Sabah sabah çalan gümüş cezvesini kapata
kapata hal oldu Balerion, yattığı yerden tek kaşını kaldırıp kocaman gözüyle
güneşin mağarasının penceresi hizasına geldiğini görünce panikle kanat çırpmaya
başladı: Günlük rutin uçuşuma geç kaldım!!! Evvelsi gece yine geç uyumuştu,
küresinin başında geç saatlere kadar kalmıştı! Ama ne geceydi! Önce kulübü
Ejderateşi liderliğe yükselmişti ayakla oynanan bir yusyuvarlakta, sonra yine
elle-sepetle oynanan diğer bir oyunun takımı üstün bir başarı elde etmişti. Balerion
gecenin geri kalanını Westeros ve Essos’u izlemekle geçirmişti neredeyse sabaha
kadar.Yine cüssesini de aşan dev homurtusuyla insanlara küfretti, Taht Oyunları'na küfretti: Ejderha, Ejderha dediler bir
dakikacık bile izleyemedik uçusunu!’’
Düşündükçe esnemekten çenemi kopma derecesine getiren, insan oğlu denen zavallının birbirinden aciz ve sıradan entrikalarlıyla kendine verilen yaşam süresini sebil ettiği o hikayeyi anlatayım. Yaşadığı her durumu boynunda bir yük olarak taşıdığını ancak erişkin bir kadın olduğunda anlayacak ve bedelini -bulabilirse- müstakbel kocasından çıkaracak olan cimcime Arya Stark, Narrow Sea boyunca
gemiyle yol alarak sonunda Braavos’a girmişti; koskoca Titan Heykeli önünden. Laaaaan,
bildiğin şehri-i Venedik’e Rodos heykelini getirmiş dikmişler olmuş yaratıcılık!
Ah insancıklar ah! Bütün şehri gemiden inip kayıkla geçmek de ne aklıselim iş? İnsan arada karaya çıkar da yürür be yahu!
Arya, 'Siyah ve Beyazlar'ın hanesinde aradığını bulacağını sanıyor, ama ne
yazık Jaqen H’ghar’ın demir parası kapıcıya sökmüyor. Sokaklara mecbur Arya,
uyuyamadan yine bütün gece sabaha kadar ona kötülük eden koyunlarını sayıyor… Cersei,
Walter Frey, Meryn Trant ve Sir Gregor Clegane ‘Dağ’, sahi bu adam en son ölüm
döşeğinde değil miydi Grand Maester Pycelle’in laboratuvarında? Bütün gece
tehlikesizce kapı önünde sokakta uyuyabilen Arya’ya bela güpegündüz musallat
oluyor, çapulcular sokakta başıboş gezen Arya’yı belki de evvelsi gün kendisini
içeri almayan kapıcı olmasa öldürecekler. Neyse ki kapıcı hatasını anladı ve Arya’nın
sabah denize fırlattığı demir parayı ona geri verip Siyah ve Beyaz Ev'e soktu,
Jaqen H’ghar kılığında. Ooof! Her zamanki gibi bu sıradan Taoizme nazire mahiyetindeki sınavlarınla da sıkıcısın Martin Amca! Ama fikir zokalarına özenle yem yerleştiriken çok eğlendiğine eminim. Sırf bu yüzden bile sevilesi nadir insanlardansın.
Westeros’ta bilinmezin yolunda Lord Baelish ve Sansa, koskoca kıtada onları
arayan Lady Brienne ve Podrick’in tam da yanı başında bu sefer aynı han
içerisinde yemek yiyorlar, onlara görünmeden çıkıp gidebilecekken küçücük handa
ancak Podrick’in garson kıza olan iştahlı bakışlarıyla fark ediliyorlar.
Sadakati karşılıksız Lady Brienne karşılarına dikilince de bir süre eskilerden
konuşuyorlar. Zaman zaman Lady Brienne’in uğursuz olduğuna karar veriyorum ben de
Sansa gibi… Renly Barathon’un koruyucusuydu adam öldü. Lady Catelyn’in yanına
yamandı, kadının boğazı kesildi. Jamie Lannister’e yoldaş oldu elini
kaybettirdi. Kral Joffrey’in huzurunda eğildi çocuk akabinde zehirlenip öldü. Bütün
bu gerçeklere rağmen Lord Baelish, Lady Brienne’i yanında istiyor ama onun
adamlarının ellerinden kurtulan Lady Brienne, Podrick’i de sözde şövalyelerden
gelecek hızlı bir ölümden kurtarıyor. Sonunda birkaç şövalyesini de öldürdüğü
Serçeparmak ve Sansa’yı birlikte uzaktan izlemeye başlıyorlar.
King’s Landing’te Cersei ve Jamie bu kez kızlarının derdine düşmüş
durumdalar, Dorne Prensi kardeşlerinin ölümünden onları sorumlu tutuyor ve
elinde bulunan kızlarının tehlikede olduğunu gönderdiği uyarıyla belirtiyor.
Dorne’da Myrcella belki su bahçelerinde prensinin yanında gezerken mutlu mesut
görünüyor ama onu izleyen matemdeki Ellaria Sand, merhum kocasının ağabeyi
Prens Doran Martell’i fiştekleyip Lannister’lara kızın parmaklarını yollayıp
krala savaş açtırmaya çabalıyor. Neyse ki kardeşinin yasını tutan Dorne Prensi,
kan davası gütmeyecek gibi. Jamie Lannister, Cersei’ye Dorne topraklarına gidip kızını kurtaracağına
dair söz verip yanından ayrılıyor.
Ne ilginçtir ki Cersei’nin emriyle kelle avcıları
dünyadaki tüm cüceleri kesmeye başlamışlar, doğru cüceyi kesen bir kaleye Lord
olacak. Doğru cüce ise Lord Varys ile Volantis yolunda ve hâlâ şarap içiyor. Burada durup elimdeki bira
fıçısına ve gitgide büyüyen göbeğime bakıyorum. Bu cüce içmeyi ne seviyor be!
Göbek möbek de yok maaşallah! İlk görünüşünde kuzeyde kızlarla beraberken de
elinde şarap şişesi vardı şimdi de… Tek fark altında kuzeyli bir kadının
olmaması. Kadın demişken bugün eski dişi ejderimle hasret giderdik, cep cezvemle.
Cezvede titreşen suda görüntüsünü gördüm ne mutlu bana! Senelerdir görüşmemiştik,
özlemişim pullarını… Boynunu… Kulaklarını... Ooof of! Size şimdi sabaha kadar kaşına kaşına, yaşadığımız o deli aşkı anlatmak vardı bee! Neyse işimize devam edelim yoksa yarın Rannizelioness’e kızartır beni…
King’s Landing şehrinde küçük konseyde kimin kralın sağ kolu olacağı
tartışması yaşanıyor. Kadın olduğu için Cersei olamaz. Bu cinsiyet ayrımı da sadece insana has bir saçmalıktır ki çağlar boyunca kurduğu her organizasyonu bu ayrımcı bakışı leş bir kurt gibi kemirmiştir. Hatırlatın da bir gün size sağ kolum olan dişi ejderimle başımdan geçenleri anlatayım. Yedi dağın efendisi olmamda onun da katkısı çoktur. Ne diyordum? Hah! Sağ el yok yok sağ kol kim olacak? Hem gemilerin efendisi
hem de hazinedar olarak işi başından aşkın Lord Mace Tyrell’in vakti yok,
olamaz. Jamie’nin yokluğunda kral muhafızlarının komutanı yapılmak istenen
amcaları Lord Lannister hiç olamaz ki adam Cersei’ye posta koyuyor konseyde,
kadının kuklası olmayı reddedip Casterly Rock’a yola çıkacağını söylüyor. Grand
Maester Pycelle pek hevesli bu konuda, ama görev Pycelle’in kıl olduğu, yaptığı
deneyler yüzünden hekimlikten azledilmiş Qyburn’a verilince onun da hevesi
kursağında kalıyor.
Kuzey sınırında ise Kale Kule’nin kütüphanesinde Stannis’in kızı Shireen, yabanilerden
Gilly’e okumayı öğretiyor. Gilly, gece bekçilerinden, Samwel Tarly’nin bir
türlü fırsat bulup beceremediği kadını, ama annesi Shireen’in yabanilerden ve
kargalardan uzak durmasını söylüyor. Kral Stannis Jon Snow’un Mance’i yanarken
okla öldürmesine içerlemiş yine de elini uzatıp onu bir imzasıyla Winterfell
Lordu John Stark yapabileceğini söylüyor. Hikayede göründüğü ilk günden beri memuriyet ile dava adamlığı arasında durmaksızın karaksızlık krizleri geçiren Jon Snow, ertesi gün,
Allister Thorne’dan bir oy fazla alarak gece nöbetinin 998'nci komutanı oluyor.
Son oyu kullanan Maester Aemon Targaryen seçimini gençlikten yana kullanıyor. Gençlik her zaman kazanır mı, göreceğiz! Bu hikayede dönüp dolaşıp örtülü ödenekten de olsa yaşlılara laf sokulmasından ve zayıflık belitrisi gibi sunulmasından da bıktım!
Meereen’de Khaleesi'nin konseyinde, gizli örgüt olan Harpy Oğulları'ndan nasıl
kurtulacağını tartışıyorlar, adil bir yargılama yapılmadan yakaladıkları Harpy
ajanlarını öldürmeyecekler. Fakat eski kölelerin konseydeki lideri, hapiste
bulunan tutsak ajanı öldürünce sinirlenen Khaleesi, eski kölelerin ve eski
sahiplerin gözleri önünde ve herkesin merhamet isteklerine karşın adamın
kafasını kestiriyor. Sonuçta kimse kafasına göre adalet uygulayamaz, ama artık
huzursuzluk ayyuka çıkmış ayaklanan eski köleler şehirde kargaşa
yaratıyorlar. Ortamdan kaçırılan Mhysa Daenerys piramidinin tepesinde uzun
zamandır ortalıkta görünmeyen Drogon’la karşılaşıyor. Epey büyümüş ve
Khaleesiyi özlemiş olan ejder şehrin tepesinde uçarken kontrol hala bende diyor
Kraliçe'ye. Meh!
Başta dediğim gibi ejderhayı
şehre salarsın yakıp yıkar! Burada yapılan ise büyüye büyüye göt göbek
yaptırmak bu Drogon çömezine ve kardeşlerine! Arada ödül niyetine Khaleesi'sine
sarılır öper okşar koklar mı onu bilemem, ama ben kızıyorum artık…Ejderhalar bu
kadar ikinci plana… hatta üçüncü, dördüncü ve beşinci plana ATILAMAZZZZZ!