Poyraz ve çomarlık.
Ayrıca Poyrazcım Karayel, sana bazı laflar hazırladım çünkü beni beklemediğim yerlerden vuruyorsun. Şu vatanseverlik tanımından bahsediyorum. Yağmurlu havada üstüne bastığın kaldırım taşının paçalarını sırılsıklam yapmasını seviyorsan var olan tüm problemlerin bir anda anlamsızlaşır Poyrazcım. Ciddiyim. Bu çok daha büyük bir çıldırmışlık çünkü. Kuyrukta beklerken herkesin hakkını gasp edip en öne geçen insanı samimiliği uğruna nasıl meşru görebilirsin ya? Nasıl “Adam kimseye medeniyet kastırmıyor.” diyerek bu görgüsüzlüğü rasyonelleştirebilirsin? Nasıl sevebilirsin o adamı sen? Düpedüz medeniyetsizliği meşrulaştırmaktır bu. Gerçekten popülizm uğruna yanlış olan, ayıp olan yüceltilmiş bu sahnede. Biliyorum, hepimiz çok seviyoruz Poyraz’ın aşırılıklarını, bu tiratlarını. Ama böyle değil. Rica ediyorum kural nedir, insan hakkı, terbiye nedir, saygı nedir bilmeyen toplum insanını böyle sahnelerle meşrulaştırmayın. Medeniyet içi boş bir kavram değil. Medeniyetsizlik de samimiyet adı altında hoş görülecek, alkışlanacak bir olgu değil.

Düşmanlarımız var çünkü çok güzeliz, çünkü bizi kıskanıyorlar diye bir argüman yok Poyraz. Böyle bir argüman yok. İçinde yaşadığın toplumun hatalarını yüceltip kendini mükemmel görmektir bu. Öyle iyiyiz ki herkes bize hayran demektir. Kim kıskanıyormuş tüpte kaçak var mı diye bakmak için çakmak yakan adamı ya? Getirin biz de görelim. Kim inanıyor buna? Bırakın, insanlar memleketlerini severken rasyonel olabilsinler. Türkiye romantizmi yapmadan da “Ben ülkemi çok seviyorum, üstelik de bu ülke beni hiç sevmemişken seviyorum.” diyebilsinler. Lütfen.

2019 yılının hepimize huzur, mutluluk ve sıradan günler getirmesini tüm karakterlerle birlikte umuyor, Ayşegül ve Poyraz’ın hayatları boyunca hiçbir yılbaşını birlikte geçiremediklerini hatırlayıp bu yeni yıl akşamında birlikte olmalarını diliyorum. Zülfikar ve Orhan Solmaz ilişkisi hakkında pek tahmin yürütememekle birlikte Orhan Solmaz kimliğinin de bir an önce açığa çıkmasını umuyor, Biryol soyadını duyduğumda çok heyecanlandığımı da ayrıca belirtmek istiyorum.

Son olarak, profesyonellikle uzaktan yakından ilişkisi olmayan Bülent Bey neden Ayşegül’ü yatakta, Poyraz’ın yanındayken, bizzat kendi başına öldürmeyi tercih ediyor? Poyraz’la karşılaşmasının başka yolları da bulunurdu elbet.

Jump-cut’lar son zamanlarda fazlaca kullanılmaya başlandı, bu durumun biraz göz yorduğunu düşünüyorum, naçizane.

Haftaya görüşmek üzere Karayel’ci, kendine iyi bak. Mutlu yıllar!

*Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER