Zülfikâr’ın o Çiğdem’i unutamamışken mutlu olduğu için Sefer’e trip atması bir yana, eski performansına kavuşması beni sevindirdi. Polisle Tunceli-Edirne muhabbeti, ben anarşiği gözünden tanırım lafları filan güldürdü bir hayli. Taşkafa’nın artık iyiden iyiye yürüdüğü Ümran Hanım da güya Hasan Yağmur’a (Hasan Yağmur kim ya?) bakacaktı sadece, kahvaltı, temizlik filan sömürüyorlar kadını. Bütün gün dizi izleyip entrika planlamaktan başka işi olmayan Songül cadısı da kendisine bir sigortayı bile çok görmüştü. Sâfî kötülük ya. Yazık İsacık da Albay amcasıyla takılmak zorunda kalmış demek ki. Game of Thrones izlemeyi bilip google’a Fetret Devri yazmaktan aciz olduğu için kendisini ve ödevlerini de seviyoruz.

Bu da oldu, koskoca Bahri'ye para teklif ettiler.
Bir diğer aşk böcüğü olma yolunda ilerleyen karakterimiz Bahri Umman. Kadından etkilenince ses tonu filan değişti ya resmen, 30 yıl attı adam, tonton dede oldu ne alakaysa. İdil Fırat ne kadar zarif bir kadın. Despina da naiflikten ölecek, mafya babasına işlemeli torbada para veriyor, silah filan yok di mi diyor bir de ya, canıms. O da google’a karşı olmalı ki Ayşegül’ün adeta bir rock star gibi söz ettiği Bahri Umman’ın bir resmini olsun merak edip araştırmamış.

Sen mutlu olmaya inat ettin ama Ethem Bey de seni mutsuz etmeye kararlı be Sefer.
Sefer’le Sema’ya gelecem gelecem gelemiyom. Zaten cücük kadar sahne yazılmış garibanlara, ki sonuncusu bizi yine dertlere saldı. Sema evini niye değiştirdin kız? Futbol sahası büyüklüğünde balkonu vardı, sizin için acı-tatlı hatıraları vardı, güzeldi lan. Bu evdeki ilk hatıranız da güzeldi gerçi. Yatak lafını duyan Sefer’in gelenekçi Anadolu çocuğu saflığı, ama Sema’nın saçlarını okşamaktan kendini alamaması, şefkati, Sema’nın yine Sema’lığını yapıp sorunu en güzel şekilde çözmesi, uyurken ayrılmayan eller. Sema’nın sonunda fark ettiği (ki kimseye belli etmeden kendi halletmeye çalışacak gibi duruyor) hastalığı bir yana, Sefer’i şu güzel ortamdan koparıp Daphne’ye götürecek yolda Bahri Umman’ın eli olacakmış gibi bir his var içimde. Hatta olay şöyle başlayacak bence, Bahri söz verdiği üzere Sefer’leri gönderecek Despina’nın evine, çılgın gecelerin kızı Daphne de bizim oğlanı görüp beğenecek. Sonrasında ne olacak bilmiyorum ama Sefer’in Bahri’ye olan sadakati çok kullanılabilir gibi duruyor öyle bir yakınlaşma söz konusu olacaksa. Yoksa şu Sefer Sema’yı sevmekten vazgeçer mi allasen? O kalp yerinden çıkar ama Sema o kalpten çıkmaz, çıkmamalı yani. SefSe ile ilgili sözlerime son verirken Sema’ya gelinliğin (yakışan yakışmayan herkes giydiği için karşı olduğum straplez modele rağmen) gerçekten yakıştığını, geçen haftaki feci nişan elbisesinden sonra giydiği morlarla yeniden gözüme girdiğini, Sefer’e de, olur da Sema’yla kavuşup çocuk yapmayı başarırlarsa, santrafor için değil de bek ya da stoper mevkileri için çalışmalara girişmeleri gerektiğini söylemek isterim.
Seni içime çekmem lazım (temsili)Son olarak Can Gox ve Dal Goncayı Bir Sabah adlı eseri. Şubat dizisini izlemediğim halde Nadir Sarıbacak için bazı videolarına baktığımdan şarkıdan haberdardım. Arkadaşlar arasında Ömer Hayyam’dan konuştuğumuz günün ertesi tekrar karşıma çıkması hoş oldu. Sanırım artık daha çok kişi tarafından bilinecek.
Bir dahaki yorumda görüşmek dileğiyle, çok iyi davran kendine, bol bol ıhlamur iç sevgili Poyraz Karayelci.