Ayrılık var çıkan falda*
Şimdi başlığı okuyanların bir kısmı bugün gelen "final" haberinden sonra atıldığını düşünecektir. Hayır. Dün gece Urfalıyam Ezelden'i izlerken başlığı seçtim. Hatta başlığını yazdım ama yazıya devam edemedim. Boş sayfaya bön bön baktım. Seyirci bu naif hikâyeyi izlemedi. Oysa uzun zamandır kimselerin açmadığı kapıları açmıştı. "Ağalı Töreli Dizi" kavramına reset atacak kadar cesur sahneler yazmış, yeni cümleler kurmuştu.. Olmadı. Dizilerin yayında kalması tek taraflı alınan bir karar değil. Yayından kalkması diziyi izlediğiniz kanalın suçu da değil. Hep söylüyorum, bu bir matematik işi. Gelir, gideri karşılamadığı sürece yapımlar durmak zorunda kalacaklar.

Bütün bunların dışında, dördüncü bölümün reyting sonuçları alındığı gün Urfalıyam Ezelden için tehlike sinyalleri çalmaya başlamıştı. Hiçbirimiz ön göremedik. Ben de beklemiyordum seyircinin hikayeyi aniden bırakmasını.. "Radikal bir hata yapılmazsa bu iş yürür" diyordum. Yürümedi. İzlemedik. Beşinci bölüm listede geçen haftaya oranla kıpırdama gösterdi, yükseldi ama bu hareketlenme dizinin yayında kalmasına ne yazık ki yetmedi. Set paydos verdikten iki dakika sonra telefonuma düşen, "Urfalı :(" mesajına baktım durdum.

Beşinci bölüm senaryosu için radikal tedbirler alınmalıydı. Muhtemelen beyhude olacaktı bu emniyet tedbirleri ama, yine de denenmeliydi. Dün gece yayına giren bölüm "can simidi" olacak nitelikde değildi. Seyircinin "100 dakika" boyunca "Ceylan gerçeği öğrenecek mi?" sorusunun cevabını bekleyeceğini düşünmek naif bir tutum. Dizinin finali olsa olsa giriş bölümü olurdu. Ceylan- Cemal aşkını kurmadan, yakın temas oluşturmadan Duran ağanın atağını kim tehdit olarak görsün ve gerilerek bölümü izlesin beklediniz? Çetin'in kendini bıçaklayarak revire kapak atma cinliği yapacağını Cihangir kedileri bile biliyor, bu mudur seyirciye sunacağınız gerilim?

Senaryo hakkında sorulacak her türlü olumsuz soruyu sorabilirim. Ancak kimsede suç-günah yok. Çünkü beşinci bölümün bu projenin kalemini kıracağı ya da altına bulayacağı anlaşıldığında, muhtemelen bazı sahneler çoktan çekilmişti. Akışa bu kadar müdahale edilebilirdi. Dolayısıyla elden gelenin en iyisi yapıldı ama yetmedi. Panel, trajedi pornosu bağımlısı olmuş. Naif işlere şans vermeyen bir seyirci ile muhatabız. Seyirci ile Yapımlar arasında bir kuşak çatışması yaşanıyor. Bundan sonrasını skeç programları, küçük bütçeli stüdyo programları ve no name kadrolarla kurulmuş işlerle mi ilerleyeceğiz? Yapımcılar büyük bütçeli işlere girişmeye korkacak mı?

Kafamda deli sorular yok. Bu soruları son üç yıldır topluca soruyoruz. Sezon başlarken de, panele çeki düzen verilirken de sormuştuk. Komplo teorisi gibi algılanan, Amerika'dan sonra ikinci sırada dizi satış geliri elde eden Türkiye'ye "kendi havuzunda oyna!" uyarısı geldi ve tıkır tıkır çalışıyor. Elbette ışık hızıyla giden kamyona freni koyunca zınk diye durmayacak. Ama freni koydular. Bundan sonra 'Hükümet' ve onun sektör destekçisi kurumlarıyla iş birliği içinde ilerleyenler yurt dışına dizi satıp 2023'de 2 milyar dolar olması planlanan pastadan büyük payı alacak. Biz de vızırdayıp duracağız...

İşbu sebeple Sevgili Seyirci, Ayrılık var çıkan falda.. Sektörü salt 'yolunacak kaz' olarak görenlere ve her durumdan nemalananlara selam olsun. Daha çok yolumuz var. Eli vicdanında ticaret yapılmayacağını bilen iyi niyetli yapımcılara sabır; Urfalıyam Ezelden ekibine de tez zamanda ferah feza işler diliyorum. Bütün oyuncularına mahsus selam, haddimi aşıp kalp kırdıysam, affola! Son olarak Gold Film'e bu hikayeyi bize anlatmaya kalkıştığı için teşekkür ediyor, 'çöplüğümü bırakmam' diyenlerin de mahir gözlerinden öpüyorum!
Böyle işte..
R.



*Ayrılık var çıkan falda; güftesi ve bestesi Selâhattin İçli'ye ait Muhayyer Kürdî bir eserdir.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER