Yabancı dizi / sinema sektörüne hakim değilim. Sevmiyorum ve takip etmiyorum çünkü. Sosyal medyada ve yazılarıma gelen yorumlar arasında, No:309’un “Fated To Love You” uyarlaması olduğunu söyleyen arkadaşlar vardı. Ben dizinin -uyarlama- olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Eğer uyarlama olsaydı, “Seviyor Sevmiyor”daki gibi, dizinin sonunda muhakkak yazardı diye düşünüyorum. Konuya hakim olmadığım için, Fated To Love You dizisinin, bölüm yorumları ve konusuyla ilgili araştırmalar yaptım. No:309’la benzeyen tek yanı, birbirini tanımayan iki gencin geceyi birlikte geçirmeleri ve hikayelerinin kadın başrolün 'hamileliği'yle başlaması. Yabancı dizide, yazılan kadın karakter, Lale’nin tam tersi 'pasif' herkesin dediğini yapan, özgüveni eksik biri olarak yazılmış. Halbuki Lale oldukça güçlü bir kadın profili. Zaten dizi 20 bölüm sürmüş. Oysa, No:309’un hikaye skalası çok geniş. Yani ucu açık, en az 2 sezon izleyebileceğimiz bir hikaye. Bu noktada da, uyarlama olduğunu düşünmüyorum. Senaristler elbette esinlenmiş olabilir, ona bakarsak bütün romantik komedilerin hatta dramların, birbiriyle benzer çok fazla yanı var.
Gelelim bu bölümümüze: Geçen hafta hepimiz Ağva’da, Lale ve Onur’un bizim göreceğimiz “İlk öpücüğü” olmasını bekliyorduk. Ama maalesef, Pelinsu’nun golüyle karşılaşmıştık. Bu bölümün ilk başında da, Lale’den özür dileyip, show yaptı kendisi. Onur hâlâ Pelinsu’nun nasıl biri olduğunun farkında değil. Hatta o kadar farkında değil ki; Lale, ikisini gördükten sonra: “Sen bunu bilerek yapmadın inşallah Pelinsu?” dedi. En çok da, Onur’un bu kızdan şüphelenmemesine bozuluyorum. Rica ediyorum artık şüpheleri iyice artsın. Şu kız da devre dışı bıraksın. Bu arada İrem Helvacıoğlu’nun oyunculuğunu çok başarılı buluyorum. Pelinsu’ya bu kadar gıcık olabiliyorsak, sebebi senaryo kadar, kesinlikle iyi oyunculuğu.

Konuş konuş, nasılsa dinlemiyorum seni.
“Zaten bir şey hissetmediği, ilişkisini sürdürmesinden belli.” Lale’nin haklı tavrının, kilit noktası kesinlikle bu cümle. Onur’un gereksizce, Pelinsu’yla ilişkisini hâlâ devam ettirmesi... Lale’nin bu tavrını da fazla fazla hak ediyor! Kusura bakmasın ama, böyle bir durumda ona kıskanma hakkını vermiyorum. Lale’yi deli gibi kıskanıp, Pelinsu’yla yemeğe gitmek de nedir yahu? Songül’lerin, Yıldız’lara misafir olduğu gün, Pelinsu yerine, kendi evinde, Lale ve ailesiyle birlikte olmalıydı.
Samet ve Onur’un sahnelerinden çok keyif alıyorum. Şoför - patron dışında, dostluk ilişkisi de var aralarında. Murat Tavlı’nın oyunculuğunu ilk kez izliyorum ve çok başarılı buluyorum. Samet, bizim Onur’a söylemek istediklerimizi söylüyor. Aslında, benim için bu bölüm, çok eğlenceli olduğu kadar, yine Onur’a kızdığım bir bölümdü. Bir tercih yapması gerektiğinin farkına, kaç bölüm sonra varacak acaba? Samet’e, geniş bir erkek olmadığını söyleyip, Lale ondan hamileyken, Pelinsu’yla ilişkisine son vermeyen Onur Sarıhan’a kaç puan? Onur’un kafa karışıklığını anlıyordum ama, rüyasından sonra bence, zaten kafa karışıklığının kalmaması lazım. Çünkü rüyalarımız, bizim bilinçaltımız. Ne kadar kolay olmasa da, hisleriyle yüzleşmesi lazım. Annesi, babası ve çevresi, Onur’daki değişimin farkında. Onur kendine ne kadar itiraf edemese de, bal gibi aşık oluyor Lale’ye.
Yazı devam ediyor...