Karagül dün akşam
heyecanın tüm bölüm boyunca dorukta olduğu bir bölümle sezona merhaba
dedi. Dizinin sıkı takipçileri hatırlayacaktır Fox’un kararıyla dizi bir hafta erken
veda etmişti ekranlara. O zaman Fox’a çok sinirlenmiştim ama şimdi teşekkür
ediyorum. Sezon bu finalle bitseydi üç ay bekleyemezdim herhalde. Bu kararı kim aldıysa doğru yapmış: Büyüksün!
Murat’ı geçen sezon
Kadriye Ana ve Kendal’ı ararken bırakmıştık. Gelen set fotoğraflarında da
Murat’ı hastanede görünce arabada fenalaşır hastaneye kaldırılır diye
bekliyordum. Tahminim yine karavana. Bu dizide hiçbir şey tahmin ettiğin gibi
çıkmıyor ki! (Tahminlerimin saçmalığını yüzüme vurmazsanız sevinirim.)
Kendal yana yakıla
Baran’ı ararken, Baran elinde silahla Kendal’ın karşısına çıkıyor ve silahı
Kendal’a doğrultuyor. Kendal yine felsefeye başlıyor ama Baran onu dinlemiyor. Kafasına
koymuş. Babasının hesabını soruyor, baba bildiği eli kanlı katil amcasından. Kendal da silahını çıkarıyor ve
Baran’a doğrultuyor. Hatırlayanlarınız vardır zamanında Kendal Baran’a silah
hediye ettiğinde havaya ateş etmişti ve kaç tane sıktığını sormuştu. Baran da
aynısını yapıyor. Tam Kendal’ı vuracakken Kendal ateş ediyor ve Baran yere
düşüyor. Kendal ‘’Baran, Baran’’ derken Narin’in sesini duyuyoruz. Narin Baran’ı
uyuduğu yerden uyandırıyor. Rüya olduğunu çoğumuz anlamıştık zaten ama konu
Kendal olunca insan şüpheye düşüyor. Üstelik bile bile bu kadar tansiyon yaratabilmek de bu hikayenin meziyetlerinden biri. Durumu Özlem’in dilinden yorumlarsak; rüya
olduğuna şüphem yoktu ama söz konusu Karagül ise insan hayret ediyor doğrusu!
Hep mağdur, hep mağdur. Değiştir bu kafayı Narin!
Narin geçen sezon
bıraktığımız gibi.. İki sezon boyunca herkese karşı koruduğu adamın kocasını
öldürdüğünü öğrendiği halde hâlâ Ebru’yu suçlayacak bir nokta buldu. Vicdanı sızlıyor hiç kuşkusuz ama gerçeğin ortaya çıkmasını istemediği için adma bile öldürür Narin.. Onda zaman zaman o deli bakışları görüyorum. Bir annenin evladından koparılmasına bencilliği yüzünden susmuş biri
olarak fazla cesur davranıyor bence. Bakalım her şey ortaya çıkınca da sesi bu
kadar çıkabilecek mi? Narin'in utancı hepimizin utancıdır bence...
Ve sezonun ilk 'Raninitv En İyi Oyunculuk Ödülü şimdilik Emine’ye gidiyor! İki sezon boyunca yediği dayaklara,
duyduğu hakaretlere, ezilmelerine susan kadın sonunda patlarken ne kadar da
gerçekçiydi. Hülya Duyar’ı tebrik etmeden geçemeyeceğim. Annelik gerçekten
çok kutsal. Bunu bu bölüm bir kez daha görmüş olduk. Kendal, Kadriye Ana’nın
canını bu kadar derinden yakmış olmasına rağmen Kadriye el açıp Allah’a dua
etti. Oğlumu affet dedi. Bunu bir anneden başka kim yapabilir ki?
Şerif Sezer olmasa bu karaktere bu kadar inanmazdım. Yüzündeki her çizgiden acı sızıyor baksanıza!
Ve büyük an..
Kadriye tetiği Kendal’a doğrulttu.Tam o anda ailemizin cesur komutanı yetişti
ve kendini tetiğin önüne attı.Kadriye Ana her ne kadar çekilmesini söylese de
dinlemedi ve pes etmesini sağladı.Komutandan hemen sonra Murat geldi aynı yere
ama Cemal onu engelleyip dönmesini sağladı.Oraya komutandan önce Murat gelseydi
olanları düşünemiyorum bile!
"Ben kime
anlatabilirdim ki canına kastettiğim sen değildin, kendimdim!" Sanırım bu cümle
her şeyi açıklamaya yetiyor. Bölüm bittiği halde bu replik yankılandı durdu
kulaklarımda. Ne kadar da güzel özetlemiş senaristlerimiz durumu. Bu haldeyken
bile Kadriye Ana’nın Kendal’ın elini düşünmesi, eline merhem sürmesi.. Bu dizide
herkesin kendine ait bir şeyler bulması mümkün.Ve oyuncular sanki
yaşıyormuşçasına samimi. Sanırım reyting rekorları kırmasının sebebi de bu!
Kötüyüm ama bi sor niye?
Birazcık da korkarak
söylemeliyim ki kıyamet çok yakında! İnanılmaz ama oldu. Kendal ağladı. Evet kimse yanlış okumadı KENDAL AĞLADI!!! İnsanın
inanası gelmiyor. Ebru nezarete gelip bütün birikmişlerini, nefretini kustu.
Ve koskoca Kendal Ağa ağzını açıp tek kelime edemedi. Zamanında söylediği birkaç
suçlamadan –hem de haklı suçlamadan- dolayı boğmaya kalkan Kendal o kadar
küçülmüştü ki, o küçük nezaret kocaman kalmıştı yanında. Murat Saraçoğlu o sahnede Kendal'ı gerçekten de bir hamam böceği gibi çekmiş. Tebrik ediyorum.
Narin de Fırat’ı ikna etti ve karakola gidip Kendal ile görüştü. Kendal, Baran’ın gerçek annesinin
Ebru olduğunu herkese açıklayacağını söyledi. Tabi Narin’i de Baran’ı kaybetme
korkusu sardı. Sanki hikayenin gidişatı gereği Kendal bu durumu açıklayamayacak gibi görünse de yazarların sağı solu belli olmadığı için Narin korkmakta haklı bence..Narin Kendal’ın tehditlerini ciddiye aldı, korktu ve Baran’ı mahkemeye gitmemesi için ikna
etmeye çalıştı. Eh be Narin, sen yıllardır şu Baran’ı tanıyamadın mı? Kafasına
bir şeyi koyduysa kimseyi dinlemez ki bu çocuk!
Özlem, Kendal'ı "Gel seni kurtarayım"diye kandırıp hapisten çıkarıp Halfeti'nin sularına atsa keşke!
Ortamı boş bulan
Özlem yine yapıyor yapacağını. Önceki bölümlerde Ebru’nun ona hediye ettiği ve
Kendal’ın tüm Konak ahalisinin önünde çekiştirdiği elbiseyi giydi ve Kendal’ı görmeye
gitti. Ee tabi Kendal köpürdü. Tehditler havada uçuştu. Bakalım Kendal dışarı
çıktığında Özlem’i elinden kim alabilecek? Yalnız kafam karıştı, o elbiseyi Kendal
parçalamamış mıydı?
Narin, Narin! Bu yaşanan acılardaki katkı payını halka arz edeceğim!
Bu sefer Maya da
sesini çıkardı ve "gidelim" demeye başladı. Sanırım Ebru’nun da
canına tak etmiş olsa gerek Maya'ya sus demedi. Mayacım, bence Ebru artık asla Halfeti'den ayrılmaz. Bütün bağları kopsa da İstanbul'a dönmeyecek. Konak'tan kopabilir bunu beklerim ama İstanbul'a dönmez. Halfeti'yi Kalkındırma Derneği'ne girer oraları seviyor. Ebru örgütlenmeli ve kendini acilen oralardaki kadınların -konaktan başlayarak- gerçek dertlerine derman olmaya adamalı.
Ada yine Kendal’a
kin kusarken Kadriye Ana’nın bakışı gerçek bir anne gibiydi. Birkaç gün önce
tetiği çektiği adama başkası "gebersin" dediğinde attığı bakış karşısında
kelimeler kifayetsiz kaldı. Yazarlar nasıl oynuyorlar algımızla hayret ediyorum. Oyuncuların bütün incelikli tepkilerini de reji yakalayıp önümüze atıyor ama bölüm bittikten sonra uzun uzun Kadriye Ana'nın o bakışlarını düşündüm. Anne olmak, evladını sevmek bir refleks. Ne yaparsa yapsın, kendin en ağır cezayı verirsin ama başkasının ona laf söylemesine bile kıyamazsın.
MertYazıcıoğlu her bölüm bbir diğerinden çok daha iyi oynuyor.
Hepinizi Şamverdi
Aşireti’nin yeni ağasıyla tanıştırayım.Ve karşınızda Baran Şamverdi tatatataam!
Ada zamanında çocuğa o kadar çok "Küçük Kendal" dedi ki sonunda gerçekleşti. Keşke başka bir şey dileseydin Ada! Baran masada Kendal’dan boşalan yere geçiverdi. Yakışmadı da değil
hani. Baran’da hep o aile reisi ışığını görmüştüm zaten. Allah huyunu suyunu benzetmesin. Baran Kendal tarafından büyütüldü onun kötü huylarını istemeden de olsa kapmıştır diye korkuyorum. Geçen sezon tahsilata gittiği adamı nasıl hırpalamıştı? İçinde yatan şiddet düşkünü adamdam kurulsun diye adak adadım. Kendine gel Baran, korkutma bizi..
Kabuslar Evi'nde bir kara melek
Ne oldum değil ne
olacağım demeli. Kendal zamanında Özlem’i sığınağa kilitleyip yatakta rahat
rahat uyurken şimdi Kendal pis yastıklarda hem de resmen can güvenliği olmadan
yatarken, Özlem yatakta yalnız yatmanın tadını çıkarıyor! Ama bunlar da senin kısa sürecek rahat günlerin
Özlem, bol bol tadını çıkar. Elbet Kendal o konağa geri dönecek. Çünkü Murat adaletin keseceği cezayı umursamıyor Kendal'a kendi vereceği cezanın peşinde ve avukatı Kendal’ı kurtarmak için
uğraşıyor.
Hesap defteri açılı relbet
Ve mahkeme gelip
çatıyor. Herkes orada. Tek biri eksik: Baran. Bu kadar şey olurken
bir gün önce "vuracağım, öldüreceğim" diyen Baran bir anda duruluyor ve kimse
yeterince şüphelenmiyor bu durumdan. Aslında en dikkat edilmesi gereken kişi
resmen kendi haline bırakılıyor. Yalnız
kalsın, sakinleşsin diye düşünüyorlar sanırım ama karşılarındaki her olayda
eline silah alan biri. Bu kadar hafife almamaları gerekiyordu. Kendal kafasına koyduğunu yapıyor. Başlıyor konuşmaya. O
sırada Baran güvenlikten silahla geçebilmek için tekerlekli sandalye ile Adliye'ye giriyor.
Annesinin rahatsız olduğunu, tekerlekli sandalyeyi ona yetiştirmesi gerektiğini
söylüyor. Güvenlik annesinin hangi dava için geldiğini sorunca da hık mık ediyor. Güvenliğin bu durumdan hiç şüphelenmemesi diziyi benimle birlikte izleyenlere saçma
geldi biraz. Ama dedim ya söz konusu eğer Karagül ise aklıma hemen başka sebepler geldi. Adliye koridorlarında, bahçesinde vurulan insanlar, çekilen silahlar haberlerini okuyoruz. Bu yüzden de hikayeciler bu tür yerlerdeki güvenlik açığına parmak basıp, bir tür sosyal mesaj mı verdi acaba dedim? Kesin haklıyım.
Ne kadar içten söyledi "Oğlum!" diye..
Kendal gerçekleri
açıklarken elindeki silahı Kendal’a doğrultmuş Baran’ı gördük. Tam o sırada
49 bölümdür beklediğim şey gerçekleşti. Murat gelip Baran’a "oğlum" diye seslendi. Baran yani Mert Yazıcıoğlu ise bence o sahnede en iyi oyunculuk performansını
sergiledi. Hem babasının yaşadığına dair şaşkınlığını, hem mutluluğunu hem de
babasının belki de farkında olmadan çektirdiği acıları tek bir bakışla
hissettirdi. Karagül yine
heyecan dolu bir finalle son buldu. Bakalım yeni bölümde bizleri neler
bekliyor? Bekleyip göreceğiz de nasıl geçecek bir hafta onu bilmiyorum..
Karagül'ü severek izliyorum ve hayatımda ilk defa bir diziye yorum yazıyorum. Umarım beğenirsiniz ve son yorumum olmaz, bütün sezon birlikte izleriz.