Songül, Lale'nin hamile olduğunu ilk öğrendiğinde evleneceksin Onur'la demişti. Kızının ne hissettiğini doğru düzgün sorgulamadan... Bu bölüm de, hiçbir şeyi -sözde Lale üzülmesine diye- belli etmeden kızının hislerini yok sayarak, ipleri kopardı. Pardon da, Lale bu konunun neresinde? Bu kız paket mi? Eşya mı? Onun hislerinin, duygularının hiç mi önemi yok? Elbette her anne evladının mutluluğunu ister. Ama bazen, yanlış gibi görünen şeyler; hayatımız için en doğru kararlar da olabilir.
Söylemeden geçemeyeceğim, Özlem Tokaslan'ın Yıldız tiplemesine bayılıyorum. Hele o omuzlarını silke silke gülmesi, ağlaması yok mu hastasıyım! Yıldız gerçekten fenomen olabilecek karakterlerden. Evde taklidini yapmaktan da acayip keyif alıyorum. Yalnız özel bir ricam var: Şu kötülük iksiri Betül'ün üstüne bi'oturuversin. Belki sesi kesilir...
Daha önce de dile getirdiğim gibi, No 309'un komedi ayağı yeterli seviyede. Hatta bence fazla durumda. O kadar fazla durumda ki, sanırım romantik kısmını atlıyoruz bu yüzden. Komedi ve entrika bol bol olunca bir müddet sonra, izlerken yorulduğumu hissediyorum. Bir de şu komedi ayağına yapılan şişman esprilerinden çok sı-kıl-dım! Zerre gülmüyorum, gülemiyorum. Espri denilen olayda biraz kıvraklık olmalı. Birilerini aşağılayarak, onun görünüşüyle alay ederek gülmek ne hoş ne de komik. Bir de zamanında kiloları yüzünden alay konusu olan Pelinsu'nun Filiz'i sürekli şişmanlığı yüzünden aşağılamasına kaç puan? Filiz de Pelinsu'ya laf sokuyor ama, zekice... Misal, şirketin minimal ev çalışmasıyla ilgili: "Kesin senin minimal zekandan çıkmıştır." dedi kahkaha attım şahaneydi.

Şuraya Onur'un fotoğrafını mı assam acaba by Lale
Dizilerde bazı karakterler vardır: Hani ne iyilerdir ne de kötü. Sürekli olayların içindedirler kendi lehlerine çevirmeye çalışırlar durumları. Ama siz onları bir türlü sevmezsiniz, sevemezsiniz ya, heh işte o Doktor Onur. İlk andan beri, Lale'ye olan hisleri aşikâr. Bir de çocukluk arkadaşı çıkmaları iyice rahatlattı onu. Arkadaşlık ayağına resmen yürüyor Lale'ye. Onur'un açığını yakalayıp, Lale'nin kırgınlıklarından faydalandığını hissediyorum ben. Böyle dost mu olur yahu? Kendisine doktor olduğunu hatırlatıp, meslek etiğini de nereye doğru fırlattığını soralım.
Diziyi izlerken ters köşe olmayı acayip istiyorum. Tamam; bir Ezel, Suskunlar, Karadayı, İçerde vb gibi bir performans beklemiyorum. Sonuç itibariyle bu bir romantik komedi. Ama, biraz da beyin jimnastiği yapsak fena olmaz sanki?
Mesela, bu bölüm Lale aslında magazin haberlerini önceden görmüş ve Onur'a güvendiği için önemsememiş olabilirdi. Ya da gidip Pelinsu'ya ayar vermiş olabilirdi. Biz de bunu bölüm sonu anlamalıydık. Çok güzel olmaz mıydı?

Bana bak Kurtuluş Efendi bana Kadırgalı Nünü derler!
Bölüm sonu ekrana hep Nurella bakışı atarken buluyorum kendimi. Fragmanı izleyince de, yelkenler hoop suya! Fragman heyecanımı taze tutuyor ve bu haftanın fragmanı tekrar tekrar izlenmeyi hak ediyor. Sonunda Lale Yenilmez sahneye çıkıyor! Yazılarımı takip eden arkadaşlar bilir: Lale Pelinsu'nun Onur'u pat diye öpmesinin rövanşını, onun yanında Onur'u öperek alsın çok isterim demiştim. Vee vurdu gol oldu! Zannediyorum ki, zevkten dörtköşe olacağımız bir bölüm bizi bekliyor.
Haftaya görüşmek üzere. Sevgilerden bir demet...