Aşk buysa ben yokum
Gönül İşleri’nin 12. Bölümü, geçen bölüm aralarındaki buzları eriten, ancak didişmeden duramayan Servet-Yılmaz ikilisinin bağırış çağırışlarıyla başladı. İkilinin bu bitmek bilmeyen tartışmalarını, genellikle eğlenceli bulsam da, artık yeni bir şeyler görmek istediğimi söyleyebilirim. Servet kendi başına hareket etmek istiyor, Yılmaz hamile karısının hayatını kolaylaştırmak adına, her adımını takip ediyor. Bitmek bilmeyen tartışmalara Muzaffer Amca’m el koydu: “Bir daha görüşmeyeceksiniz, terapiden terapiye!”

Büyük Enişte küçük enişteye karşı

Küçük Eniştemiz Tibet de, kendi cephesinde biri olsun bari düşüncesiyle, Sevda’yla nişanlarını, Yılmaz’ın yerinde yapma niyetine girmiş. Ama ne Yılmaz ne Nuri oralı oluyor. Yılmaz Tibet’e ayarı verdi, gel iste bakalım babasından diyerek… Bu sırada Sevda da, Tibet’in gerçekten gittiğini öğrendi. Gözler dolu dolu, Tibet’in karşısına çıktı. Vallahi Tibet’e ilk kez hak verdim. “Keşke Bedir gitmeseydi de, senin bu halini görmeseydim” dedi. Çocuk haklı şimdi, evlenme kararı almışlar, Sevda’nın surat mahkeme duvarı, üstelik çocuk annesine karşı gelmiş, Sevda ya! İnatlaşalım derken, Tibet “neden seni istemeye gelmiyoruz” restini çekti de, o anlık heyecanla ettiği bu sözden sonra biraz sarsılmadı değil, gel de anneyi istemek için ikna et. Tibet, annesi ikna etme konusunda,Sevda’ya yaptığı küçük tatlı sürprizler kadar istikrarlı demek ki, bölümün sonunda Lale Hanım çiçeği çikolatasıyla, Üstün Ailesi’nin kapısını çaldı. Buraya daha sonra tekrar geliriz.

 Kemal:Yol yakınken Saadet'ten vaz mı geçsem acaba? Saadet:Akşama balık mı yapsam acaba?

Saadet-Kemal cephesi Asrın’ın gölgesiyle arada dalgalanıp duruluyor. Şimdi yukarıda Allah var, Kemal Komiser’in karizması, sağduyusu, aklı başındalığı su götürmez. Belki biraz daha gülümsemeye ihtiyacı var ama onu da yaşadığı acılar ve görevinin pozisyonuna verelim. Kemal, Asrın’ın bir polisi vurduğunu ve görüldüğü yerde, gerekirse vurularak yakalanacağını Saadet’e söyledi. Onun henüz Saadet’e tam açılmaması, güvenmemesi gayet anlaşılır tabi. Saadet’in elinde, Asrın’ın notunu bulunca bayağı bozuldu. Ah Saadet’cim bazen çok akıllıca davranıyorsun ama elindeki mektupları saklama konusunda gerçekten berbatsın. Hele ki Bedir’in Sevda’ya bıraktığı mektubu sakladın, sonra da en olmayacak zamanda, kız isteme sırasında Sevda’ya göstermeye kalktın ya, ne diyeyim. Servet bunu da engelledi, ama Saadet’ciğim tam bir duygusal neyse ki, okuya okuya ezberlemiş mektubu. Servet mektubu yırtınca, Saadet Sevda’ya o melankolik sesiyle ezberden mektubu okudu da hatasını telafi etti, öylesi de pek anlamlı oldu.
Asrın’sa hala Saadet’in kendisiyle kaçacağı hayallerinde… Canım farkındaysan Saadet’in hiç o taraklarda bezi yok. Üstelik Saadet gibi biriyle kaçak hayatı yaşamaya kalkmak, sence ne kadar akıllıca bir karar? Gerçi bendeki de soru! Asrın ne kadar aklıca kararlar alıyor sanki? Saadet’in evinin etrafında bu kadar dolanırsa bir gün yakayı ele vereceği çok belliydi, en sonunda polislere yakalandı. Gönlündeki yaraya bir de kolunda kanayan bir kurşun yarası eklendi. Gerçi kurşun sıyırmış gibi görünüyor.

"Bekarlık çok kötü gel dön evine, bak şu alnımdaki yara bandını çıkarmaktan acizim haftalardır."
 
Saadet’in evdeki balık partisi tam bir fiyaskoydu. Önce balıkları pişirip sonra salata yapmaya kalkması? Ay bu kız gerçekten hiç iş bilmiyor, o pastaları nasıl yapıyor hala şaşıyorum. Neyse, balık kokusuna dayanamayan Servet kendi evine gitmeye kalktı ama ev buz, Yılmaz kombiyi söküp yeni evine almış. Servet hesap sormaya Yılmaz’ın kapısına gitti. Al sana yeni bir kavga konusu! Servet arkadaşını arayıp onda kalmak istedi, Deli Yılmaz durur mu? Ondan önce arkadaşının kocasını arayıp müsait olmadıklarını söyletti. Galiba bu dayanışma işinde erkekler kadınlardan daha iyiler. Neticede Servet geceyi Yılmaz’ın evinde geçirmek durumunda kaldı. Neredeyse Muzaffer Amca’ya yakalanıyorlardı.

Bu arada geçen hafta Servet’in Bedir’i korumak için Sevda-Bedir durumlarını veto ettiğini keşfederek, Servet’e olan kızgınlığım azalmıştı ama bu bölüm bu konu hakkında Yılmaz’ı desteklediğimi söylemeden edemeyeceğim. Bazen bardağın kırılmasını görmek gerekir, belki de kırılmaz. Dolayısıyla Servet’le Yılmaz’ın bu haftaki terapist konusu Bedir’le Sevda’nın durumları oldu. Terapistin sadece ses olarak katıldığı bu tartışmalar bana Bir Erkek Bir Kadın dizisini hatırlattı. Sonuç: Elde var sıfır.

Neyse ki, Yılmaz’ın yeni evinde çocuğu için hazırladığı oda, Servet’in kalbini yumuşattı da, onlara dair iki kavgasız gürültüsüz sahne izleyebildik. Servet Yılmaz’ı ultrasonda bebeğiyle tanıştırırken, Yılmaz’ın duygularını görmek çok tatlıydı.

Sevda, herkesin Tibet’le evlenme kararını sorgulamasına celalleniyor ama kalbiyle da savaşı devam ediyor tabi. Her baktığı yerde Tibet’i görüp durdu. Bu arada evliliğin bonusu olan okula dönüş de savaş cephesinin bir diğeri oldu. Ama Tibet bunu da düşünmüş, Sevda’nın arkadaşlarıyla ufak bir okula hoş geldin kutlaması planlamış. Sevda’nın gözünün önünde Servet’le Yılmaz’ın bitmek bilmeyen kavgalarıyla dolu, bir aşık çift örneği olunca, o da aşksız olmanın daha az yara aldırdığına karar verdi. Ah Sevda ah, kendini koruyup aşka kıyan mutlu birini göstersene kuzum bana…

"Buradan çıkıp cenazeye gideceğiz de..."

Hal böyle olunca gerekli hazırlıklar yapıldı ve Tibet’le annesi Sevda’yı istemeye geldiler. Yalnız kızlar, o giydiklerinizle, yakalar biraz kapansın, başınıza bir örtü, siyah gözlüklerle, isteme töreni sonrası hemen bir cenazeye katılabilirsiniz, farkındasınız değil mi? Çeşitli badireler atlatılarak, isteme yapıldı, yüzükler parmaklara geçirildi, kurdele kesilemedi bir türlü. Ay bir iş de yolunda gitmez mi? Bu arada isteme sırasında Lale Hanım’ın daha huysuz davranmasını beklerdim ben, demek ki o da bir şey çıkıp da, bu işin bozulacağından emin olmalı… Kurdelenin kesilmesi için Saadet, müştemilatta kalan Muzaffer Amca’nın gözlüğünü almaya gönderildi. Kapıda Kemal Komiser ellerinde çiçeklerle Saadet’e sert davranışlarının özrünü dilemeye gelmiş. E Kemal olur da Asrın orada olmaz mı? Asrın yaralı halde sığına sığına Saadet’lerin müştemilatın içine sığınmış, Saadet’in karşısına çıktı. Kemal de kapıyı araladı, bakalım Saadet Asrın’ına kıyacak da Kemal’e bu durumu söyleyecek mi? Haftaya göreceğiz.

Gerçi haftaya göreceğiz dedim ama fark ettiyseniz, geçen haftadan kalan meselemiz, Alev’in durumuna dair bu bölümde hiçbir şey yoktu. Bakalım Alev bizim için neler hazırlıyor?



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER