Kılçık var yen mi?
“İstediğimi şeyleri yaptığında portakal kokuyorsun, yapmadığında balık.”

Aslı ve Ateş hakkında konuşmaya başlarsam bu kısacık zamana rağmen susamam gibi, onlara bütünüyle bir yazı ayırmak lazım ama minicik diyalogları dahi o kadar dolu ki, insan hayran kalıyor.

Kılçık sahnesinde, “Babam tanısa seni çok sever.” ironisi yaptı Aslı, babası balıkçı olan bir kızın balıklara iğrenç diyen bir adama olan aşkı, her Perşembe televizyonlarınızda.

Aslı yine yardıma koştu, Kelebek de Su’nun yardımına koştu derken bir bakmışız ekip olmuş bunlar. Yani henüz tam olamadılar bizim Ateş hararet yaptı ama olsun olacaklar. Dört kişi olarak daha çok kurtarma, kaçma, kovalama maceralarına atılacaklar, o zaman gelene kadar da bunlar ısınma turları.



Ateş’in kırıp döktükleri ayaklarına değil direkt kalbine battı Evren sağ olsun. “Baba sen neredesin?” haykırışı, Evren’e bir tokat oldu o ayrı.

Çok net, usul usul, gerçek ve sarsıcıydı Ateş’in söyledikler. Babasının nerede olduğunu bilmemektense Çarşamba günleri ziyaretine gitmeyi yeğledi. Doğrusu da buydu, Su’nun, küçük kızının hala onu baba olarak gördüğünü söylemesi ise Evren’in o bencil köklerini sarstı.

Evren ve Gözde’nin kaçamayacağı belliydi zaten ama ciddi bir farkındalıkla döndü Evren o kıyıdan. Tutuklanması da zaten göz açıp kapayıncaya kadar sürdü. Tam bu kez Cahit kazandı derken, hooop oradan da Gözde çıktı, bir kıyıda terk edilmiş bir kayık gibi kalan Gözde.  Gözde bu bölüm bana birkaç cevap sundu, o kıyıda hırsından ve aşkından ağlarken. Evet, Gözde, Evren’e aşık ama garip bir hırsla. Bu aşk daha çok ayaklarına dolanacak, hele bir de şimdi otele ortak olmuşken.

Artık otel sahneleri başlasın, orayı güzelleştirip işletmeye koyulsunlar, oradan çıkacak hikâyeleri de merak ediyorum. En çok da Faryalı’nın közlenmeyen aşkını. Yıldız hala sevdalı mı bilinmez ama Faryalı hala deli.

“O giderse, ben varım.”

Bir şarkı çalıyor Ayten Alpman’dan duyuyor musunuz?

“Neler geçti kim bilir başından, sevgi umdun hep başkalarından. Ağlama gidenler ardından… O giderse, ben varım.”

Ateş, Alara için Aslı’nın kollarında ağladı. Aslı, baştan ayağı kırıklarla dolu bir adamı incitmekten korkarak usulca tuttu. Aslı, Ateş’in gözyaşlarını kendi yanağından akıttı.

Alara gitti ama hikâye bitmedi, hikâye yeni başlıyor. Ateş’in Aslı’nı bulmasının hikâyesi yeni başlıyor.

Yine portakal koktu Perşembe akşamımız, yine hem güldük hem dertlendik, ne güzel ettiler de konuk oldular evimize.

Gelecek bölüm görüşmek üzere…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER