Bu açıklama ile Akademi Ödülleri Töreni’ne
katılmamaya karar verdiğimi, törende sinema camiasından dostlarımın yanında yer
almayacağımı üzülerek bildiriyorum.
Bu konudaki kararım geçtiğimiz birkaç gün içinde
göçmenler ve ABD’ye seyahat eden bazı ülkelerin vatandaşları için ortaya çıkan
adaletsiz koşullara rağmen değişmemişti: Törene katılacak ve oradaki basına bu
koşullarla ilgili görüşlerimi ifade edecektim. Törene katılmamak, bir itiraz
mahiyetinde boykot etmek gibi bir niyetim yoktu, zira Amerikan sinema
sektöründe çalışan pek çok kişinin ve Sinema Sanatları ve Bilimleri
Akademisi’nin günümüzde her zamankinden daha yaygın hale gelen fanatizm ve
ekstremizme karşı olduğunu biliyorum. Adayların açıklandığı gün ABD’deki
dağıtımcıma görüntü yönetmenimle birlikte törene katılacağımı bildirdiğimde bu
büyük törende hazır bulunacağıma halen inanıyordum.
Fakat şimdi görünüşe göre bu törende yer alma
olasılığımın önünde engeller söz konusu, ve bu durumu kesinlikle kabul edilemez
buluyorum — benim seyahatim için bir istisna sağlanacak olsa bile. Dolayısıyla
ABD’ye gitseydim basına ifade edecek olduğum şeyleri bu açıklama ile paylaşmak
istiyorum. Bağnazlar, milliyetleri, politik iddiaları ve verdikleri savaşlar
farklı da olsa dünyayı aynı şekilde algılar ve anlarlar. Dünyayı ancak “biz ve
onlar” zihniyetiyle anlamlandırabilirler ve bu zihniyetle “onlar”a dair korku
verici bir imaj yaratır, kendi ülkelerinin insanlarına korku aşılarlar.
Bu sadece ABD ile sınırlı değil; benim ülkemdeki
bağnazlar da aynılar. Yıllar boyunca okyanusun her iki tarafında bağnazlar
kendi halklarına başka toplumlar ve kültürlere dair gerçeklikten uzak ve korku
dolu imajlar sunmaya çalışarak farklılıklarını fikir ayrılıklarına, fikir
ayrılıklarını düşmanlıklara, düşmanlıkları da korkulara çevirmeye çalıştılar.
İnsanlara korku aşılamak dar görüşlü bireylerin ekstremist ve fanatik
davranışlarını meşrulaştırmak için kullanılan önemli bir araçtır.
Fakat ben bu dünya üzerindeki insanlar ve
coğrafyalar, kültürler ve inançlar arasındaki benzerliklerin farklılıklardan
çok daha üstün olduğuna inanıyorum. Bugün ülkeler arasındaki pek çok
düşmanlığın altında yatan nedenlerin birbirlerine karşı geçmişte güttükleri
aşağılayıcı tavırlarda aranması gerektiğine ve elbette bugün başka ülkelerin
aşağılanmasının da yarının düşmanlıklarının tohumunu ektiğine inanıyorum. Bir
ülkeyi korumak bahanesiyle bir diğer ülkeyi aşağılamak tarihte yeni bir olgu
değildir ve her zaman gelecekteki anlaşmazlıkların ve düşmanlıkların temelini
atmıştır. Bu vesile ile bazı yurttaşlarım ve ABD’ye yasal yollarla giriş yapmak
isteyen diğer altı ülkenin vatandaşlarına dayatılan adaletsiz koşulları
kınıyor, içinde bulunduğumuz durumun ülkeler arasında yeni anlaşmazlıklara yol
açmamasını ümit ediyorum.
Asghar
Farhadi, İran