Gözler yalan söylemez
Metin tam bir baş belası... Bunu zaten biliyorduk da Elif’in evine kadar gelip kafasına silah dayama cüretini göstereceğini düşünmüyorduk. Ama oldu, Metin bunu da yaptı. Allahtan Ömer de oradaydı da tehdit fazla büyümedi, Metin kaçtı, Ömer-Elif birbirlerine sımsıkı sarıldılar, tıpkı her zaman olması gerektiği gibi... İşte karşınızda yeni bölümüyle “sevdiğinin gözlerinin gölgelenmesine dayanamayanların” hikayesi...
 
Kara Para Aşk’ın, dün gece yayınlanan 3. Bölümü yine son derece heyecanlı bu sahneyle başladı. Ömer ve Elif birbirlerinden uzak durmaya karar vermişlerdi ama buna kendilerinin bile inanmadığını görmüş olduk. Zaten birbirlerine öyle bakarken nasıl uzak duracaklardı bilemiyorum. Ne demişler ‘gözler yalan söylemez’, öyle aşık bakarken ne mümkün ayrı kalmak, ne mümkün sakin durmak?
 
Elif de bunun farkında tabii... Yoksa kabuslarından bile Ömer’den yardım isteyerek uyanır mı? Uyanmaz... Bakmayın siz kolum kanadım kırık demesine, kimsem yok diye şikayet etmesin, Elif’in kapı gibi Ömer’i var... O Ömer ki kahvaltı bile hazırladı Elif için. Amirini bile karşısına aldı tekrar, hiçbir şey Elif’ten daha önemli değil diyerek. Hep söylüyoruz, yineleyelim, Ömer daha ne yapsın?

 
Hem tanıdık hem yepyeni bir “kahraman” Ömer Demir
 
Ömer bu hafta da bildiğimiz Ömer... Aşkını her şeyin üstüne koyabilecek kadar cesur ve onurlu bir adam. Duyguları konusunda çok net, Elif’e aşık ve onu korumak için her şeyi yapmaya hazır. Kolay mı yoksa onca yıllık amirine karşı gelmek? Değil! Ama Ömer aşıkken önünde dağlar bile duramaz! O Ömer ki abisi Hüseyin’e – ki bu hafta kendisine uzun bir parantez açacağız – bile korku verecek kadar iyi bir polis. Hisleri sayesinde doğru iz peşinde! Tayyar da bu yüzden gerim gerim geriliyor! Az daha bekle Tayyar, çok pişman olacaksın yaptıklarından!
  
Ömer böyle olur da başka talibi olmaz mı? Bu bölüm hiç beklemediğimiz şekilde Bahar, intikam amaçlı Ömer’e ilgi gösterdi. Ömer’den umduğunu bulamadı ama sonraki haftalarda Bahar tam saha pres yapıp ortalığı karıştıracak gibime geliyor. Levent’in Elif için kendisini terk etmesinden sonra Bahar’dan her şey beklenir. Bu yazıyı okuyan beyler, unutmayın ki en tehlikeli kadın başka bir kadın için terkedildiğini bilen kadındır. Siz siz olun Levent gibi davranmayın, sonra çoook fena olursunuz çok! Ve hanımlar, eğer karşınızda Ömer gibi bakan bir adam varsa tereddüt etmeyin doğrudan yürüyün, pişman olmayacaksınız!

 
“İçimden geçeni bilircesine, yalnız benim için bak yeşil yeşil...”
 
Ömer’in bakışları demişken Elif de bu bakışlardan etkilenmiş olacak ki birlikte uyandıkları ilk sabah Ömer’in kendisine bakmasını hatırladı. Hiçbir şeyin düşünülmediği ufak bir andı o ama belli ki Elif için çok kıymetliydi, içinde hiçbir yalan, şüphe yoktu. Elif için zaten başka türlüsü mümkün mü? Elbette değil! Zaman zaman kızıyoruz Ömer konusunda ama Elif’in hakkını da Elif’e vermek lazım. O da güzel bakıyor Ömer’e, aksini söylediği anda bile aşık olduğunu hissettiriyor. Kim bilir belki de böylesi daha etkilidir!
 

Aşıksan vur saza, şöförsen bas gaza...
 
 
Söz konusu etki ve etkilenmeyse, bölümün en güzel sahnelerinden biri de Ömer ve Elif’in Arda’nın evini boyadığı sahneydi. Geçen bölümündeki atış talimi gibi boya sahnesi de Ömer ve Elif’in duygularını birbirlerine açık ettiği, belki çok görkemli de olmayan ama kritik bir sahneydi. Ömer ve Elif ne yaparlarsa yapsınlar, birbirlerine yakın olup, biraz da uzun bakınca akan sular duruyor zaten! E gözler yalan söyleyemiyor!
 
Gelelim dizinin, özellikle de bu sezonun en çok merak edilen karakterlerden biri olan Hüseyin’e... Evet, ben de aynı fikirdeyim, ‘Ah be Hüseyin değer miydi bunca kötülüğe’ demek istiyorsunuz değil mi? Ama işte çok geç... Bazen böyle olur, hayat bir yerden vurur, rüzgar bir yere savurur, insan kendini bilmediği bir kıyıya vurmuş olarak bulur, Hüseyin tam da böyle bir karakter...
 
Hüseyin belli ki zamanında belli ideallerle polis olmuş, hayatını hep doğru düzgün yaşamış bir adam. Hayatında her şey “olması gerektiği gibi” gitmiş, okullar bitmiş, askerlik yapılmış, evlenilmiş, çocuk sahibi olunmuş, hayat akıp gitmiş... Ta ki bir gün Hüseyin yaşadığını hatırlayana dek!
 
Tayyar’la olan konuşmalardan anladığımız üzere 6 yıl önce bir cinayet soruşturmasında, katil olduğu belli olan Svetlana’ya aşık olmuş ve belki de hayatında ilk kez, kendi hayatı için insiyatif kullanıp dosyayı sümen altı etmiş! Hoş o günden beri de yakasını Tayyar’dan kurtaramamış ama ne olursa olsun kendisi için bir şey yapmış Hüseyin!
 
Svetlana’yla olan sahnelerinde gözlerinden görüyoruz ki hem kendinden emin hem de pişman bir Hüseyin var karşımızda. Bir yandan gelecek hayalleri kuruyor diğer yandan geçmişle yüzleşiyor. Bu yüzden de mutsuz, şimdiki zamanla ilgilenemeyecek kadar meşgul! İçi titriyor, Ömer’i korumak istiyor ama bir yandan da korkuyor! Üzgünüm Hüseyin, korku ruhu kemirir, seni de fazla yaşatmaz!

 
Dikkat Metin çıkabilir!
 
Dizideki favori karakterlerimden Metin de bu bölüm yine yaptığı yapacağını. Nilüfer’in olduğu her sahnede, ekranda “Dikkat Metin Çıkabilir” yazısının belirmesi lazım. Metin önce tenis kulübünde Nilüfer’in karşısına çıkıp aşkından dem vurdu, sonra da Mert ve Nilüfer’in yakınlaştığını görünce karanlık yüzünü gösterdi. Metin’in aşkı öyle şiddetli ki onunla sakin bir gün geçirmeye neredeyse olanak yok, Metin bu yüzden Metin “aşk için ölmeli aşk o zaman aşk...” dediği için... Aynı Metin’in, Tayyar yaralı kuşu tedavi ederken yaptığı iğneye bakamaması da ne kadar derinlikli bir karakter olduğunun göstergesi. Saygın Soysal bana göre memleketin en iyi oyuncularından biri, umarım kendisini daha çok filmde de izleme şansı buluruz.
 
Toparlamak gerekirse, Kara Para Aşk’ın bu bölümü duygu ve aksiyonu güzel dengeleyen bir bölümdü. Hikayenin adım adım açılımı merak unsurunu her daim ayakta tutarken, Ömer-Elif’in aşkı da duyguların sel olmasını sağlıyor. Finalde Ömer’in Tayyar’la yüzleşmesini de düşünürsek, bundan sonraki bölümlerde bizi daha çok maceranın beklediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
 
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER