Theresa Caputo: Her zaman ruhların bana hikayelerle yardım ettiğine inandım

Theresa Caputo: Her zaman ruhların bana hikayelerle yardım ettiğine inandım
Theresa Caputo'yla tanışın. Kendisi ilk bakışta Long Island New York'ta yaşayan normal bir ev kadını gibi görünse de aslında çok özel bir yeteneğe sahip: Ruhlarla konuşma! Paranormal olayların yaşadığı kurgusal bir filmin başrolü de değil. Bu, onun hayatının en önemli parçası. The Big Bang Theory dizisinin başrolü Jim Parsons'ı bile bu yeteneğiyle büyük şaşkınlığa uğratmıştı. ''Yakın zamanda Whitney Houston, Michael Jackson ve Sonny Bono'nun ruhlarını hissettim'' cümlesi Caputo için oldukça sıradan bir eylem. Hafta içi her gün Long Island Medyumu ile TLC ekranlarına konuk olan ünlü medyumla hem bu özel yeteneği hem de programının yeni sezonu hakkında konuştuk.

Birçok insan ölülerle konuşulabileceğine inanmıyor. Bu sebeple, mesleğinizi bir çeşit şarlatanlık olarak görüyorlar. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Her şeyden önce, diğer dünyaya göçmüş insanlarla konuşabilmemin delilik olduğunu söyleyen ilk kişi benim. Ben bunu düşünerek büyümedim, bilirsiniz insanlar büyür, gelişir, öğretmen olmak isterler, hemşire olmak isterler. Hiç kimsenin ben ölülerle konuşmak istiyorum dediğini sanmıyorum. Bunu ben seçmedim. Bunun, benim ruhumun fiziksel dünyada bir yolculuğu olduğuna inanıyorum ve Tanrı’dan güzel ve muhteşem bir hediyeye sahibim. Şüpheci kimseleri severim ya da inanmayan insanları. Ne yaptığımı görmenin yolu kaba olmak istemiyorum ama gerçekten insanların yaptığım şeye inanıp inanmamasıyla ilgilenmiyorum. Bu herhangi birinin benim ne yaptığımı anlaması ve inanması ile ilgili değil. Demek istediğim, bazen, size dürüst olmam gerekirse, ben bile anlamıyorum. Şaşırtıcı bir şekilde, ruhlarla iletişime geçtiğim bunca yıldan sonra, nasıl iletişime geçtikleri konusunda beni şaşırtıyorlar. Hepimizin tanrı vergisi armağanlara sahip olduğunu düşünüyorum ve ben bunu kullanmayı seçiyorum. Hepimiz bazı yetenek ve hediyelerle kutsanmışız. Ve ister doktor, ister polis, ister din adamları olsun, iyi ve kötü vardır. Tanrı vergisi bu armağanları doğru bir şekilde kullanmayı tercih eden insanlar var. Fakat benim için, sadece kendimle ilgili konuşuyorum, tanrı vergisi bu hediyeyi ilgili insanların iyiliği için kullanıyorum.  Ve insanlar beni yargılamadan ya da seansa geldiklerinde benim hakkımda konuşmadan önce onlara soruyorum. Bu sizi medyumlara inandırmakla alakalı değil. Fiziksel dünyadan daha fazlası olduğunu ve sevdiklerinizden birinin güvende ve huzur içinde olduğunu bilmenizle ilgili.

Ölülerle ilk kez iletişime geçtiğinde neler olduğunu hatırlıyor musun? Kaç yaşındaydınız?
4 yaşından beri ruhları hissettiğimi hatırlıyorum. Büyük büyükannemi gördüğümü hatırlıyorum ve onun olduğunu resimlerini görene kadar bilmiyordum. Ruhlara aracılık olmakla ilgili şeyleri gerçekten hatırlamıyorum çünkü onlar benim düşüncelerim, hislerim ve duygularım değil. Dolayısıyla, benim için, diğer insanların, diğer insanların duymadığı ve görmediği şeyleri görerek ve duyarak büyümenin normal olduğunu düşünüyordum.

Ticari anlamda ilk müşterimi hatırlıyorum. Aracılık etmemi hatırlıyorum, erkek kardeşini kaybetmiş bir kadındı ve ne yazık ki erkek kardeşi kendi hayatını sonlandırmış. Çok net hatırladığım bir diğer şey de, diğer taraftan aracılık ettiğim Brian adında küçük bir çocuk. 7 yaşındaydı. Benim Victoria ile aynı yaştalardı o zamanlar. Bir aile seyahati sırasında boğulmuş. Bunlar benim için ilklerdi, kendi yaşamına son vermiş birine ve çocuk yaşta hayatını kaybetmiş birine ilk kez aracılık ediyordum. Bunlar benim ilk deneyimlerimdi.

Peki siz kaç yaşındaydınız?
Ruhları 4 yaşından itibaren hissetmeye başladım, dünyadan göç etmiş insanlarla ise ilk kez 28 yaşındayken iletişim kurmaya başladım. Hayatımın büyük bir kısmını bunun ne olduğunu bilmeyerek geçirdim. 28 yaşına kadar ruhlarla iletişime geçebileceğimi bilmiyordum. Benim bunu kabul etmem değil. “Aman Tanrım, bunu gerçekten yapabiliyorum.” demem bir beş yılımı daha aldı. Bu deli olmadığımı ve hissettiğim şeylerin gerçek olduğunu keşfetmemdi.

Ruhlar neye benziyor? Hayattayken oldukları insandan farklılaşıyorlar mı?
Kendim için ve tekrardan, ruhları nasıl gördüğüme dair yalnızca kendi deneyimlerimi paylaşabilirim çünkü herkes farklıdır. Ben gölgeler görüyorum. Aslında siluetler ve ana hatlarını görüyorum, hemen hemen bulanıklık gibiler. Fiziksel dünyada gördüğümüz şekliyle görmüyorum onları. Eğer bir ruh kendisinin bazı fiziksel özelliklerini tasvir etmek isterse, bunu bir ışık içerisinde bana gösterir ve ben de görürüm. Fiziksel dünyadan olmadığını bildiğiniz birilerini tamamen insan formunda görmek ürkütücü. Sonuç olarak, kendilerini farklı yollarla gösteren ruhlarım var. Benim için, bu daha çok bildiklerimin ve hissettiklerimin gerçekliği ile ilgili.

Bu özel yeteneği daha çok bir hediye mi yoksa bir lanet olarak mı görüyorsunuz? Bu yeteneğe sahip olduğunuz için kendinizi minnettar mı hissediyorsunuz yoksa diğer insanlar gibi doğmayı mı tercih ederdiniz?
Ben de diğer insanlar gibi olduğumu belirtmek isterim. Yalnız, bu kesinlikle bir lütuf ve Tanrı’dan güzel ve inanılmaz bir hediye. Bunu bir yük olarak görmüyorum, dünyada herkesin bir yükü olduğunu düşünüyorum; eğer anneyseniz, ebeveynseniz ve bir mesleğiniz varsa, yükleriniz de vardır. Yaşam genel olarak bir yük. Ve ben sadece bu fani dünyada yapmam için Tanrı’nın benim ruhumu görevlendirdiği şeyleri yapabilmem adına kocamın ve ailemin bana gösterdiği sevgiye ve desteğe sahip olduğumdan dolayı çok mutluyum.

İletişim kurduğunuz ruhun doğru ruh olduğunu, o anda sizin konuşmanız gereken ruh olup olmadığını nasıl anlıyorsunuz? Onları test mi ediyorsunuz? Kiminle iletişim kurduğunuzu bilmenin yolları var mı?
Hissetme aracılığıyla biliyorum. Bazen tam olarak mesajın kim için olduğunu bilmiyorum çünkü aniden oluyor. Dışarda olduğum bir gün, benimle bir ana enerjisinin olduğunu hissettim. Anne olan biriydi ve hatıralarında taktığı bir kolye hakkında konuşmak istedi. Bu restorandayken oldu ve kadın garsona şunu dedim: “Bu sen misin?” ve o “Hayır ama kimin hakkında konuştuğunuzu biliyorum.” dedi. Ve yakın zamanda annesini kaybetmiş çalışma arkadaşını getirdi. Kadın annesinin kolyesini takıyordu ve kolye tamamıyla gömleğinin altındaydı. Sonuç olarak, bana verdikleri hissiyattan dolayı ve hisler aracılığıyla ruhlarla iletişim kurduğum için kiminle iletişime geçtiğimi biliyorum. Her zaman söylerim, benim için yaşayan insanlarla iletişim kurmaktansa ölülerle iletişim kurmak daha kolaydır.

Ölülerle iletişim kurduğunuz en değişik yer neresiydi?
Duş. En alışılmadık yer duş. Aslına bakılırsa en iyi bilgileri duştayken alıyorum.

Ölü insanlarla konuşabiliyorsunuz, bu öldüğünüzde ruhun yok olmadığı ve başka diğer boyutlarda yaşamaya devam ettiği anlamına mı geliyor?
Sadece ruhların bana gösterdiklerine bakarak bir hükme varırsam, ruh bedeni terk ederken, diğer tarafta farklı bir boyuta giriyor. Bu kademelerle, ilk olarak ölmüş diğer sevdiklerimiz tarafından karşılanıyoruz. Bazıları İncil’de yer alan figürler tarafından karşılanıyor. Fakat geçmişteki sevdiklerimizle genel olarak bir araya geliyoruz. Sonra, ruhumuz dersler çıkarmaya ve hayatını yeniden gözden geçirmeye devam ediyor ve o fiziki dünyaya geri gelip gelmeyeceğini, farklı bir bedene girip girmeyeceğini seçiyor ya da bir ruh derslerini öğrenmeye devam etmek için diğer tarafta kalmayı seçebiliyor. Söylemek istediğim, oraya gittiğim zaman bunu anlayacağım. Bu ruhların bana söylediği şey. Ben sadece onların bana söylediklerini ve gösterdiklerini anlatıyorum. Oraya gittiğimde anlayacağım.

Daha önce hiç ünlü bir insanın ruhuyla konuştunuz mu?
Fani dünyadan göçmüş ünlü insanlarla iletişim kurdum. En son Sonny Bono, Michael Jackson, Whitney Houston’u hissettim. Dolayısıyla insanları hissediyorum. Büyük hayranı olduğum insanlar gibi görünüyorlar genellikle.

Ne diyorlar?
Örneğin, bir keresinde, olayın gerçekleştiği yerdeydim, bir canlı performans, ne yazık ki annesini kaybetmiş genç bir kızdı. Onun annesine aracılık ederken, aniden, Whitney Houston annesinin yanında duruyordu. Ne diyeceğimi bilemedim ve “Annen Whitney Houston’u tanıyor muydu? Annen Whitney Houston’u seviyor muydu? Çünkü ikisi bir arabanın içinde oturuyor, ‘I Will Always Love You’ şarkısını söyleyip, gülüp, ağlıyorlar.” dedim. Ve kız, olayın gerçekleştiği yolda, onun ve kız arkadaşının Whitney Houston’dan şarkı çaldığını ve onların hepsinin arabanın içinde olayın olduğu yolda giderken ağladıklarını söyledi. Dolayısıyla, bu daha çok onların doğrulanması gibiydi, o seansa sadece annesini değil, ayrıca onlarla Whitney Houston’u da getirdi.

Michael Jackson’dan bir örneğiniz var mı?
Var. Bir süre önce oldu. İlk gittiği zamandı. Ev partisi düzenlemiştim. Epey genç kız vardı, ben şu an 40’larımdayım ve Michael Jackson ile büyüdüm. Genç bir kızdı. 20’lerinde gibi gösteriyordu. Ve Michael Jackson bir adım öne çıktı. O olduğunu biliyordum çünkü bana kırmızı ceketini ve eldivenini gösterdi ve dans edip şarkı söylüyor gibiydi. Bana bir konser tişörtünü gösterdi. Bana 1986 yılından bir konser tişörtünü gösteriyordu. Michael Jackson’ın 1986’da bir turnede olduğunu bilmiyordum. Bir fikrim yoktu. Kız bana baktı ve “Ben gruba gelmeden önce o tişörtü giyiyordum.” dedi. Kim giymiş olacaktı demek istediğim, genç bir kız, 20’lerinde. Michael Jackson’ın müziğini seviyorum, gücenme yok, ama okuma grubuna gelmeden önce Michael Jackson’ın 1980’lerden kalma tişörtünü kim giymiş olabilirdi? Bu sadece inanılmazdı. Bu onunla olan etkileşimimdi.

