Gözüm sende, gönlüm boşlukta asılı, idare ediyorum işte!

 Gözüm sende, gönlüm boşlukta asılı, idare ediyorum işte!

Yeni olaylar ve oyuncularıyla sezona iyi bir giriş yapan O Hayat Benim’in  bu hafta da temposu yüksekti. Final sahnesinde, Mehmet Emir’in, Efsun’u, Hasret’in yanına gönderme kararına karşı Nuran’ın isyanını izlemiştik. Her ne kadar bu kararın verilmesine Nuran’ın anlattıkları neden olsa da, onun planı elbette ki bu değildi. Zaten planların sekteye uğraması bu dizinin fıtratında var. Nuran Efsun’un Hasret ile gönderilmesine itiraz ederken “Efsun benim kızım” demişti. Bu cümle ile gerçeği itiraf edeceğeni aramızda düşünen olmadığına eminim. Onu çileden çıkaran şey, Efsun’un gerçek kızı olarak ondan uzağa gidiyor olmasıydı. Bahar’ı götürselerdi aynı tepkiyi verir miydi bilemiyoruz tabi. Asıl anlayamadığım, Mehmet Emir’in bu tepkileri “Soytarılık” olarak yorumlaması ve “Kızımın yaşamı ile ilgili söz söyleme hakkınız yok” demesiydi. Allah Allah! Yılların emeğine de mi hürmeti olmaz insanın. Nuran ve İlyas’ı bu denli etkisiz görmek de Mehmet Emir’in sevmediğim bir başka özelliği. Nuran bu “Soytarılık” mevzusuna “Anayım ben ana” deyip üstüne bir kez daha “Efsun benim kızım “ dedi ve noktayı koydu ama gel gör ki Efsun kızımız sazı bir aldı eline, bırakmak nedir bilmedi. Sözlerinin ağırlığı benim bile içime oturdu. Annesine olan kızgınlığın üstüne bir de oynadığı oyun inandırıcı olsun diye uğraşınca işin ayarı kaçtı. Nuran’da ne yapsın  tükürüverdi kızının yüzüne. Söyleyecek söz bırakmadı ki insanda. Hak etti, fazlasıyla. Aslında Nuran’la Efsun’un anlaşamadığı konu “Namus” meselesi. Nuran namus dedikçe Efsun deliriyor. Efsun’un, Hasret’in kaldığı evi göreceği zaman ne yapacağını 1 hafta boyunca merak ettik. Muhtemelen o delirirken biz içten içe sevinecektik değil mi? Ama Efsun bu, bizi ters köşeye yatırdı. Kurtulmak istediği, türlü yalanlarla sıyrılmaya çalıştığı hayata bumerang gibi geri dönmenin çaresizliği içinde baktı eve. Efsun’u üzülürken çok az görürüz, çünkü o üzülmemek için elinden geleni yapar ama Hasret’in evine bakarken üzüldü. Hasret’le geçirilen birkaç gün sonunda, boncuk satarak yaşayan bir anneyle yaşayamayacağını bilen Efsun, hemen yedek planını uygulamaya koydu. Gayet dürüstçe Hasret’e olmak istediği yeri ve nedenlerini anlattı. Ben az evvel Efsun’a dürüst mü dedim? Evet dedim. Hasret de Mehmet Emir’in yanına dönmesine ses çıkarmadı hatta yardımcı bile oldu.

Gelecek ders "Adaletin bu mu dünya?" yı işleyeceğiz.

Tam da Bahar’ın okula gitmesi ona iyi gelecek derken, Ateş, Ticaret Hukuku dersine girmeye başlamasın mı? Tesadüfen Bahar’ı görmeye giderken rastladığı öğretim görevlisi arkadaşı ayarlıyor bu işi. Önce “Azıcık uzakta dur da kızın canını acıtma artık” diye düşünürken sonra yaptığı şeye hak verdim. Başka nasıl affettirecek ki kendisini. Hep karşısına çıkacak, hep anlatacak ve affetmesini bekleyecek. Aferin Ateş hatalısın ama telafi konusunda doğru yoldasın.Bu sırada Onur da, eski Gelincik’li olmanın avantajıyla Bahar’ın evine rahatlıkla girip çıkmaya başladı. Gelincik’ten kendini kurtarmış biri olarak ailenin takdirini de kazandı. Eski mahalleli olarak güven de tam olduğu için Bahar’ı dışarı çıkarmaya bile geldi. O gece Nuran’dan Bahar’ın yaşadıklarını öğrendi ve gittikleri barda Ateş’in de davetli olduğunu görünce kendini tutamadı. Öğrendiklerinin verdiği kızgınlıkla Ateş’i ve yaptıklarını hedef alan sözler sarf etti. Aslında ilk anda böyle yapmasaydı keşke  dedim ama sonra anlamaya çalıştım Onur’u. Ateş bozulup mekanı terketti, Bahar’ın tadı kaçtı ve oradan ayrılmak istedi. Dışarı çıkınca da Onur’u fena azarladı ama bence bu kadarına gerek yoktu. Ateş bu sözleri hakedecek birşey yaptı Bahar, bunu unutma! Bunun üstüne bir de Ateş’le konuşup onun rencide olmasına  üzüldün ya Bahar, ben sana ne diyeyim?  Sen nikah masasında rencide olmadın mı? Ateş bile Onur’a hak verdi. Yaptığı şeyin korkunçluğunu ve suç olduğunu kabul etti. Ayrıca kendinden utandı. Bunlar tamamen Ateş’in cümleleri üstelik. Bravo Ateş. Bahar’ı kazanmak için tek seçeneğin önce hatanı kabul etmek. Suçu Efsun’a atmanın hiçbir şeyi çözmediğini sen de gördün. Hasret’in hikayeye eklenmesi hikayenin seyrini elbette ki değiştirdi ama 2. Bölüm sonunda bu rolün İclal Aydın için çok zayıf kaldığını düşünüyorum. Hikayeye gümbür gümbür girip ortalığı sallayacak derken, elbiseye boncuk işlemesi, saf ve etkisiz hali beni pek kesmiyor. Sakine bileziklerin hellaliğinden şüphen varsa almasaydın. Sadaka verince helal para mı oldu şimdi? Nuran’a sürekli laf sokması biraz sıkıcı olmaya başladı. Varsa cesaretin açık açık konuş artık. Birgül Ulusoy Sakine rolünü biraz karikatürize etmeye başladı sanki. Azıcık daha sakin oynasa daha iyi olur. Efsun Mehmet Emir’le konuşup Hasret için yardım istediğinde umarım çok umutlanmamışsınızdır. O yardımın Hasret’e gitmeyeceği çok belliydi zaten. Bir ev parası olarak 1.000.000 TL yi hesapta görünce resmen ağladı. Mutluluk gözyaşları bu olsa gerek. Bu bol sıfırlı parayla ne yapacağı konusunu Seçil’le konuştukları yemek çok eğlenceliydi. Seçil’e sorduğu kara para aklama ve İsviçre bankalarında hesap açma yöntemlerinin ardından,  konunun altın almakla sonuçlanması daha mantıklıydı tabi. Bir çanta dolusu altını sırtına vurup soluğu Nuran’ın yanında alan Efsun’un annesini ikna etmesi zor oldu. Kadını kırıp darmadağın etmişti ama başardı. Nuran “Sözümden çıkmayacaksın” ve “Namusunu temizleyeceksin” şartı ile Efsun’u kabul etti. İyi anlaşma, bravo doğrusu. Fakat Efsun’cum niye kulplu altın aldın. Bozdururken zarar edeceksin. Hülya da beni korkutmaya başladı. Yakında delirmesi muhtemel. Efsun delirtecek kadını. “Bu evden yaka paça atılacaksın. Herkes suratına tükürecek, 5 kuruşsuz kalacaksın, sürüneceksin. O gün gelecek göreceksin. Sabırla bekliyorum.” derken tüylerim diken diken oldu. Sezon finalini mi söyledi Hülya acaba? Fulya’nın  kapı dinleme konusunda biraz daha çalışması lazım. Sen ki 20 yıl sır saklamış kadınsın, bunu mu yapamayacaksın. Ne yaparsa yapsın Mehmet Emir’i durduramayacak. Belki bir çocuk doğurarak işin seyrini değiştirebilir. Öbür türlüsü zor.

Şehrin en popüler lokantasını seçmeseydin keşke Külkedisi.

Gelecek bölüm, Bahar’ın müşterisi az bir lokantada çalışmasını ümit ediyorum. Ben böyle bir bulaşık görmedim. Yıka yıka bitmedi. Baktıkça içim daraldı. Haftaya, “Nasılsın” sorusunu “İdare ediyorum” diye yanıtlayıp içimizi ezen Bahar ve Ateş’in yüzlerini gülerken görmek istiyorum. Çok mu şey istiyorum acaba? Finaldeki altın gömme konusu ise; Nuran’la Efsun hallederler o konuda heyecanlanmayın.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER