Ver Elini Aşk: İki ayrı dünya, ortak payda minnoş bir bebek!

Ver Elini Aşk: İki ayrı dünya, ortak payda minnoş bir bebek!
Hatasız Kul Olmaz’dan beri –hâlâ içimde ukdedir- Ayşe Ferda Eryılmaz projelerini izlemeye, takip etmeye ve yazdıklarını okumaya çalışıyorum. Onun yazdığı diziler de, nazarımda 1-0 önde başlamış oluyor diğer işlere kıyasla. Ortağı (ortisi) Nehir Erdem’le birlikte uyumlu kalemini, yazdıkları kadın karakterlerin muhakkak güçlü, ayakları yere sağlam basan tipler oluşunu, aşkı en güzel haliyle işlemelerini ve genel anlamda kurdukları dünyayı izlemeyi pek sevdiğimden, perşembe akşamı Kanal D’de ilk bölümü yayınlanan Ver Eli Aşk’ı da izlemeye koyuldum. Euro Basket 2017 nedeniyle de, dizinin ilk yarısını dün akşam, diğer yarısını da, bu sabah izleme fırsatı buldum. Ve ilk bölümden sonra bizi çok keyifli bir romantik komedi bekliyor diye düşünüyorum.
 
Ver Elini Aşk’ın tanıtımı ilk çıktığında, Sevda Erginci ve Ali İl bana aşırı uyumlu gelmişti. Sadece teaserda bunu hissedince, ilk bölümde sahnelerini büyük bir heyecanla beklemeye başladım ve çok güzel ikili oldukları konusunda yanılmadığımı gördüm. Sanki uzun zamandır Kaan ile Ayperi’yi izliyormuş hissine kapıldım. İkisi de, abartmadan o kadar normal canlandırmışlar ki karakterlerini… Farklı dünyaları olan iki insanı, tüm doğallığıyla yansıtmışlar. Ayperi’nin memleketini yansıtan hareketleri, Kaan’ın metropol içindeki yaşamı ve bunlardan daha önemlisi; ikisinin ortak bir alanda buluşması ve üstelik bunun şimdilik aşk olmaması…
 
Ver Elini Aşk’ın, diğer Ayşe Ferda Eryılmaz ve Nehir Erdem projelerinden biraz sıyrıldığını düşünüyorum bu noktada. Öncelikle Ayperi de, Kaan da, şu an birbirlerine karşı bir şey hissetmiyorlar. İlk görüşte aşk durumu yok. İnadına Aşk’ta Defne ve Yalın ilk andan  itibaren, birbirlerinin akıllarına düşmüşlerdi mesela. N’olur Ayrılalım’da,  Azize’yi ilk gördüğü andan beri, sürekli onu düşünür olmuştu Ulaş. Biraz daha ilk görüşte aşk teması hakimdi diğerlerinde. Ama burda durum farklı. Ayperi, -ya da Sultan mı demeliyim emin olamadım- Kaan’ın babalığına hayran hayran baktı bölüm boyunca. Bu minicik detayı ben çok sevdim. Her şeyden önce, Ayperi, Kaan’ın babalığına, evladına sahip çıkmasına aşık olacak bence. Ve asıl hikaye bundan sonra başlayacak. Böylece, sağlam temellere dayanan, -dedelerin de dostluğunu düşünürsek- çok eğlenceli bir aşk hikayesi izleyeceğiz. Üstelik bizimkiler, dedelerinin onları evlendirme çabalarını bilmeden, aşk oyununa başlamış oldu. Çok keyifli sahneler bizi bekliyor bence.


Bakalım daha ne aşk hikayeleri izleyeceğiz. :) 

Bölüm boyunca, “Boyun posun devrilmesin Kaan!” dediğim adamdan, nasıl güzel bir aşık çıkartacaklar aşırı merak ediyorum. Çünkü senaristlerimiz, bu konuda oldukça iyi arkadaşlar! (Aşina olduğun kalemleri izlemek de, muazzam bir olay.) Yalın gibi bir adamın, Defne’ye nasıl aşık olduğunu bir miktar hatırlarsak, -ki bence; Kaan çapkınlık konusunda Yalın’ın bin basar da geçer- Kaan’ın değişimini izlemek çok daha heyecanlı olacak. 


Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER