Sizi sizin kadar iyi tanıyan birilerinin
olması büyük şanstır bu hayatta! Sana ihtiyacım var dediğinizde nerede olursa
olsun koşup gelen, sıkıntılı anlarınızda yanı başınızda olan ve sizi
dinlemekten hiç bıkmayan birilerinden bahsediyorum. Her zaman güvendiğiniz,
size asla ihanet etmeyeceğini bildiğiniz, sizi yarı yolda bırakmayacağından
emin olduğunuz birilerinin varlığı huzur verir insana! Mutluluk ve güven
duyarsınız.
Tam kendinizi kanıtlama umutlarınız
tükenmişken, herkes size şüpheli bakışlarla bakarken, kendi tasarımınıza bile
sahip çıkamamışken, hızlı hızlı attığınız adımlarla kaçmak isterken, sizi
düşünen, size inan biri vardır. Sadece size inanmayı seçen ve ne söylenirse
söylesin sadece sizin tarafınız da olan biri... Defne gibi biri!
Eline aldığı telefonla size ulaşamayan, ama
nasıl derinden yıkıldığınızı, ne tepkiler verebileceğinizi bilen biri... Yemek
sofrasında, yutmaya çalıştığı lokmalar da bile sizin üzüntünüzü düşünen,
tasalanan, yükünüzü paylaşmak isteyen biri...
Kendince sizi aklayacak çözümleri bulmak için
hep size yardım etmek için çabalamaktan yılmayan biri... Yanınıza gelmek için
çırpınan, ama kendinden iş maskesi altında faydalananları fark etmeyecek kadar
saf-yalın-temiz kalpli biri... Sizi her şeye rağmen desteklemeye hazır ve
sizden hiç vazgeçmemiş ve vazgeçmeyecek biri...
Karanlık bir rüyada, ıssız yapayalnız bir
sokakta tek tek sönen ışıklarla, kasvetli bir kabusun tam ortasında, sizin
gülümsemenizle rahatlayan, sıkıntılarını unutan biri... Sizi göremediğinde
yüzüne çöken üzüntüsüyle yaşamak istemeyen biri... Yenilmeye niyetli olmayan
biri. Varlığınızla sakinleşen biri... Ömer gibi biri!
Bir bakışınızla ne dediğinizi anlayan biri...
Ses tonunuzdaki iniş ve çıkışlardaki sakinliği ya da gerginliği yakalayabilen
biri... Gözlerinizle kendinizi ele verdiğiniz biri... Kıskandığınızı
saklayamadığınız biri. Bas bas bağırırken "Önce ben bilicem"lerle
kendini ele verdiğiniz biri... Kimseyle paylaşmak istemeğiniz biri... Başka bir
kadın fikrinin bile onun yakınında olmasına tahammül edemediğiniz, aşık
olduğunuz biri...
Sizi mutlu etmek için aramaktan yorulmayan
aşkla aldığı kitabın ondan geldiğini bile anlayamadığınız sizi çok seven
biri... Kızgınlığının nedenini bile size açıklayamayacak kadar size hem kırgın
hem de "Anla lütfen alan benim aşkım." sinyallerini veren biri...
Sizin için her şeyi yapmaya hazır, sizi yalnız bıraktığı bir yılı baştan
yazmaya kararlı biri... Yanınız da başka bir erkeğin-çapağın olmasını asla
kabullenmeyecek biri...
Gülünecek yerde gülebilen, ağlanacak yerde
gözyaşlarını saklaya bilen biri... Bazen kıskanç, bazen huysuz, bazen bağıran,
bazen inatçı, bazen çok konuşan, bazen panik ama hep iyi niyetli ve çok aşık
biri... Defne gibi biri!
Sizi kırmaktan incitmekten korkan, sizi
kullanmaya kalkanlara bütün benliğiyle karşı koyabilecek biri. Sizi asla başka
birine kaptırmaya fırsat vermeyecek kadar gözü kara, heybetli biri... Sizin
için her koşulda savaşmaya ve yenmeye hazır biri... Ömer gibi biri...
O özel ve anlamlı kitabın ondan
geldiğini öğrendiğiniz anda kalbinize çöken pişmanlıkla, sızıyla yana yakıla
özür dilemek ve ona koşmak istediğiniz tek kişi...
Sevdiği kadın istedi diye, sırf
kendisine ait olsun ve hep onunla olsun düşüncesiyle "Mesela"
diyerek zarif zarif kural koyabilen biri... O kuralları sevdiği kadın istedi
diye sayabilen biri... Sevdiği kadının kurallarına dünden razı biri... Hangi
kural koyulursa kabul edecek aşık
biri...
Nefesinin kesilmesini istemeyen Defne'm yine
kararsız kaldı. Kabul etmedi kuralları. Ömer'in yüzünü göremeden geçireceği
günler ceza olarak kesildi kendisine. Ama kendisi ilk başta fark edemedi. Sandı
ki Ömer'i görmemek nefesini kesmeyecekti artık. Rahat olacaktı. Kafası
karışmayacaktı. Defne işte... Tabii ki yine yanıldı. Haki gömlekler giyen Ömer
avına çıktı. Merakına yenik düştü. Defne'nin taktikleri hiç çözüm getirmedi.
Ama aşık Ömer "Elmayı hiç
unutmadım." dercesine gönderdiği elma resmiyle sevdiği kadının yüzünü
kızartmayı başardı.
Defne'yi rüzgar eşliğinde uçurmak isteyen biri
Ömer... Gerçekçiliğiyle Defne'nin ayaklarının yere basmasını isterken, aşkıyla
da onu yıldızlara çıkarmak istiyor.
Sevdiği kadınla sonsuza kadar birlikte yaşamayı ve yaşlanmayı istiyor!
“Bazen
tek bir an bütün bir ömrü unutturur insana, bazen de ömür yetmez o bir tek
muhteşem anı unutmaya." İşte Ömer, Defne'yle
geçirdiği hiçbir anı unutmamak adına yaşıyor. Hep hatırlamak, hep yaşamak ve
hiç muhteşem anlardan eksik kalmak istemiyor. Yeni anılar ömürlerine katmak
istiyor. Ömer tutkuyla hep istiyor. Defne ise istediklerini dile getirmekten
çekinmekle meşgul.
“Bütün
mesele, kaçmamak, ‘buradayım’ diyebilmek, buradayım ben olmayı bırakmıyorum.” İşte Defne de Ömer'i göremeden aldığı nefesleri sevmez oldu.
"Buradayım!" demek için itina ile hazırlandı. Tüm ayrıntıları,
kuralları belirleyerek, kendine güvenen bir kadın olarak. Oralara buralara
kaçmadan, kaçak oynamadan, nefesinin kesilmesi umuduyla, sevdiği adama kavuşmak
umuduyla hazırlandı.
İkinci şans bir aşkın kıvılcımlarının hiç
bitmediğinin ve her zaman bir yerler de saklı bir şansı bulmamız gerektiğinin
en güzel mesajıydı.
Aşık olduğu adamın karşına ansızın dikilen ve
kendinden emin görünen Defne'yi ve onun ilk kuralını çok sevdim! Sevdiği adama
koyduğu kurallardan ikincisini anlamak da zorlandım. Nefes almasına izin
verilmesini isteyen bir Defne olmaz. Olamaz. Olmamalı... Defne alamadığı
nefeslerle bu aşkı doyasıya tutkuyla yaşadıklarını farkında değil mi? Tabii ki
farkında ama, sanki cesaret edemiyor. İlk yıkılacak kural da sanırım bu olacak.
Diğer anlamadığım kurala gelince, haki gömlek en kısa zamanda bir kere mi
giyilecek yoksa Defne coşsun diye haftalık kurallar listesinde mi yer alacak? Yoksa
Defne o gömleye el mi koyacak?
Bu eşssiz aşk da Defne gibi biri, Ömer gibi
biri olabilmek demek. Ayrı düşseler bile kopamamak demek. Kalp çarpıntılarını
hiç kaybetmemek. Kırgınken de sevebilmek. Kızgınken de sarmalayabilmek. Bir bakışda, bir tebessümde kavuşabilmek demek. Dokunmadan bile tutkuyla aşk
yaşayabilmek. Birbirlerine iyi gelebilmek! Her şeye herkese meydan okuyabilecek
kadar çok sevmek ve güvenmek... Hiç vazgeçmemek demek! Başka yangınlara
benzemiyor bu aşk, bu yangın, hiç sönmesin...
Senden
başka kimse bilmesin istiyorum
Gözlerimin
nasıl aşka çağırdığını
Bakışlarımın
nasıl gel diye haykırdığını
Gözlerimden,
belli oluyor seni sevdiğim
Ellerimin
aradığı ellerindir geceler boyu
Mümkün
değil, bu sevgiyi bıçaklayamam ki
Ne
yapsam, dolmuşum artık, saklıyamam ki
Ellerimden
belli oluyor seni sevdiğim
Nasıl
bekliyorum özlemle, görüyor musun?
El ayak
çekilsin, sonsuz bir gece gel
Tarama
saçlarını, öylece gel
Dudaklarımdan
belli oluyor seni sevdiğim
Başka
yangınlara benzemez bu yangın, sönmez
Bir şey
var her yerimi tutuşturan yakan
Bu
sensizlikte sebil çeşmeler misali akan
Gözyaşlarımdan
belli oluyor seni sevdiğim
Sevgilerin
en ölmezini sana sakladım, gel
Şimdi
denizler en mavi, ormanlar en yeşil
Seninle
olayım da dünya umurumda değil
Dinle;
kalbimin vuruşundan belli oluyor seni sevdiğim
Ümit Yaşar Oğuzcan, Serenad
Kısa
Notlarım:
* Alkışlarımız yine "Kiralık Aşk" ekibine! "Kadına,
çocuğa, insana hiç bir canlıya el kalkmaz." Defne ve Nihan'ın Cevdet'in
eşini tartaklamasına sessiz kalmamaları ve korumaları herkese örnek olsun!
Duyarlı olalım, masumun yanında olalım!
* Pamir ve onun planlı hareketleri beni rahatsız ediyor. Kitap almalar,
yalan söylemeler Defne'yi kandırması ve bunu da her seferinde Defne'nin
görememesi beni sinir ediyor! İşi bahane ederek Defne'yi kullanan Pamir'e ve
bunu sorgulamayan Defne'ye kızgınım. Ah Defne büyüdün dedim, yüzüm kara çıktı.
Aklanmayı dört gözle bekliyorum. Artık anla Pamir bildiğin sana yürüyor.
Partiye onun kollarında katılmak olmadı Defne'm sevmedim!
* İso ellerin dert görmesin, şiddet yanlısı değiliz. Ama ders olsun diye
arada bu tarz hareketler kabulümüzdür!
* Koriş ve Nero yormaya devam ediyor.
* Aytekin bu bölüm beni güldürdün! "Feryal!" dedin Defne'yi
galeyana getirdin. Defne'nin arada Feryal ismini duyması şart.
* Aşk kural tanımaz. Tüm kurallar yıkılır ve mutlaka yerine yenileri
konulur. Bol DefÖm'lü sahneler görmek umuduyla!!!
Mutlulukla ve sevgiyle kalın...