Çünkü aşk; değiştirir, iyileştirir...
Sevmek, sevilmek, âşık olmak, şu dünyada insanın başına gelebilecek en güzel duygulardan. Herkesin başına gelmiyor. Kıymetini bilmek lazım… Ama bu güzel duygulardan daha da gereklisi, hatta en önemlisi olduğunu düşündüğüm bir şey var: Güven! Birine güvenmek, ondan emin olmak; acaba, dememek kadar güzel bir şey var mı şu hayatta? Bence yok.

İşte Ömer de Defne'ye böyle gözü kapalı güveniyor. Yasemin konusunda ne olduğunu asla sorgulamaması, ''Defne böyle yaptıysa vardır elbet bir sebebi.'' diye düşünmesi falan, hep bunun işareti. Ama işte bunlar hep ilerisi için beni korkutmaya sebep olan etkenler. Çünkü ortada büyük bir bomba var ve her an patladı, patlayacak diye elimiz böğrümüzde bekliyoruz. Bu oyun yalanı, aradaki güveni derinden sarsacak türden. Kendi başıma gelse ben ne yapardım diye düşünüyorum, sonra “İyi ki ben Ömer değilim.” deyip oturuyorum yerime. Ben kolay kolay affetmezdim. Bu konuyu neden açtığımı merak ediyorsanız eğer, yazıya diziyle ilgili küçük şikâyetlerimden başlamak istedim. Hepimiz Kiralık Aşk'ı çok seviyoruz, ilgiyle izliyoruz ama gördüğümüz küçük sorunları da yazmazsak olmaz. Sonra, bölümdeki ince detaylara ve güzelliklere geri döneceğim.

Öncelikle haftalardır yazmak istediğim bir konuyla başlamak istiyorum: Yeni bölümün son kaldığımız sahneden başlamaması sorunsalı. Aranızda, Ömer Defne'ye ''Ben eminim artık.'' dedikten sonra ne oldu, merak etmeyen var mı? Bence yoktur. E ne oldu sahnenin devamında? Ömer emin, evlere dağılabiliriz artık mı dediler? Biz acaba ne konuşacaklar diye televizyonun başına geçiyoruz da sahne, o gecenin sabahından başlayınca kalakalıyoruz ekran karşısında.


Ömer'i görünce Defne = Biz.

Diğer gözüme çarpan detaysa Defne'nin sarhoş olduğu gece hariç Ömer'e yalan söylerken ya da bu oyunu ondan gizlerken hiç suçluluk duymuyor olması. Bizim tanıdığımız Defne içi dışı bir, insanlara kötülük yapmaktan korkan, saf, temiz bir kız. Ama sanki oyun hiç yokmuş gibi davranması, azıcık bile olsa düşünmemesi karaktere ters düşüyor bence. Tamam, kızın eli kolu bağlı; elinden bir şey gelmiyor, zaten oyun için de Neriman'ın dediklerini hiç yapmadı ama yine de bu gerçeği değiştirmiyor. Biraz kendini sorgulasa, kendini Ömer'in yerine koysa karaktere daha yakışmaz mı? Ben karakter yaratmak, senaryo yazmak gibi işlerden anlamam ama düşününce benim izlediğim, bana geçen Defne, empati yapabilen biri gibi geliyor. Tıpkı dede ile olan tanışma sahnesinde olduğu gibi. Kendini Ömer'in yerine koydu ve onun hissettiklerini anladı. Bu konuda Ömer'le aynı yaralara sahipler çünkü. İşte bizim sevdiğimiz, tanıdığımız, Ömer'in âşık olduğu kadın, Hulusi Dede karşısındaki o kendinden emin, sevdiği adamı korumayı amaçlayan Defne. Ben eminim ki gerçek ortaya çıktığında da Defne, aşkına böyle sahip çıkabilecek, savaşabilecek. Savaştığı kişi Ömer bile olsa.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER