Seyit ve Şura’yı beklerken…

Seyit ve Şura’yı beklerken…
Bu sezon, geçen seneden bildiğimiz, bir an önce başlasın da izleyeyim dediğim bir dizi varsa o da Kurt Seyit ve Şura İstanbul. Diziyi bekleyişim temelde kitaba hayranlığımdan ileri geliyor. Kitap her zaman bendeki özel yerini koruyacak; ancak karakterlerin beyazcama yansımasını, kağıt üzerindeki sihrin görselliğe dönüşmesini de izlemek hoşuma gidiyor. Kitabı okuyanlar bilir ki kitap ve dizi, temelde aynı hikâyeye dayansa da dizinin üzerinde durduğu ayrıntılar ve öne çıkardığı karakterler, kitaba göre farklılık gösteriyor.

İlk olarak Kurt Seyit ve Şura adıyla başlayan dizinin mekânı Rusya’ydı. Dizinin Rusya’da geçen bu ilk bölümlerinde, dizinin tutmadığından, Kıvanç-Farah uyumsuzluğundan, kitaba hayran olanların memnuniyetsizliğinden bahsedildi duruldu. Dizi hikâye gereği ne zaman İstanbul’a döndü ismi de Kurt Seyit ve Şura İstanbul oldu. Bu kez de “Dizi sürekli ülke ve şehir değiştirerek isminin yanına yeni bir ad mı alacak?” denildi. Hayır, efendim, dizi sürekli yer değiştirmiyor. Kitapta bir göç hikâyesi anlatılıyor ve kahramanlarımız Rusya’dan Türkiye’ye göç ettiler.

23 Eylül Salı yani yarın akşam başlayacak olan ikinci sezon, daha yaz aylarında, dizi setindeki uyuşmazlıklardan başlayarak, karakterler arası maaş dengesizliklerinden, Farah Zeynep Abdullah’ın yerini Fahriye Evcen’in mi alacağına kadar varan türetilmiş magazin tartışmalarıyla gündemini korumayı başardı. Daha sonra yapımcı şirket bu konuya resmi bir açıklama getirerek çıkan haberlerin asılsızlığından bahsetti. Diyeceğim o ki telaşa mahal yok, oyuncular arasında kimse birbirinin yerini almayacak; ama Seyit, Mürvet nam-ı diğer Murka ve Şura arasında nasıl bir ilişki olacak izleyip göreceğiz.

İkinci sezon tanıtımlarını izlediğimizde görüyoruz ki Murka, hemen ilk bölümünde izleyiciyle tanışacak. Kitabın hayranı olarak Murka’yı bu kadar erken görmek istemezdim; ama ne yaparsın ki yapımcı ben değilim. Bir Murkamız var, biz de kendimizi onunla uzlaşmaya zorlayacağız...

Fragmanda Seyit ve Murka, İstanbul’da çıkan bir yangının içerisinde görüyoruz. Bu sahneden de anlaşılıyor ki senaristler, Nermin Bezmen’in Mengene Göçmenleri isimli kitabından da hikâyeyi besliyorlar. Bu kitap Murka’nın hayatını konu ediniyor ve Murka’nın anneanne ve dedesinin, üç çocuğunu yanlarına alarak 1892 Silistre’sinden İstanbul’a göçmesini, o zamanın şartlarını, ailenin yaşam mücadelesini ve bu şartların etkisiyle Murka’nın karakterinin oluşumunu anlatıyor.

Dizi ile ilgili magazin canavarlarını bekleyen tartışmalar ise "Kıvanç-Fahriye uyumu" ve "Şura mı-Murka mı", başlıklı olacağa benziyor. Herkesin sadece anlatılan hikayeye odaklandığı bir sezon olması dileklerimle..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER