Aklı başında olan hiçbir insan, ailesi ve sevdiği
adam için bu kadar çabuk karar veremez. Bu kadar çabuk yargısız infaz yapamaz.
Ciddi anlamda senaryoda bizim bilmediğimiz, ama bize verilmek istenen Lale’nin
ruhsal problemleri olan biri olduğu galiba. Bu kadar dengesiz hareketlerin
başka bir açıklaması olamaz. Bütün bölüm boyunca, “Onur bana yalan söyledi ühüüü
beni kandırdı ühüüü.” deyip durdu. Bir de demez mi “Ben aşkımda da inancımda da
yalnızmışım.” diye kahkaha attım. Valla Onur için bir kere bile kılını
kıpırdatmamış, ilişkisi için emek vermemiş, Onur’a hiç güvenmemiş, sevgisine
bizi bir kere bile inandırmamış birine bu repliği yazmak da, biraz show bence.
Bunu Onur için yazacaklardı Lale için değil.
Lale sevmeyi beceremediği gibi, evliliği de
beceremiyor. Evliliğin bilincinde değilse, hiç evlenmeseydi Onur’la. Bebeğini
tek başına falan büyütseydi şu anki halinden daha çok saygı duyardım ona. Ama
şimdi bu kadar denge yoksunluğunu izlemeye zor katlanıyorum. Onur’un değil ama,
önce Lale’nin bir psikologa, daha sonra da bir evlilik terapistine gitmesine
ihtiyacı var. Ayrıca ailesi içinde, aile danışmanlığı hizmeti şart. Yıldız,
Lale bizi telefondan engellemiş dedi. Şok oldum! Böyle bir şey büyük terbiyesizlik.
Bir durun yahu bir durun! Ne bu şiddet bu celal?
Bu bölüm Onur’ öyle üzüldüm ki. Aslında ne kadar
yalnız bir adam olduğunu ve çevresinde onu gerçekten sevip, kıymet veren hiç
kimse olmadığını anladık. Pelinsu’nun videosunu gördükten sonra, hiç kimse
arkasına bakmadan çekip gitti. Bir kişi de, destek olmadı Onur’a. Ne
hissetiğini, ne yaşadığını sormadı, sorgulamadı. Ne kadar çabuk gözden
çıkarttınız Onur’u? Bu zamana kadar hiç kimse tanımamış onu. Canım Onur… Sen bu
aileyi bırak git. Kaç kurtar kendini. Hatta Lale’ye bir mesaj yaz: “Fazla naz
aşık usandırır. Beni usandırdın gidiyorum.” de ve git. Dönüşte de, Özge’yle
beraber dön. Sonra Lale Hanım tekrar seni sarhoş mu eder, büyü mü yapar, kendi
düşünsün.
<3
Eğer altı dolduralacaksa, en saçma şeyi bile
izletebilirsiniz bana. Eğer konu sağlam temellere dayandırılıyorsa, her şeye
varım! Türleri farklı olabilir ama, Cesur ve Güzel’i izlerken, Tahsin
Korludağ’ın kötü bir adam olmasının bile bir temeli var. Bir nedeni, bir sebebi
var. “Ya adam bu yüzden kötü olmuş bu yüzden yapmış bunları.”diyebiliyorsun. Ama
maalesef ki, No:309’da yazılan hiçbir şeyin temeli yok. Lale ve ailesi neden bu
kadar aşırı tepki veriyor mesela? Temelinde ne var mevzunun? Karakter değişimleri, ilk haftalarda olur.
Dersin ki, senaristler henüz hangi yoldan gideceğine karar veremedi vs.
41.hafta olmuş, karakterlerin düşünceleri, sahneler arası bile değişiyor. Hepsi
bir öyle, bir böyle. Onur’u kapıdan kovan Songül, sonra üzülüp ağlıyor. Onur
böyle bir şeyi asla yapmaz diyen İsmet Hanım, ama ben ona ceza verdim hak etti
diyebiliyor. Hayretler içinde izliyorum.
Erol’un hiçbir halttan anlamadığını bile bile,
Betül’le bir sürü entrika çevirdiğini bile bile, ödül niyetine Onur’un
koltuğunu Erol’a veren, Onur’un yetkilerini kısıtlayan, ruh hali sürekli
değişenler kervanına katılan İsmet babaanne… Bu zamana kadarki karakter
grafiğinde en normal olan oydu onu da bir değiştirelim dediler demek. Böyle bir
kadın, Erol ve Betül’e ödül verircesine nasıl böyle bir karar verdi benim aklım
almıyor. Ayrıca, Erol’un değil, Onur’un 30.000.000 liralık sözleşmeyi
imzalattığını Şadi’nin söylemesini beklerdim. O da yapmadı.
Acaba ne yapsak da izleyiciyi çıldırtsak?
Miras meselesine tepki vermesi gereken tek kişi
vardı o da Filiz. Sağolsun o kadar vasat bir tepki gösterdi ki, bu bölümden
sonra, “Psikolojik sorunları olan karakterler listesi”ne onun da adını yazdım.
Filiz resmen kendini kandırıyor. Erol’un onun zerre sevmediğinin farkında
olduğu halde, onu ikna etmesini bekliyor. Kendi içinde oyun oynuyor. Sırf para
için evlendiğini öğrendiği halde yemek yemeye devam etti. Acınası…
Mıymıy Nergis’in de ağzına bir tane vurasım geldi bu
hafta. Ayol sen kimsin de, Onur sağlam pabuç değil diyorsun? İki gündür
tanıdığı adam için, Samet’i gözden çıkartan, tek amacı zengin koca olan Nergis
Hanım, “Ben ablamın yerinde olsam yarın mahkemeye verir boşarım.” diyor. Tek
umudum Koray’da. Nergis ondan öyle bir kazık yesin ki, bir daha kendine
gelemesin, utancından Samet’in yüzüne bakamasın. Vallahi bu karakterler beni
çıldırtıyor sayın seyirciler! No:309’u izlerken şekerim yükseliyor. Bu haftalık
da benden bu kadar.
Haftaya şekerimizin, tansiyonumuzun daha az
yükseldiği, bir bölümde buluşmak üzere.