Black Mirror: Efsane geri döndü

Black Mirror: Efsane geri döndü
İlk yayınlandığı günden bu yana kendi kültünü yaratmış, "Black Mirror’daki gibi" sözünü literatüre sokan, Altın Küre ödüllü, efsane dizi Black Mirror 4. sezonuyla geri dönüyor. Herkesin büyük bir heyecanla beklediği dizinin 4. sezonu; Arkangel, Crocodile, Black Museum,  Metalhead, Hang the Dj, USS Callister adlı 6 bölümden oluşuyor. Sezonun tüm bölümlerinin senaryoları her zamanki gibi Charlie Booker’a ait. Arkangel bölümünün yönetmen koltuğunda ise sürpriz bir isim var: Jodie Foster
 
Bu sezon içerik ve kurgu bakımından diğerlerine göre daha farklı. Klasik Black Mirror ‘da alıştığımız o depresif, kötücül evrenden bir nebze uzaklaşılmış, neredeyse her bölümde farklı bir anlatı biçimine rastlıyoruz.
 
Sezonun bölümlerine çok kısaca değinirsek:
Jodie Foster’in yönettiği bölüm Arkangel adlı takip uygulamasıyla sürekli kızını gözetleyen ve onun hayatına yön vermeye çalışan aşırı korumacı bir annenin, kızıyla olan sorunlu ilişkisini anlatıyor. Arkangel uygulaması Apple’ın "Arkadaşını Bul" uygulamasıyla paralellik gösteriyor desek çok abartmış olmayız.
 
Neredeyse uzun metraj film süresinde olan Toby Haynes'in yönettiği USS Callister bölümü, 80lerdeki bilimkurgu - uzay filmlerine (özellikle Star Trek) bir saygı duruşu niteliğinde. USS Callister; bir yandan nostalji rüzgarları estirirken, diğer yandan obsesyon gibi ciddi bir konuyu işliyor. Gerek çekim tekniği, gerekse kurgusu bakımından benim açımdan bu sezonun en iyilerindendi.
 
John Hillcoat'ın yönettiği Crocodile’da ünlü bir mimarin eskiden karıştığı bir kazanın ortaya çıkmasını engellemek için ne kadar ileri gidebileceğini izliyoruz. Klasik Black Mirror sevenlerin bu bölümü çok beğeneceğini düşünüyorum. Mimar Mia’yı canlandıran Andrea Riseborough ve “Memory Dredger” makinasıyla kendini şahit olmaması gereken olayların içinde bulan Kıran Sonia Sawar, bu bölümde muhteşem bir  performans sergiliyorlar.
 
The Sopranos ve Game of Thrones'dan tanıdığımız Tim Van Patten'in yönettiği Hang the DJ, bu sezonun San Junipero’su. Günümüz ilişkilerini baştan aşağı değiştiren dating uygulamalarının gelecekte nasıl olabileceğine dair çarpıcı bir bakış açısı sunuyor. Sadece Dating uygulamasının kendilerine verdiği süre boyunca beraber olabilen çiftlerin hikayesini anlatan bölüm Black Mirror’ın en pozitif bölümlerinden.
 
Distopik bir evrende geçen ve David Slade'in yönettiği Metalhead, tamamen siyah-beyaz çekilmiş 40 dakikalık  deneysel bir korku yapımı. Öldürmeye yeminli mekanik köpeklerin kovalamasını izleyeceğimiz bu bölümün daha önce hem Black Mirror’da hiç karşılaşmadığımız türden olduğu kesin.
 
Black Museum’u bölüm içinde bölüm olarak tanımlayabiliriz. Colm McCarthy'nin yönettiği bölüm, sağlık teknisyeninden müze kuratörlüğüne evrilen Rolo Raynes’in yaşadıklarından yola çıkarak 3 ayrı hikaye üzerinden ilerliyor. Dehşet verici hikayelere eklemlenmiş kara-komedi unsurlarıyla insanlığın en karanlık yanlarını gösteren Black Museum serinin en uzunu olma özelliğini de taşıyor. Black Mirror evreninin özeti bu bölümde.
 
Dizinin genel havasına baktığımızda; kişisel olarak bu sezonu daha "iyimser" bulduğumu söyleyebilirim. Önceki sezonlarda, kendilerini iradeleri dışında karmaşık bir teknolojik evrende bulan karakterler, bu sezonda kurbandan çok fail konumundalar. Olayların gidişatına göre savrulmak yerine, çoğu zaman en ümitsiz durumlardan çıkış yolu bulan ve hatta mutlu sona ulaşan karakterlere rastlıyoruz. Bu sezon ana hikayeyi taşıyanların kadın karakterler olması ayrıca dikkate değer. Bir kez daha yinelemek gerekir ki, Charlie Booker, çok yönlü ve güçlü kadın karakterler yaratmakta çok başarılı.
 
Bu sezon konu yelpazesini daha geniş tutan ve coğrafyasını iyice genişleten Black Mirror bölümlerinden favorilerim Crocodile ve USS Callister. Sahip olduğu bütçe ve popülerliğin de etkisiyle Black Mirror, daha farklı anlatı biçimlerine yer verebilme cesaretine sahip bir sezonla karşımıza çıkıyor. 3.sezon’da çok beğenilen ve Altın Küre kazanan San Junipero bölümüyle çizilen yeni istikamet bu sezonda daha fazla hissediliyor diyebilirim. Dizinin görselliği de bu sezon en yüksek kapasitede.
 
Her ne kadar üçüncü sezonun kredisi bende daha yüksek olsa da, diğer diziler arasında her daim ayrıcalıklı bir konuma sahip olan ve kendinden sonraki tüm bilimkurgu dizilerini etkilemiş olan Black Mirror’ın bu sezonunu kaçırmamanızı öneririm. Bizleri alıştığımızdan daha farklı ama her zamanki gibi çok güçlü bir sezon bekliyor.
 
Charlie Booker’in yaratıcı dehasına şahit olacağımız Black Mirror 4. Sezon, 6 bölümü 29 Aralık’ta Netflix’te yayınlanacak.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER