Seyircimiz Outcast'in büyülü dünyasında kaybolmaya hazır olsun!

Seyircimiz Outcast'in büyülü dünyasında kaybolmaya hazır olsun!
Yayın hayatına yakın bir zamanda başlayan Outcast, The Walking Dead ve Fear The Walking Dead gibi ilgi gören dizilerle tanınan Robert Kirkman tarafından yaratıldı. Bir çizgi roman uyarlaması olan yapımda karanlık güçler tarafından ele geçirilmiş olan Kyle Barnes hikayenin merkezinde yer alıyor. Amerika'da Cinemax kanalı için geliştirilen proje, ülkemizde FX'te ekrana geliyor.

10 bölümlük ilk sezonun daha başında olan Outcast dizisinden Kate Lyn Sheil ve Wrenn Schmidt ile konuştuk. Bu yapımı seçme nedenlerinden, korku türüne olan ilgilerinden ve dizinin güzel yanlarından bahsettiler.

Buyurun...



● Karakterinizden ve diziye nasıl hazırlandığınızdan biraz bahseder misiniz?
Kate Lyn Sheil: Elbette. Ben Kyle Barnes’ın ayrıldığı eşi Allison’ı canlandırıyorum. Sezonun başında onunla ile tanıştığınızda evliliğinin bozulmasına sebep olan korkunç bir olayın ardından hayatını düzene sokmaya çalışıyor. Kyle’a hala epey aşık ama ona karşı derin bir güvensizlik duyuyor. Birbiriyle savaşan bu iki duyguyu anlamlandırmaya çalışıyor. Harika bir genç oyuncu olan Madeline McGraw’ın canlandırdığı Amber adından bir kızları var. Allison kızına ve onu güvende tutmaya odaklanıyor, aileyi çepeçevre saran travmalardan izole etmeye çabalıyor.

Wrenn Schmidt: Ben Megan Holter’ı canlandırıyorum. Patrick Fugit’in harika bir şekilde canlandırdığı Kyle Barnes karakterinin evlatlık kız kardeşiyim. Outcast’in başında Kyle’ın yanında olan belki de tek kişi Megan. Bence kasabada ona destek çıkan tek kişi olmasının sebebi Kyle ile ilgili dedikoduların tanıdığı adamla hiç bağdaşmaması. O yüzden ona sadık kalıyor ve ilk bölümde onu kabuğundan çıkartmaya çalışıyor; hayatını yeniden düzene sokması ve ailesini yeniden bir araya getirmesi için çabalaması gerektiğine ikna etmek istiyor. Dışarıdan bakıldığında çok güçlü ve komik bir kadın. İğneleyici, sarkastik bir espri anlayışı var ve dışarıya karşı kendini çok güçlü gösteriyor. Ama bence tüm bunların altında kişisel canavarı onu avlamak için geri geldiğinde derinden sarsılan, inanılmaz derecede yumuşak ve kırılgan bir kadın var.

● Harika. Diziye nasıl dahil oldunuz? Outcast’te yer almayı kabul etme sebebiniz neydi?
Kate Lyn Sheil: New York’ta, harika kadro yönetmeni Julie Shubert’ın gerçekleştirdiği seçmelere girdim. Bana okumam için ilk bölümün senaryosunu verdi. İnanılmaz derecede iyi yazıldığını düşündüm. Allison ilk bölümde pek gözükmüyor aslında, ama her karakterin, onu gördüğünüz kısa bölümde Allison’ın bile, çok iyi gözlemlenerek yaratıldığını, çok zengin ve karmaşık olduğunu düşündüm. Bu yüzden projenin bir parçası olmak istedim.

Wrenn Schmidt: Bu hikayeyi anlatırken kendimi komik hissediyorum ama doğru olan bu. Senaryoyu ilk kez okurken hemen Megan karakterinin çekimine kapıldım. Şahane bir karakter olduğunu düşündüm. O ve Kyle ile olan ilişkisi bana çok ilginç geldi. Ama dizinin iblis etkisi unsurları beni endişelendirdi. Kim için seçmelere katılacağıma genelde önceden bakarım çünkü odadayken bunun aklımın bir köşesine takılmasını istemem. İblis etkisi konularının yanlış ellerde çok kötü olabileceğinden endişelendim. Neyse ki Kate Lyn’in bahsettiği kadro yönetmeni ile konuştum ve bana onlara güvenmemi, harika olduklarını söyledi. Ortada çok iyi bir hikaye var. İş böyle başladı. Sonra çizgi romanın yaratıcısı Robert Kirkman, yönetmen Adam Wingard ve yapımcı Chris Black  ile tanıştım ve hemen ikna oldum. Seçmelerdeki etkileşimlerimizden anladığım üzere işlerinde çok iyilerdi. Rolü gerçekten aldığımda ve Robert’ın aslında kim olduğunu fark ettiğimde kendimi çok şanslı hissettim. Onları sorguladığım için kendimi salak gibi hissettim, gerçekten çok şanslıydım.

● Robert’ın kim olduğunu ve aynı zamanda The Walking Dead’i yarattığını öğrendiğinizde, onun bir sonraki projesinde yer alacak olmak üzerinizde bir baskı oluşturdu mu?
Kate Lyn Sheil: Herkes adına konuşmak istemem ama, oyuncular olarak bu açılardan düşünmemeye çalışıyoruz bence çünkü bu bizi çılgın bir yola sürükler. Biz Outcast için harika bir sezon çekmeye odaklanıyoruz. Evet, elbette ki o düşünce arada sırada bir şekilde aklınıza düşüyor ama baskıdan ziyade işini nasıl yapacağını çok iyi bilen birinin desteğinin arkanızda oluşunun yarattığı iyi hissiyat oluşuyor.

Wrenn Schmidt: Sanırım benim en büyük korkum, bir pilot bölümde oynayan her oyuncuda olduğu gibi, oynadığım rol için dizi sipariş edilince başkasının tercih edilmesiydi.

Kate Lyn Sheil: Kesinlikle.
Wrenn Schmidt: Oradasınız, rol sizin ama aslında değil. Bu yüzden sanırım ilk korkum buydu. Bu harika bir proje. İnsanlar çok iyi. Patrick çalışması çok eğlenceli biri, sette çok eğleniyoruz. Bu fikri aklımdan atınca, ki materyal çok iyi olduğu için bunu kolayca başardım, ve gerçekten çalışmaya başlayınca Kate’in söylediğine katılıyorum diyebilirim. Diziye, hikayelere, karakterlere ve senaryoya odaklanıyoruz ve her gün elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

● Birden ona kadar rakam vermeniz gerekirse, sizce dizi ne kadar korkunç?
Kate Lyn Sheil: Aman Tanrım. Çok zor bir soru. Bence herkesin kendine has bir ölçüsü var. Bir rakam vermektense tanımlamam gerekirse aniden korkutmaktan ziyade daha rahatsız edici ve tekinsiz olduğunu söyleyebilirim.

Wrenn Schmidt: Bence dizimiz bu işi çok iyi yapıyor. Karanlık, rahatsız edici, gizemli ve çok korkunç olduğu anlar var. Ama bence her şeyden çok tekinsiz bir havası var. 

● Korku filmi sever misiniz?
Kate Lyn Sheil: Evet. Büyük bir korku filmi hayranı olarak büyüdüm. 

● En sevdiğiniz film neydi?
Kate Lyn Sheil: O kadar çok var ki. The Shining elbette ki olağanüstü bir film. Daha derinlerden bir şeyler çıkartmak istiyorum ama aklıma hep klasikler geliyor. The Haunting, Cadılar Bayramı’nda babamla izlediğimiz ve beni ölümüne korkutan The Original… Birkaç yıl önce Candy Man’i tekrar izlemeye kalktım, koltuğumdan bir süre ayrılamadım çünkü çok korkmuştum. Sevdiğim çok film var.

Wrenn Schmidt: Eğer iyi çekilmişlerse korku filmlerini çok seviyorum. Öyle filmler de kulaktan kulağa yayılıyor, insanlar tavsiye ediyor ya da işim için izleme ihtiyacı hissettiğim filmler oluyor. Michael Haneke’nin yaptığı tarzda işleri daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Onlar daha psikoloji temelli, insan kişiliğinin ve davranışlarının korkunç yanlarına ayna tutan işler oluyorlar. Sanırım izlediğim en korkunç film Benny’s Video olabilir. Film baştan sonra çok rahatsız ediciydi. İşin ilginci, çocukluğumda izlediğim en korkunç film bence Sleeping Beauty’di. Maleficent’tan daha korkunç bir kötü görmemiş olabilirim. Karanlık bir odaya tek başıma giremezdim. Önce kolumu köşeden uzatır, aşağı yukarı gezdirir ve ışık düğmesini arardım. Maleficent’ın askerlerinin yatağımın altında falan saklandığını düşünürdüm. Beni o filmden daha fazla korkutan bir şey izlediğimi zannetmiyorum. Artık oyuncu olduğum için korkunç şeyler gördüğümde, belki de kendimi korumak ve o korkunç gerçeklikle bağımı koparmak istediğim için, onu nasıl çektiklerini incelemeye başlıyorum.

● Sizce insanlar dizide en çok neye şaşıracaklar?
Kate Lyn Sheil: Bence insanlar diziye korkmak için başlasalar dahi, ki aradıklarını bulacaklar, kendilerini karakter gelişimlerinden ve ilişkilerden etkilenmiş, dünyamızda kaybolmuş bir halde bulacaklar.  

Wrenn Schmidt: Evet, buna yüzde yüz katılıyorum.

● Sizce bu tür belli önyargıları ve beklentileri beraberinde getiriyor mu? Dizi bunları şaşırtıcı ve farklı şekillerde kullanacak mı?
Wrenn Schmidt: Evet. Bence bunlar aynı anda gerçekleşen şeyler. Dizi beklentileri değiştirecek çünkü insanlar umarım ki beklediklerinden çok daha fazlasını bulacaklar. Ama aynı zamanda aradıkları korku dolu anları da yaşayacaklar.

● Sette yaşadığınız komik ya da zorlu bir anı anlatır mısınız?
Wrenn Schmidt: İki şeyden bahsedeceğim. İlki, bir kanun kaçağıyla ilgili. Dördüncü bölümü çekerken bir gece çekimindeydik ve sahnede tek başımaydım. Yani dışarıda benim yanımda bir tek set ekibi vardı. İleriden insanların bağırış seslerini duymaya başladık. Ben de birilerinin arka bahçelerinde oyun falan oynadıklarını düşündüm. Birden bağırışların şiddeti yükseldi ve biri setin kenarından dalarak koşmaya başladı. Nefes nefese kalmış iki polis memuru da peşinden… Arabasından atlayıp insanların arka bahçelerinde koşmaya başlayan bir adamı kovalıyorlardı. Çılgıncaydı. Memurlardan biri ekip elemanlarımızın birinin önünde silahını çıkarttı. Delilik! Belki de başımıza gelen en garip şey buydu.

Komik hikayeye gelince… Dokuzuncu ya da onuncu bölümü çekerken birileri kostüm deposuna girdi. Sanırım birlikte olabilecekleri bir yer arıyorlardı. Megan’ın kostümlerinin bir çoğunu alıp tuvaletin zeminine sermişlerdi, üzerinde bir şeyler yapıp arkalarında arkalarında kanıt da bırakmışlardı. Set bitiş partimizin olduğu hafta sonunun ertesiydi. Partiyi biraz erken yapmıştık. Kostüm departmanı Pazartesi günü işe döndüklerinde çok şaşırtıcı bir manzarayla karşılaşmışlardı.

● Suçluları bulabildiler mi?
Wrenn Schmidt: Hayır. Neyse ki sadece test etmek için baktığımız kıyafetleri kullanmışlardı. Tekrar giymem gereken şeyler değildi, buna çok sevindim. Oradaki onca kıyafet içinden benimkileri seçtikleri için kendimi çok özel hissediyorum. Yumuşak, kabarık bornozlar, havlular, onca kazak… “Bunlar çok rahat gözüküyor. Hadi üzerlerinde seks yapalım!” demiş olmalılar.

● Peki ya sen Kate?
Kate Lyn Sheil: Benim bunlar kadar ilginç hikayelerim yok. Son çekim günümde kaldığım eve geldim ve kendime yemek pişirdim çünkü ertesi gün oradan taşınacaktım ve işin aslı buzdolabını boşaltmak istemiştim. Sonrasında korkunç bir besin zehirlenmesi geçirdim. O yüzden son anım kutuları bir gün önce asıl evime gönderdiğim için bomboş kalan bir evde kontrolsüzce kusmaktı, ki bu dizinin temasına da bir şekilde uyuyor. İçteki iblisleri bu şekilde dışarı atmak… Her şeyi Güney Carolina’da bıraktım. Benim vedam böyle oldu.

● Kate, sen Adam ile daha önce çalıştın. Adam’da o zamanla bu zaman arasında ne gibi farklılıklar gözlemledin?
Kate Lyn Sheil: O her zaman ne yapacağını tam olarak bilen biri olmuştur. Pilot bölümünde onunla çok az çalışma imkanı buldum, ama her zamanki gibi ipler tamamen onun elindeydi. O gerilimli bir sahne yaratmak konusunda gerçek bir dahi ve bu türü çok seviyor. Bu türle ilgili A’dan Z’ye her şeyi biliyor. Yani eskiden tanıdığım, bildiğim Adam’dı.

● Bu dizide yer almanın en zor ve en güzel tarafları neler?
Kate Lyn Sheil: Ben harika bir deneyim yaşadım ve en iyi yanı senaryoydu. Sonra da harika oyuncu kadromuz. Oyunculuk açısından çok keyifliydi. Zor yanlarına gelince… Dizide üzerinde çalışmak zorunda olduğumuz bazı duygusal şeyler. Ama bir oyuncu olarak bunları yapma, böyle komplike sahnelerde oynama fırsatı yakaladığınız için çok şanslısınız. Her şey çok güzeldi.

Wrenn Schmidt: Megan üzerinde çalışması hem çok zor, hem de çok heyecan verici bir karakterdi. Kendini sürekli o durumların içine sokmak, eğlenceli ya da zevkli olsunlar ya da olmasınlar, zordu. İşin niteliğinden gelen rahatsız edici unsurlar ya da zaman kısıtlamaları da bizi zorladı. Tüm dizilerde olduğu gibi daha fazla zamanımız olmasını istedik. Birçok gün zamana karşı yarıştık, yeterince süremiz olmadığı hissiyatı can sıkıcıydı.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER