Yetişmeye çalıştıkça daha da geç kalırsın...
Karagül’ün bu haftaki bölümünü her zamankinden daha büyük bir sabırsızlıkla bekledim. Hepimiz Murat'ın öleceğini haftalar hatta aylar öncesinden biliyorduk. En çok da Murat'ın ölümünden sonra konak ahalisinin yaşayacaklarını merak ettim durdum. Kısa bir zaman önce hayatımda yeri çok farklı birini kaybettim ve sonrasında birçok ölüm sahnesi izledim. Sevdiklerini kaybeden dizi kahramanlarının acılarını seyrettim. Hepsinde kendimden bir parça bulmak istedim belki de, bilmiyorum. Yaşadığım kayıptan sonra dizilerdeki hiçbir ölüm sahnesi gerçekçi gelmedi. Daha önce ağladığım ölüm sahnelerini hep donuk bir ifadeyle izledim. Dün gece öyle olmadı. O soğuk hastane koridorlarındaki bekleyişlerinde, Ada’nın feryadında, Kadriye Ana’nın yıkılışında, Ebru’nun içindeki kora rağmen dimdik durmaya çalışmasında hep kendimden bir parça buldum. Her zaman Karagül’ün hikayesinde bizden parçalar barındırdığını söylerim. Ama bu sefer Karagül benden bir parça değil, tamamen bendi. Sanırım bu yüzden de diziyi izlerken defalarca televizyonu kapatmak zorunda kaldım.

Ölüm döşeğinde bile adamı rahat bırakmadın be Narin!

Murat fenalaştı ve hemen hastaneye kaldırıldı. Herkes ne olduğunu merak ederken Cemal ve Selman geldi, gerçekler gizlenmeye devam etti. (Bu dizide hiçbir şey ortaya çıkmıyor ki!) Murat'ın hastalığının sebebinin Kendal olmadığı söylenirken; Kendal’ın Murat'ı suya atması Murat'ı büyük bir yükten kurtarmış gibi gösterildi. Sebep ne olursa olsun artık herkes Murat'ın hayati tehlikesinin farkında. Birkaç saat önce öfke kusan herkesi kaybetme korkusu sardı. Tek bir kişi hariç: Narin! Narin Murat'ın da dediği gibi Murat'ın sabaha çıkacağı belli değilken bile hala Baran'ı soruyor. Eh be Narin, bencillikte Ada’yı solladın valla!

Annelik kesinlikle refleks meselesi..

Murat'ın ikinci ziyaretçisi Kadriye Ana oldu. Aslında hiçbir şey söylemesine gerek yoktu. Pişmanlığı, acısı yüzünden okunuyordu zaten. Murat’ta bildiği için anasının yüzüne pek bakamadı bence. ‘’Kalk da anlamadan, dinlemeden hükmünü veren anan yatsın oraya.’’ Aylarca yaşadığını gizleyen, O’nun yüzünden evlat katili olmaktan son anda vazgeçirilen Kadriye Ana; oğlu yaşasın diye kendi canını vermeye hazırdı. Bunu bir anneden başka kim yapabilir ki? Annelik gerçekten içgüdüsel bir şey!

Sonunda Ebru da, Murat'ın odasına girdi. Murat, Ebru’ya deli gibi aşık. Bunu hepimiz biliyoruz zaten. Son nefesinde de Ebru’yu ne kadar çok sevdiğini söyledi. Son nefesine kadar birini sevmek böyle bir şey herhalde. Yalnız Murat ölüm döşeğindeyken bile Ebru’nun inadı bana fazla geldi. Tamam, geçen hafta sana hak verdim de adam ölüyor yahu! Bırak artık şu inadı da seni her şeye inat ayakta tutan şeyi, Murat'a olan sevgini anlat. 

Bölümün sürprizi ise Kendal-Fırat hesaplaşması oldu. Fırat Kendal’ın nezarethanede söylediklerine baya içerlenmiş olacak ki, ilk fırsatta Kendal ile hesaplaştı. Kendal’ın bu vurdumduymazlığı beni benden alıyor. Adam her fırsatta dalga geçebiliyor. Sanırım bana birkaç doz Kendal rahatlığı lazım. Yalnız Kendal her fırsatta Baran’ı ne kadar sevdiğinden bahsettikçe insanın Baran olası geliyor mu?

Rüya değil, resmen kabus!

Şu dizinin başına "dikkat, rüya sahneleri içerir." uyarısı koymak mümkün mü acaba? Asım’ın rüyasından biraz korktum açıkçası. Daha doğrusu bu dizideki tüm rüyalardan korkuyorum ben.

Umarım bir gün bu yüklerinden kurtulursun Baran..

Ve Murat öldü.. Bu sahneyi defalarca kurgulamıştım kafamda. Ama hiç bu kadar inandırıcı bir sahne hayal etmemiştim. Baran yetişmeye çalıştı ama nafile! Bilirim, sen koştukça daha da uzar o yol. Sen yetişmeye çalıştıkça daha da geç kalırsın. Görme hayalleriyle gidersin ama daha yeni yeni soğumaya başlayan teniyle karşılaşırsın. Nefret edersin, en çok kendinden nefret edersin. Daha hızlı koşsaydın, gitmeye daha önce karar verseydin vs. Bu liste uzar gider. Aynı uzayan yollar gibi.. İkisinin de sonu yoktur. Sen hayatın boyunca O’na koşarsın ve nefes aldığın sürece bir pişmanlık daha yüklersin omuzlarına..

Sana hak vereceğim günleri de mi görecektim Ada?

Ah Ada.. İlk defa Ada’nın yaptığı çoğu hareket gözüme batmadı. Sanırım ilk kez Ada’yı destekledim. Hiçbiri abartı değildi. Sevdiğini kaybetmenin –bir kez daha kaybetmenin- verdiği acıyı iliklerimize kadar hissettirdi bize. Ayça Ayşin Turan bu bölüm rolünün hakkını fazlasıyla verdi. Ayrıca Maya’nın yani İlayda Çevik’in bu bölüm acıdan şoka girip gülmesi ve Ebru’nun tokadıyla kendine gelişindeki duygu geçişini bize çok iyi yansıttı. Bir tebrik de İlayda’ya!
Bunlar son rahat günlerin, tadını çıkar demiştim ben. Hiç dinlemiyorsun ki beni!

Melek, Murat’ın asıl katilinin kim olduğunu biliyor. Unutmadığını da Kendal’a söylemekten çekinmedi. Murat öldü ama Cemal ve Selman olduğu sürece Kendal’a huzur yok gibi. Kendal yüzünden de Özlem’e tabi! Kendal ilk fırsatta Özlem’in gırtlağına sarılmayı ihmal etmedi. Özlem tehlikenin farkında olduğu için yağ çekme işlerine hemen başlayıvermiş. Yer mi Kendal bunları? Bundan sonra Selman ve Cemal Kendal’ın, Kendal ise Özlem’in en büyük kabusu olacak gibi. Ee ne demişler, yediğin hurmalar...

Ada babasını iki kere kaybetmenin acısını bir yerlerden çıkarmak istiyor haklı olarak. Bunun için de en doğru adres Serdar oldu onun için. Murat’ın ölümünü öğrenmeleriyle Oğuz’un gitme olayı da kapanmış oldu. Oğuz’un en başından beri Narin’i ne kadar sevdiğini, onunla gelecek kurmak istediğini biliyorduk hepimiz. Murat’ın yokluğuyla sahalara yeniden dönüş yapacağını da. Ama Ada daha telefonu kapatır kapatmaz konakta bitiverdi adam. Bu ne hız komutaaan!

Ebru, Kadriye Ana’nın görevini geçici olarak üstlenip herkesi bir arada tutmaya çalıştı. Ama sonuçta kocasını, sevdiği adamı ikinci kez kaybetti. Kolay değil yaşadıkları. Bir yerde Ebru da patladı. Kimlerle dertleştiğini söylememe gerek yoktur sanırım. Tabi ki biricik destekçisi Fırat ve konağımızın ağlama duvarı Sibel. Bunca acıdan sonra bile Sibel’in bebeği sapasağlam, maşallah!

Bazen insanın yalnız kalmaya ihtiyacı oluyor. Böyle durumlarda hiç susmayıp her şeye yorum yapan teyzelerimiz de eksik olmuyorlar sağ olsunlar. Söyledikleri, acılarımızı tazelemekten başka işe de yaramıyor. Ama o teyzelerimiz hep varlar. Bu bölüm de yorumlarıyla olaydaki yerlerini aldılar. Böylelerinin tek bir istekleri vardır: Karşına geçip sana acımak! Belki acını paylaşmak istiyor olabilirler ama "ah vah" diye söylenerek teselli mi edilir canım?!
Murat'ı musalla taşına koymak katiline kısmet oldu..

Kadriye Ana en azından oğlunun bir mezarı olsun istiyordu umutsuzca. Ve oğlunun mezara koyuluşunu izledi. Kendal ise öldürdüğü kardeşini kendi elleriyle musalla taşına. O sırada Murat’ın ölümünden sonra ortadan kaybolan Baran’ı gördük. Babası son yolculuğuna uğurlanırken onu yalnız bırakmayacaktı elbette! Sonrasında ise içindekileri Ayşe’ye kustu. Babasının ölümünde en çok kendisini suçlu buluyor Baran. Babasına olan öfkesi yerini pişmanlığa bıraktı şimdi. Ne yaparsa yapsın o pişmanlık hiç geçmeyecek. Onunla birlikte büyüyecek. Evet, belki Ayşe hep yanında ve bu acıya yabancı değil. Baran’a her zaman destek olacağına da kimsenin şüphesi yok ama şu an Baran’a iyi gelecek tek şey babası. Baran’ı toparlamak kolay olmayacak gibi.

Ebru ilk bölümlerde hayatı boyunca çok fazla acı yaşamamış, her şeyi kocası ve çocukları olan bir kadın olarak çıktı karşımıza. Yaşadığı tüm acılara çocukları, bir gün geleceğine inandığı kocası için katlandı. Ve Ebru ilk defa gerçekten umutlarını kaybetti. Bu bölüm sadece kocasını değil; umutlarını, yaşama sevincini ve cevapsız kalan sorularını da gömdü. Şimdi elinde sadece dağılmış çocukları, kocasının ona miras bıraktığı parçaları kaldı. Ebru’nun işi artık her zamankinden daha zor olacak. Ve en büyük destekçisi de şüphesiz Kadriye Ana olacak bence.

Yeni sezonun ilk bölümünde ‘’Raninitv En İyi Oyunculuk Ödülü’’ benden Emine’ye gitmişti. Sonuna kadar hak etmiş. Ada’ya attığı tokatla O’nu kendine biraz olsun getirir umarım. Tamam, bu bölüm sonuna kadar arkandayım dedim de her zaman yanında olan Emine’den ne istedin canım?

Bizi bırakıp nereye gidiyorsun böyle Baran!

Kadriye Ana ve Kendal’a mezar olacak yerde Baran’ı gördük bu bölüm. Hep diyorum, bu çocuğu fazla hafife alıyorsunuz! Orası çok itirafa, acıya şahit oldu. Umarım senin acına da şahit olur da acını yaşatmaz bize!

Yeni bölüm fragmanını korkarak izledim resmen. Baya heyecanlı bir bölüm olacağa benziyor. Ve biz daha çok kişiyi kaybetme korkusu yaşayacağız gibi..

Bölüm hakkında yazacak onca şey vardı belki ama çoğu sahnede kelimelerim kifayetsiz kaldı. Zor bir bölüm, zor bir yorum oldu benim için. Okuyan herkesin gözlerine sağlık..

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER