu Fransa’ya kaçmak zorunda kalan ünlü yönetmenin, o dönemki yol arkadaşlarıyla olan serüvenini ve son projesi olan “Duvar” ın ardında yarattıkları hapishaneyi anlatmaktadır.
Yapımcılığını İngiliz yapım şirketi Openvizor’un üstlendiği projenin hikayesi ise senarist Mehmet Kala’ya ait. Ayrıca canlandırma sahnelerinde Yılmaz Güney’i Barış Atay’ın canlandırdığı belgeseli oyuncu Funda Eryiğit seslendirdi. Türkiye, Fransa ve İngiltere ortak yapımı olan belgesele Openvizor öncülük etti. Projenin yürütücü yapımcılığını ise Fransız şirket Mirage Illımıte üstlendi.
-İlker Savaşkurt, yönetmen, aktör ve müzisyen. İstanbul'da Yeditepe Üniversitesi'nde Sinema ve Televizyon eğitimi aldı.
-Müzik endüstrisinde Altar ve UÇK Grind gibi underground gruplarda yer aldı.
-Türkiye'nin birçok yerinde kültür ve müzik organizasyonları yürüttü.
-2006'da hayatının bir bölümünü Amerika'da geçirmek üzere Florida'ya gitti.
-Amerika dönüşünden sonra sinema kariyerine devam etme kararı aldı.
-Sera Film Şirketi'yle birlikte çalıştı, uluslararası uyarlamalar ve televizyon programları yönetti. Haylaz Prodüksyon Şirketi'yle beraber çeşitli reklam filmlerinin yönetmenliğini üstlendi.
-Aynı zamanda tiyatro kariyerine, televizyon ve sinema filmlerindeki oyunculuğuna devam etti. Uzun metrajlı sinema filminde başrol oynadı bunların içinden ''Film'' adlı yapım çeşitli uluslararası ödüle layık görüldü.
-2012 yılında yapımcı Abbas Nokhasteh ile tanıştı ve onunla birlikte Sulukule Gönüllüleri Derneği projesine katıldı. Sulukule Hiphop Tiyatro'su için ''Sahnede İsyan'' adlı bir belgesel ve müzik videoları hazırladı. İstanbul Biennalinde yer aldı.
-2014 yılında Taiwan / Jiali’ de modern sanat sergisi “Two Wor(l)ds” ü sergiledi.
Bu kısa kariyer geçmişi içinde televizyon reklamları yönetti ve çok sayıda filmin yardımcı yönetmenliğini üstlendi.
-Dedesiyle olan bağı ile kendisini Yılmaz Güney hakkında bir film yapmaya adadı bu fikir daha sonraları onu dedesinin filmini yönetmeye itecekti. Yılmaz Güney tarafından onun dedesinden istenilen bir film kaderleri yüzünden gerçekleştirilememişti.
-2015 yılında Sürgün Türküleri ” Yılmaz Güney” adlı belgesel filmini yönetti.
Bu belgesel devamında çekeceği sürgün ile ilgili kurmaca film ve yarım kalmış bir hikayenin sadece başlangıç noktası.
Film hakkında İlker Savaşkurt: Yılmaz Güney bir sinemacı olarak Türkiye'de bu alanın o güne kadar ki en sanatsal ürünlerini ortaya koyan sanatçılarındandır. Onun getirdiği üslup ve anlatım biçimleri, sinemada yeni bir dil, oyunculukta ise yeni bir stil anlamına gelmekteydi. İçerisinde yer aldığımız bu projenin de hem Fransa hem de Türkiye'nin kültür sanat hazinesinde Yılmaz Güney'i daha yakından tanımak ve anlamak için önemli bir yeri olacağı kanısındayım. Belgeselin Türkiye'den Fransa'ya uzanan yolculuğu, bizlere bu iki ülke üzerinden bir sosyo-kültürel değerlendirme yapma imkanı da sağlamaktadır. Yani Yılmaz Güney'in sürgünü, bize sinemanın ve sanatın coğrafyalar arası serüvenini ve farklı kaderlerini de göstermektedir.