''Ben sen değilim!''
Bir önceki bölümde Roy'un Sara'yı öldürdüğüne dair gördüğü rüyayla kapatmıştık bölüm sonunu. Bu bölüm başlangıcında da, bunun kafa karışıklığını yaşayan bir süper kahraman çıktı karşımıza. Onun yerinde olduğumu düşünüyorum da, ustasının eski sevgilisi ama aynı zamanda da kendi yakın arkadaşını öldürdüğünü yeni hatırlayan biri olarak, durumu yine iyi idare etti bölüm boyunca. Ne kimseye tek laf edebiliyor, ne de bunun suçluluk duygusundan kurtulabiliyor. Roy gibi sinirleri konusunda sorun yaşayan biri için tam anlamıyla bir çıkmaz sokak bu durum. Ama konu, kurtarılmayı bekleyen bir şehir olduğundan kişisel sorunlar hemen göz ardı ediliyor. Çünkü; kahraman olmak bunu gerektirir.


Kasap vitrinlerindeki koyun gibi asmış adamı..

Starling Şehri o kadar çok felaketi atlattı, o kadar çok suçluya ev sahipliği yaptı ki insan Oliver olmadan önce ne yapıyordu bu insanlar diye merak ediyordum ben. Bu merakım, eroin satıcılarını Arrow yerine öldürüp, onun için yakalayan biri ortaya çıktığında daha da arttı. Kendi adaletini kendi sağlayan, kişilerin suçlu olup olmadığına kendisi karar veren kişiyle saklambaç oynayıp durdu ekibimiz. Oklar ilk önce Laurel'e akıl hocalığı yapan yakışıklı ve karizmatik dövüş ustamıza döndü. Ted Grant karakterini ilk geldiği zamandan beri sevdim. Laurel'le usta-çırak ilişkisi dışında bir aşk ilişkisi de yaşayacağı bilgisi geldiğinde, hiç sevmediğim karakter olan Laurel'i biraz daha katlanılabilir yapacağını düşünüyorum çünkü. Ne kadar Laurel-Oliver ilişkisi bence tarih olsa da, neyin ne olacağı hiç belli olmaz. Dövüş konusunda da, aşk konusunda da tek yol Ted Laurel'ciğim senin için.


Yangın anında ilk kurtarılacak kişi; Felicity. Her derde deva.

Oliver Ted ile uğraşırken Roy, yardım alabileceği tek insana başvuruyor şüpheleri konusunda. Tabii ki o kişi Felicity'den başkası değil. Kan testi ve otopsi yapabilen dünya tatlısı hackerımızı elinden kaçırdığına umarım çok yanmazsın Oliver. Tehlike çanları dört bir yandan çalıyor, haberin olsun. Geçen bölümün sonunda ilk izlediğimde Sara'yı öldürenin Roy olduğuna ben de inanmıştım ama sonradan düşününce pek mantıklı gelmedi bu karar. Bu yüzden Felicity'nin bulgularına dayanarak Roy'u suçlamalarına pek bir şey diyemedim. Burada esas konu Oliver-Roy arasındaki güvenin ne kadar büyük olduğunu izleyiciye kanıtlamaktı.


Lonely Boy..

Ted'in eskiden bir 'adalet savaşçısı' olduğunun ortaya çıkması ve onun da, aynı Oliver gibi bir partnerinin bulunmasına şaşırmadım bu yüzden. Yaptığı tek hatada partnerine olan güvenini kaybeden Ted'e Oliver'ın nasihatleri, Roy'a ne kadar çok güvendiğinin kanıtı gibiydi. Oliver, ailesini kaybettiğinden ve Arrow'un kendisi olduğunu kimseye söyleyemediğinden bu sırrı bilen herkese sımsıkı tutunuyor. Bunlardan birini bile kaybetme durumuna gelse, tamamen dağılıp çözüleceğini düşünüyorum ben onun. Hayatta tek bir amacı var ve bunun dışında 'sadece kendisi' için yaptığı tek bir şey bile yok. Bunun sonuçlarını ileride acı bir şekilde ödemez umarım.
Gerçek suçlunun Ted değil de Isaac olması ortaya çıktıktan sonra, bölümde en sevdiğim sahne olan Isaac-Roy karşılaşması ekranlara geliyor. Roy'un kendiyle hesaplaşması gibi olan bu dövüş sahnesi, Isaac'e 'Ben sen değilim' cümlesiyle nihayete eriyor. Evet, Roy o değil çünkü onun yanında ona sonsuz güvenen Oliver var. 'Beni asla bırakma' 'Asla' ya da 'Bana güveniyor musun?' 'Her zaman' replikleriyle aralarındaki farkın altı kalın çizgilerle çekilmiş bulunuyor.


Nefes al, nefes ver..

Flashback sahnesinde gördüğümüz meditasyon sahnesinin aynısını Roy üzerinde uygulayıp, Sara'yı onun öldürmediğini anladığımızda izleyen herkes rahat bir nefes alıyor. Ama öldürdüğü kişinin Sara değil de bir polis memuru olduğunu hatırlayan Roy için işler pek değişmiyor diyebiliriz. Kendi kontrolünde olmasa da, masum bir insanı öldürdüğünü kabullenmek pek kolay olmasa gerek. Neyse ki kurtarılmayı bekleyen Starling onun kafasını baya meşgul edecek gibi.

Bölüm sonunda ise, bizleri yeni bir sürpriz bekliyordu. 'Cupid' karakterinin diziye gireceği haberini görenler bilir. Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk, tarzında bir karakter olan bu hanım kızımız Oliver'ın başını baya derde sokacak gibi. Bizde söylemesi.
Durağan geçen ve gelecek bölümlere ön hazırlık tarzında bir bölüm izledik. Bir sonraki bölümde yeni kötü karakterlerimizin daha eğlenceli sahnelere yol açacağı bölümler dileğiyle.

Kitapkurdu

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER