Şimdi
gelelim ana konumuz ve benim için tek önemli olan konu Lale ve Onur’a…
Ben
bu diziyi Lale&Onur ve hâlâ başlamamış aşkları için izliyorum. Bir izleyici olarak
ne kadar sabrım var, inanın bilmiyorum. Ama son bölümlerde geçiştirilen
sahneler, birbirlerine kanka gibi, 50 yıllık evli gibi davranan Lale ve Onur,
romantizmden uzaktan yakından alakası olmayan hareketler acayip canımı sıkıyor…
Üstelik, Lale ve Onur ilişkisine ailelerin bu kadar dahil olmasını ve herkesin
söz sahibi olmasını da hiç sevmiyorum. Bomboş geçen bölümlerde bile “Benim hâlâ
umudum var!” deyip izliyorsam, diğer diziler yerine No:309’u tercih
ediyorsam, bütün sıkılmalarıma rağmen, ümitle “Güzel günler gelecek,
toparlanacak bu dizi.” diye kendimi kandırıyorsam, doya doya Lale ve Onur izlemeyi
de hak ediyorum/hak ediyoruz bence.
1.bölümden
beri söylediğim bir şey var o da: Lale ve Onur’un birlikte daha fazla sahnesi
olması gerektiği. Bir arada olmadıktan sonra ne Onur’un iş hayatı umrumda ne de
Lale’nin kardeşleriyle olan diyalogları. 21.bölümde Onur ve Lale’nin ilişkileri
adına düzenli olarak yaptıkları tek aktivite: Telefonda konuşmak. Resmen
telefondan ilişki yaşıyorlar. Hâlâ birbirlerine “Canım, hayatım, tatlım.” deyip
duruyorlar. “Aşkım" kelimesini bu zamana kadar bir tek Lale’nin hayal
sahnesinde rastladık. Bize, birbirlerine olan sevgilerini ne zaman
hissettirmeyi düşünüyorlar acaba? Eğer bana Lale ve Onur'u biraz daha “arkadaş”
gibi izletecekseniz, hiç yanyana getirmeyin onları…

Şerife
hiç güzel silememiş yerleri by Yıldız
Her
zaman Lale ve Onur diğer dizi çiftlerinden farklı diye dile getiriyorum. Çünkü
onların tanışmaları, hikayeleri çok daha farklı başladı. Birbirlerinden
hoşlanmaları, etkilenmeleri bile zaman aldı. O yüzden, bize sağlam bir aşk
izleteceklerine emindim. Şu an da ise, ortada bir hayal kırıklığı var. Emin
olun, Lale ve Onur’un hikayesine biraz daha önem gösterilmiş olsaydı, -dizinin
ana hikayesine ilgi gösterilmez de, neye gösterilir?- şu anda ortalık "LalOn
aşkı efsane!” diye yıkılıyor olurdu.
Çoğu
dizi, yan hikayeler açısından şanslı değil. Ama No:309 bunların aksine,
ana konuyu destekleyecek çok fazla hikayeye sahip. Ama maalesef konu şu an öyle
bir hale geldi ki, ana hikaye dışında her şeyi izler olduk. Dizide Lale ve
Onur’un üzerinde durmuyorlar ama ben yazılarımda uzunca duruyorum. Durmaya da
devam edeceğim.. Çünkü bu hikayenin kahramanları onlar. Ama biz kahramanlar
yerine, başka hikayeler izliyoruz. Neden?
Neden
diye sorguluyorum ama bulamıyorum. Bir senaryo neden başrolleri ikinci plana
atar? Neden romantik komedinin, romantik kısmı es geçip sadece komediye ağırlık
verir? Üstelik izleyicinin ne istediği bu kadar belliyken? Tez zamanda
toparlandık, toparlandık. Eğer toparlanamazsak, korkarım ki; No:309 aşk
ve başrol yetmezliğine girecek.

Lale’ye
kavuşmayayım diye bu kaçıncı oyun ya by Onur
Bir
türlü gerçekleşemeyen nikah artık gerçekleşmeli. Hem de hemen! Lastik gibi bu
konuyu daha fazla uzatmaya hiç gerek yok. Bir an önce Lale ve Onur aynı evde
yaşamaya başlamalı. Bunun üstüne de, aynı şirkette çalışmalılar. Sürekli konu
onların üzerinde durmalı, dönüp dolaşıp bir şekilde Lale ve Onur’un hikayesine
bağlanmalı.
Bir
de bahsetmeden geçemeyeceğim, gereksiz İngilizce kullanımından çok rahatsızım.
İki kelimenin arasına, sürekli bir İngilizce sözcük sıkıştırma ihtiyacı neden?
İzleyenlerin hepsi, İngilizce bilmiyor ve anlamıyor. Ve bu durum diyaloglara
hava katmıyor. Şu anda yabancı kelimeler kullansa, beni rahatsız etmeyecek tek
kişi: Haluk Bey. Rica ediyorum onun dışında kimseye yazılmasın.
Haftaya
görüşmek üzere...