Yaşamak suçlu hissettiriyor bazen insana. Kalmak istemiyor
insan bunca zulmün ortasında. Nefes almak kurşun gibi ağır geliyor, nefesi
insan eliyle kesilen masum yığınların karşısında. İnsanın nasıl bu kadar canavarlaşabildiğini
aklı almıyor ve bitip tükenmek bilmeyen açgözlülüğüyle cehenneme döndürdüğü
dünya anlamsız geliyor. Niye bu kadar yoldan çıkıyor insan, neden bu dünya ona dar
geliyor? Beraber yaşamak varken, insanca var olmak varken, neden bu kadar kötülük
kol geziyor? Hepimize yetecek kadar zenginlikte yaratılmış bu dünya da insanın
hırsı neden bir türlü bitmiyor? Kimseye kalmamış bu yeryüzü, insanın aklında
sahip olunabilecek bi’ yere nasıl dönüşüyor? Ölenin de öldürenin de aynı mahluk
olduğu bu dünyada hem insanlığından utanıyor insan hem de gidecek başka bir yeri
olmadığını biliyor. Kaçsa da kaçamıyor, bu yüzden de omuzlarına binen ağır
sorumlulukla tekrar hayata tutunmaya çalışıyor.
Kötülere inat iyiler de var elbette bu hayatta. Başkalarının
canı için kendi canını seve seve ortaya koyanlarda. Belki de onlar için dönüyor
hala bu dünya. Kıyameti yaşatan bunca karanlık insana rağmen gerçek kıyamet bu
yüzden kopmuyor başımıza. Öyle ya tarih kötüler kadar iyilerin ismini de
anmakta. Hatta isimsiz bir sürü kahramanın olduğunu bize hatırlatmakta, tıpkı
dizimizin kahramanları Cevdet ve Azize gibi. Azize kıl payı kurtulduğu
vahşetten tanığı olmanın dehşetiyle kalakalıyor şimdi ortada. Nereye baksa
iyileştirmek için uğraştığı insanların acımasızca kurşuna dizildikleri ve de
diri diri yakıldıkları cansız bedenleriyle karşılaşmakta. Cevdet’se gördüğü
içler acısı manzarayla daha bir dağılmakta. Yapılan zulmün karşısında
afallamakta. Bu vatanın kurtuluşu için kendi hayatından ve ailesinden vazgeçen
bu adam şimdi daha fazlası için sözler verip, yola koyulmakta.

Acının tarifi yok….
Azize en sonunda Cevdet’le ilgili gerçeği öğrendin. Çok kötü
bir olayın sonunda oldu bunları öğrenmen ama zaten normal yolla bu malumata
(malum dizi de iki kelimeden biri bu) ulaşman imkansızdı. Bunca şüphelendiğin
olay var bi’ de üstüne üstlük Kara Fatma’nın verdiği ipucu ama sen yine de yeteri
kadar emin olamıyorsun. Anlıyoruz seni,
olağan üstü şeyler yaşıyorsunuz ve de öyle gelişigüzel bir durum değil sizin içinde
bulunduğunuz durum. Bu yüzden zaten bunu Cevdet’in ağzından duymadan yeteri
kadar ikna olamayacaktın. O da bunu sana direkt hiçbir zaman söyleyemeyecekti.
Bazı şeylere ne kadar istesek de hazır olamayız ya mecbur kalırız ya da
hasbelkader gerçeklere tanık oluruz. Ama hangi yolla öğrenmiş olursan ol biz
seyirciler bu durumdan gayet memnunuz. Zira ters köşe olacağız diye beş çocukla
ortada bırakıldığımız mektup sahnesini bir türlü unutamadık.
Artık ikinizin arasında sır kalmadı. Gerçi şimdi
sorumluluğunuz daha da fazla. Bunun açığa çıkmaması için hayatınızı
değiştirmeden sürdürmeniz gerekecek. Tevfik’e katlanmak ikiniz için daha da bir
zorlaşacak. Adam senden kolay kolay vazgeçmeyecek çünkü. Senin zevcen olduğu
gerçeğiyle yaşıyor her gün. Çadıra almadın yine de gitmedi, dışarda kaldı gece
boyunca. Ali Kemal’le olan kavgalarında Tevfik’in el kaldırmasına tepki
göstermeliydin bence. Onu uyardın evet ama o esnada daha net bir tavır koymanı
beklerdim ki Hasibe ana bunu çok güzel yaptı. Osmanlı kadını gerçekten, az ve
öz konuşuyor. Ne her şeye olur olmaz giriyor ne de etkisiz biri gibi köşesine
çekiliyor. “Baş dille tartılır derler mukayyet olun. Sen diline sen de eline”
diyerek hem Ali Kemal’e hem de Tevfik’e çok güzel ayar verdi Hasibe ana.

Ben ülkemin kaçağı seninse tutsağınım Hilal…
Leon senin işin de ayrı çıkmazda. Şehrin her tarafı asker
kaynıyorken nasıl ve ne kadar kaçabileceksin? Bu duruma düşmene neden olan
Hilal’in tarafını Yunan’a ne kadar ihbar edebileceksin? Verilen görevleri nasıl
yerine getireceksin? Hilal bu durumu nasıl anlamıyor? Kafamızda bunun gibi deli
sorular. Kaçmana yardım eden ve anahtarı sana veren Hilal sonuçta. Burası bende
oturmuyor. Nasıl kaçtığını görmediğimiz için belki de. Ama kuzum sana başka bir
kıyafet getirsin bu baban artık. Günlerdir aynı şeyleri giyiyorsun. Gerçi seni
üniforman dışında böyle sivil sivil görmek de güzel. Biz baban getirsin diyoruz
da sadece işine odaklanmış olan babanın da zinhar aklına gelmez bu. Annen ise
senin yokluğunun bedelini kendi canına kıyarak ödüyor şimdi. Elinden bi’ şey
gelmeyince kendinin yaşamasını da anlamsız buluyor. Onun başucunda çok içten
konuştun. Bölümün duygusal sahnelerinden biriydi bu sahne. Onu ölüme
vermeyeceğini söyledin hepimizin yüreğini burkarak. İnsan sevdikleriyle
tutunuyor bu acımasız hayata. Onların varlığından güç alıyor bu güçlüklerle
dolu yaşamda. Birileri sevdiği ölüme gidiyor diye canına kıyarken, başka
birileri de acımasızca kıyımdan geçiriliyor hiçbir suçları yokken. Birileri
sevdiği ölmesin diye başında dualar ederken, başka birileri de sevdiklerinin
gözünün önünde katledilişine tanık oluyor çaresizce. Katleden de insan
katledilen de dua eden de insan çaresizce izleyen de.
Stavro Cevdet’in peşinden giderken en nihayetinde kendi
sonunu da getirdi. Hırslı bir askerdi Stavro ve de Cevdet’ten yana hep
şüpheliydi. Sonuçta o da kendince haklıydı. İçlerinde ki bir hainin ortaya
çıkmasını istiyordu. Cevdet’e hiçbir zaman güvenmedi ve onu enseleyeceği anı
kollayıp durdu. Birçok yolu denedi, Yıldız da bunlardan biriydi. Onu tarafına
çekmek için uğraştı durdu. En sonunda gerçeği öğrendi ama bu gerçek onun da
sonunu getirdi.
Bu bölüm Stavro gibi Eftalya da ayrıldı aramızdan. Eftalya
iyi bir insandı ama hep kötülerle kesişti yolu, önce ihanetin kod adı Tevfik’le
sonra da iblisin ortağı Charles’la. Neye hizmet ettiğini bilmeden maşası oldu
Charles’ın. Onun kendisine neden iyilik yaptığına çok kafa yormadan kabul etti
ondan gelen görevleri. Açık açık istenenlere gelince aydı içinde bulunduğu
durumun. Ama artık onun içinde geçti. Aslında daha fazla kire bulaşmadan ölmesi
de iyi oldu. Ya kaçıp kurtulmalıydı bu iki kötü adamdan ki bunu Tevfik’te
başarsa da eli daha güçlü olan Charles’ta başaramazdı. Ya da hiç bulaşmamalıydı
ki o zamanda çok çaresiz bir durumdaydı. Seçeneklerinin hepsi başka bir çıkmaza
sokuyordu onu. Yani kaçınılmaz bir son oldu Eftelya için.
Yazı devam ediyor..