En korkutucu ya da tuhaf deneyiminiz neydi?
Bazıları için sadece yaptığım iş bile korkutucu. Bu beni korkutmuyor. Tuhaf? Alışagelmemiş? Her şey çok acayip. Benim için böyle bir şey söylemek çok zor çünkü ruhların kişilikleri ile iletişim kurmalarını seviyorum. Çünkü ruhları iyileştirmenin en iyi yolunun bu olduğunu düşünüyorum, kahkaha vasıtasıyla. Müşterilerim üzgün hissetmek ya da sevdiklerini hatırlayıp ağlayarak yeterlince zaman geçiriyorlar. Bu yüzden genelde ruhlarla neşeyle iletişim kurarım. Ve her seansta, bunun delice, çok şifalı, eğlenceli, çok tuhaf, korkutucu olduğunu söyler miyim? Çocuğunu kaybetmiş bir kadın mı? Ya da kocasını kaybetmiş bir kadın mı? Ya da annesini, babasını kaybetmiş bir evlat mı? Sonuç olarak her seansın acayip, delice ve inanılmaz şekilde olduğunu söyleyebilirim. Bu bakımdan “korkunç” kelimesini kullanabilirim – korkutucu anlamında korkunç değil yani daha çok korkunç değişik gibi. İşlerin bu derece çılgın ve tuhaf olabileceğini biliyor musunuz, “Bu korkutucu. Bu acayip.” Fakat iyi bir şekilde. İyi türden bir korku.

Michael Jackson’la olduğu gibi bize birkaç komik hikaye daha anlatır mısınız? Bana öyle geliyor ki siz gün boyunca çok eğlenceli zamanlar geçiriyorsunuz.
Ben her zaman ruhların bana hikayelerle yardım ettiğine inandım. Bu yüzden paylaşmam gerektiğini hissediyorum ama sebebini bilmiyorum. Ama bu sadece benim kafamın içinde parladı. Bunu üçüncü sezonda göreceğinize inanıyorum. İnsanlar her zaman bana soruyor. Belki sorudan uzaklaşmış olabilirim ama bana her zaman Tanrı’ya inanıp inanmadığımı, inançlı bir kadın olup olmadığı sorarlar. Ben bir Katoliğim. Tanrıya zaten inanıyorum.

Biriyle grupça okuma yapıyordum. Grupta bir kadın vardı ve maalesef iki kızından birini kaybetmişti. Ona, kızını görebileceğimi hissettiğimi ama artık onun ruhunu görmediğimi söyledim. Kızının ruhunun bu hayatta yeniden doğduğunu hissettiğimi söyledim. O da bana her zaman kız kardeşinin ruhunu gördüğünü, kızı doğduğunda bir daha kız kardeşini görmediğini söyledi. Kız kardeşinin ruhu konusunda oldukça endişeliydi. O, kardeşinin ruhunun kızının bedeni ile yeniden doğduğunu düşündü ve buna inanmak istedi. Ve grup okumaları sonucunda kardeşinin kızının bedeninde tekrar doğduğu doğrulandı. İnanılmaz değil mi?

Benim kitabımda tüylerin ürpermesi her zaman iyi bir şeydir. Çünkü ben bu şekilde ruhlarla iletişime geçiyorum. Bu biraz soğuk, biraz ürpertici. Her zaman şunu derim, tüylerinizin diken diken olduğunu hissederseniz bu aslında ruhtur.

Neden diğer insanlar ölülerle konuşamıyor? Bu yeteneği geliştirmek mümkün mü?
Öncelikle şunu söyleyeyim, ben herkesin sevdikleriyle iletişim kurabileceğine inanıyorum. Bu sadece iletişimin seviyesine bağlı olarak değişen birşey. Örneğin, ruhlarla bağlantı kurmanın sadece konuşarak olmadığına inanmıyorum. Rüyanda büyük anneni görebilirsin. Ben rüyamda görmem, ruhlarla bu şekilde iletişim kurmuyorum. Demek istediğim herkesin bağlantı kurma düzeyi farklıdır. Ama herkesin bağlantı kurabileceğine inanıyorum. Ben sadece başkalarının sevdikleriyle iletişim kurmaya çalışıyorum ve bu, ruhumun gelişmesiyle oluyor. Ruhumun olgunluğu, fiziksel dünyada kaç defa yaşamış olduğuyla alakalı. Ruhlara göre oldukça olgun. Bazı insanlar olgun biri olmadığımı düşünüyor olabilir ama ruhum olgun. İnsanlar bana geldiklerinde sevdiklerinden gelen işaret ve sembolleri görebilmelerine yardımcı olmak için aracı olmaya çalışıyorum. Çünkü insanların sevdikleriyle bağlantı kurabilmeleri için bir medyuma gitmek zorunda olduklarını düşünmüyorum. Bu yeteneğin herkeste olduğuna inanıyorum.

Teşekkürler. Theresa, Hiç kötü bir şeyin olmasını önlediniz mi yada ölmüş biriyle temasa geçerek birinin hayatını kurtardığınız oldu mu?
Öncelikle, bunu yapmaya yetkim yok. Ben bu yetkiyi ruhlara veriyorum. Ben, insanların sevdiklerinin sesini duyabilmeleri için fiziksel bir beden oluyorum. Ruhlardan, kötü bir şeyi önleyecek bir bilgiyi bize vermelerini istememin tek yolu bu. Bu, birinin doktora kontrole gitmesi gibi basit bir şey de olabiliyor.  Ruhların diğer taraftan kötü şeyleri tamamen önlediği aracı olduğu şeyler var. Ama ben onlardan sadece önleyebileceğimiz şeyleri vermesini istiyorum, o şey engellenebilecekse ya da bize yardımcı olacaksa. Eğer değil ise bilmek istemiyorum.

Özel seansta benimle bir yıl içinde bir araya gelmiş birini okumam. Kurallarımdan biri bu. Çünkü bu iyileşmeye yardımcı oluyor. Bu okumalar kesinlikle insanların yaslanacağı bir koltuk değneği değil. Bu yüzden insanlardan yararlandığımı düşünülmesine kırılıyorum. Geçen bir yıl içinde sizi okuduysam, tekrar okumam. Çünkü ruhlar son seanstan itibaren hayatınızda olup biten şeyler ile ilgili konuşur.

Diğer medyumlarla yaptığım konuşmalara dayanarak söylüyorum, çoğu medyum ünlü olmaktan, televizyona çıkmaktan yada röportaj vermekten kaçınıyor. Televizyonda kendi programınız olmasına siz nasıl ikna oldunuz?
Bu, bir arkadaşım sayesinde oldu. O, her zaman bana televizyonda olmam gerektiğini söylerdi. Ve onun kardeşi bir kanalda çalışıyordu ve bana ilgilenip ilgilenmeyeceğimi sordu. TV programı yapacağımı bir an bile düşünmemiştim. Ama benim medyum olarak yapmayı seçtiğim şey insanlara yardım etmekti ve bu durum da onunla aynı şeydi. İşte bu benim röportajın başında anlatmak istediğim şey. Ben kendimi çok şanslı görüyorum. İnsanlara yardım etmek için medyumluk yapıyorum ve bu benim işim. Long Island Medyumu programı da tam olarak bunu veriyor. TLC ve yapım ekibi gerçek anlamda kim olduğumu ortaya koyuyor. Bu programın insanlara ne kadar yardımcı olduğu ile ilgili haftada yaklaşık 17,000 e-posta alıyorum. Dediğim gibi bu benim konuşmamla yada medyum olmamla ilgili bir şey değil. Bu, insanların anlamasına yardımcı oluyor, bilirsiniz, kaybettikleri insanlarla ilgili mücadelelerinde ve kendi içlerinde huzura ermelerine. Ben, bu yetenekle hayatımdaki pek çok insan yeteneğimle ilgili olarak bana yardım etti. Bildiklerimle ilgili, endişelerimle ilgili. Ben her zaman farklı hissettim, buraya ait değilmiş gibi.

Demek istediğim bunu ne kadar yaparsam yapayım her şeyi değiştirebilmem mümkün değil. Çok fazla insan var ve bu yüzden bu program insanlara yardımcı oluyor. Bu yüzden şunu söyleyebilirim ki hayatımın başka türlü olmasını istemezdim. İnsanlara yardımcı olmayı seviyorum. İşte bu yüzden bu program yapmak istedim. Bunun benimle bir ilgisi yoktu. Buna şöhret olarak bakmıyorum. Ve ünlü olduğumu da düşünmüyorum. Diğer insanlardan farklı olduğumu düşünmüyorum. Hayatım, Long Island Medyumu’na başladığım iki yıl öncesinden farklı değil. Tek fark, şimdi sadece ruhlar değil kameralar da beni takip ediyor. Tek fark bu. Beni, nasıl göründüğümü biliyorsunuz, ailemi görüyorsunuz. Yine olsa yine aynı şeyi yaparım, bu sadece insanlara yardım etmekle ilgili, başka bir şey değil.

“Long Island Medyumu” hafta içi her gün 14:35’te TLC’de.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER