Aç olan için bütün etlerin tadı aynıdır
Bir tek ben mi şikayet ediyorum acaba, merak ediyorum, internet kafede tüm kepenkleri kapatıyorum, yine de kapıdan bacadan sızan gün ışığı sayesinde özellikle kuzeyin sahnelerinde ekran kapkaranlık oluyor. çoğunda ne izlediğimi anlayamıyorum bile. Dizi sanki kapkaranlık bir sinema salonunda izlenmek için yaratılmış gibime geliyor ve beni de afakanlar basıyor haliyle. Benjen Stark’ın at üzerindeki akgezenlerle olan mücadelesini ya da Arya’nın kayalıklarda gizlediği kılıcını bulmasını izleyebilmek için hop oturup hop kalkıyorum. Tam biraz ferahlayıp güneydeki sahnelerinin ihtişamına dalıyorum, hop yine araya ikiz kuleler giriyor ve ben Walder Frey’in tahtırevanındaki yüz ifadesinden tut, yanındaki kadına şaplak atışını hayal meyal seçebiliyorum. Neyseki bölüme adını veren Khalesi'nin son sahnesi yakıcı güneş altında çekiliyor da ben de son beş dakika rahata eriyorum. Drogon’un uçuşunu ve kendinden emin şekilde yere konuşunu net bir şekilde görüyorum, büyümüş kerata, gövdesi de bacakları da hoşuma gidiyor. Belime bir ayna bağlayıp devamlı izlemeyi ilerisi için kendi kendime not ediyorum.
 
Şöyle bir geçmişime bakınca insan ufaklıkken ve hala masumken, çevresinde olup bitenleri anlayamazken bile kötülüğü kibiri ve bencilliği sezinleyebiliyor galiba. 70’lerin ortalarıydı sanırım, her yurdum insanı gibi bir futbol takımı tutma kendini o takıma bağlama çabalarıyla büyümeye çalışmaktasındır. O zamanlar araya dayılar, amcalar babalar girer, mahalle arkadaşların seni şu, bu takımı seçmeye zorlar. Benim babam da beni zorlamıştır eminim, sonuçta onunla aynı takımı tutmamamı da bu açıklıyor.
 
Birisini kendi doğrularına inandırmaya çalışırsın, belki aylarca belki yıllarca uğraşıp beynini yıkarsın, ama başarılı olman sonuçta karşındakinin sana bakış açısıyla sınırlanır. Ufakken çevrenden de aileden de etkilenirsin, sonunda kimi kendine yakın hissedersen onun tarafına gaçersin, sonuçta çocuksundur, ideallerin vardır, ve en az kirlenmiş olana gidersin, ya da kendini en az kirlenmiş olarak gösterebilene. Belki de benim mahallemdeki çocuklarda en az Yüksek Serçe gibi yanlışlarla doluydular, belki babam onların yanında çok daha meziyetli, çok daha iyi niyetliydi, ama insan yakın olduğunun yanlışlarından daha çabuk etkilenir ve onu daha zor affeder, belki de daha fazla zorlamasını ister kendisi için. O yüzden ben mahalle arkadaşlarımın takımı seçtim, bu yaşa kadar da o takımı tuttum, bir daha da onları hiç görmedim. Emin olun Tommen de Jaime’nin babası olduğunu bilseydi bile yine aynı şekilde davranırdı. Ya da Arya, geçmişini hatırlamasa bile yine de körü körüne elini kana bulamazdı. Çünkü gözlemci ergen hayatlar tutarsızlığa ve haksızlığa asla tahammül edemezler, içten masumdurlar, içleri iyidir, taaa ki boşverene kadar. Öyle kalmayı bıraktıklarında büyümüş olacaklardır.
  
Bazılarıysa hayatları boyunca ergen kalır, bir aşk peşinde koşarlar. Bu kimi zaman karşı cinse duyulan bir özlem, kimi zaman kendini büyüklerine kanıtlama isteği, kimi zaman da küçüklüğünde aşağılanmanın verdiği hayal kırıklığını telafi etme aşkıdır. Kimi zaman kısa sürelerce anlık öfkelere kapılırlar fakat karşıya yansıtmak istemezler, asla kin tutmaz kan davası gütmezler, istenmedikleri yerden de pılısını pırtısını toplayıp sessizce çeker giderler. Gözlemci ve masum bir ergen olarak karşılarında oyun, av, para, şöhret peşinde gününü gün eden insanların ilk karşılaşacakları gerçek zorlukta altlarına işeyeceklerini bilirler. O yüzden de çekip giderken onların işine yaramayacak, kendilerininse ölümcül şekilde ihtiyaç duyduklarını peşlerinden sürüklerler. Onlar açlığı ve sefaleti görmüşlerdir, belki taze etin tadı gibi, ya da av etinin bir süre bekletilmesi gerektiği gibi detayları unutmuşlardır, ama ilerki nesillerin bunları yaşayabilmesi için kendilerini hiç düşünmeden öne atabilirler. Çünkü artık onlar akgezenleri eski bir masal kahramanı olarak bilmezler. Bir de her başarılı erkeğin yanında bir patavatsız Gilly bulunmalıdır.    
 
Bir de size bonus bir sezon 8 bölüm 10 spoiler’i veriyorum, kanımca Bran, yaşlı üç gözlü karga ve buzdan akgezen kralı (hani şu geçen bölüm Bran’ın eline dokunan) aynı kişiler. Bran yaşlanınca yaşlı adam oluyor, yaşlı adam ölünce akgezen kralı oluyor ama daha akgezen kralın nasıl Bran olarak doğduğunu tahayyül edemedim. Sonuçta herşey Matrix!


Yazı devam ediyor..

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER