O Hayat Benim’in ilk sezonu, Ateş ve Bahar’ın nikah törenine Efsun’un
gelmesiyle sona ermişti. Birbirine bu kadar yakışan bir çifti nikah masasında
görmek çok güzel olsa da, Ateş’le Efsun’un birlikte olduklarını, Bahar’ın bilmesi
gerekiyordu. Efsun da zaten tereddüt etmeden yaşananları söyledi. Bahar
elbetteki inanmakta zorlandı, Ateş’e sordu ama Ateş susup cevap vermeyince
Bahar’ın orayı terketmekten başka çaresi kalmadı. Bahar’ın nikah masasından
kalkış anı ve yolda ailesiyle yürürken, duvağını çıkarıp atttığı sahne
etkileyiciydi. Artık kendini gelin gibi hissetmeyen Bahar, duvağını çıkardığı
an beyaz elbiseli bir kadına dönüştü. Minibüse binmekte bir sakınca görmemeleri
de bu yüzdendi. O artık gelin değil, beyaz elbiseli, kalbi kırık bir kadındı.
Yoksa hangi kadın gelinlikle minibüse binerdi ki? Bahar’ın yaşadıkları fena halde hırpalıyor
insanı.
Onur, Bahar seni şu an dinlemiyor. Belki bir süre sonra. Nasıl iyileşecek bu yaraları derken, hayat onun karşısına, eski
arkadaşı Onur’u çıkardı. Onur Bahar’a iyi gelecek bence, yaralarını da saracak
gibi duruyor. Fakat henüz erken. Çünkü Bahar Onur’un onu kaçırıp getirdiği
cennet gibi bir yerde, intiharı düşünecek kadar mutsuz henüz. Onur ‘un Ateş’in
yerini alabileceğini düşünmüyorum fakat Onur’un insana iyi gelen bir tavrı
ve bakış açısı var.
Kendine soruyorsundur “Neden?” diye. Bölüm boyunca en çaresiz kişi Ateş’di. Bahar’a birşeyler
anlatmak için uğraştı durdu ancak o gecenin neden yaşandığı ile ilgili sorulara
verecek pek de cevabı yoktu. “Sarhoştum” demek yetmiyordu ve yetmedi de. Evet
yaptığı hataydı ama o da öyle iyi bir çocuk ki, üstüste atılan tokatlara
üzüldüm açıkçası. Ateş’in kendisini dinlemesi konusunda sürekli Bahar’ı ikna
etmeye çalışıp da başaramadığı bir anda, Bahar’ın Ateş’in evine gelip “Seni
dinliyorum” demesi sürprizdi. O andan sonra yaşanan, konuşulan herşey yine
canımızı acıttı. Yapılan tüm konuşmalar ikisinin de çaresizliğinin boyutlarını
bize gösterdi, hissettirdi. Göksel’in şarkısı da doğru zamanda girerek,
sahnedeki yoğun duyguyu iyice pekiştirdi.
Sezon finalinde Hasret karakterini oynayacak oyuncu belli olmadığı için finalle devamlılık tutması için bölüme şapkalı giriş yapan Hasret, Sosyal Medya'da alay konusu oldu.
Sezon finalinde beni en çok şaşırtan
olaylardan biri de Hasret’in gelişiydi. Sanırım en büyük şoku Mehmet Emir ve ben
yaşadık. Sonra da Fulya tabi. Sezon boyunca adını sıkça duyduğumuz, güzel ve
iyi kalpli Bahar’ın annesi, Mehmet Emir’in unutamadığı aşkı, yaşadığı aşk
yüzünden ailesi tarafından sevdiğinden ve çocuğundan koparılan ve sonunda
intihar eden kadındı Hasret. Hasret’in, İclal Aydın olacağını duyduğum andan
itibaren de çok yakıştırdım kendisini role. Hasret’in hikayesi hala merak
konusu. “Uzun hikaye” deyip anlatmadı ama ben bunca zaman neler yaşadığını çok
merak ediyorum. Nihal Menzil de bu sezon diziye katılan isimlerden. Hasret’in
sırdaşı Refika Abla olarak tanıdık. Huzurlu ve güvenli bir sığınak gibi.
Fulya’nın Hasret’in
gelişiyle yaşadığı şokun nedenleri çok başkaymış. Meğer Fulya Hasret’in
yaşadığını bilenlerdenmiş. Hasret’in, Mehmet Emir’in “Sen yaşıyorsun” sözüne
karşılık “Ölmüş olmamı mı isterdin?” derken Fulya ya attığı bakış da bu
yüzdenmiş. “Sen de mi Fulya?” dedim ben içimden.
Hesaba katmadığın şeyler olmuş gibi bakıyorsun Nuran.Nuran bu bölümde çok
hırpalandı. Bu oyun onu artık çok yoruyor bu besbelli. Efsun’un can acıtıcı
sözlerinden sonra, onu yetiştirme konusundaki özeleştirisi yerindeydi. Efsun’la
çatıştıkları sahnede fazlasıyla “Bip” lenen diyaloglar okkalı birkaç cümle
kurabilirdi ama artık o da kontrolünü kaybetti doğal olarak. Nuran’ın Ateş’le
Efsun’un beraber olmalarını, Mehmet Emir’e anlatmasına ve Efsun’un Hasret’in
yanına gönderilişine şaşırdığımı söylemeliyim. Nuran’da bunu tahmin etmiyordu.
Finaldeki tepkisinden de bunu anladık zaten. Ah Efsun! Yaptığın onca hatadan,
yok daha doğrusu kötülükten sonra Bahar’a “Selam da mı vermiyorsun artık”
dedin. Selam mühim mesele fazlasıyla. Bu kadar olaydan sonra insanın en içinden
gelmeyen, sakındığı şeydir selam vermek. Konuşma sırasında Bahar’ın Efsun’a
“Sen hastasın” demesi önemli. Bunu da not alalım. İleride karşımıza çıkacak bu
tespit. Bu kendini kaybetme durumu, geçen sezon, Bahar’ın gelinliğini giyip,
vişne yiyerek gelinliği leke içinde bıraktığında benim de aklıma gelmişti.
Bahar’ın, konuşmanın sonunda söylediği “İyiliği de kötülüğü de senin kadar iyi
biliyorum. Sadece kötü tarafta olmayı tercih etmiyorum o kadar. İkimizi ayıran
şey bu” oldukça vurucu bir cümleydi.
Hülya sakinleşmiş gözüküyordu. Asım’ın
Hülya’yı, Seçil ile el ele tutuşarak terketmesi, onu uzun süre kendine
getirecek gibi gözükmüyor. Seçil’lerin evini yaktığı için pişman olmuş gibi
gözükmese de, bu yüzden kendisiyle konuşmayan kızına üzüldüğü kesin.
Sakine’nin, bahçedeki mezarın başında dua etmekten daha fazlasını yapacağını
düşünürken, Nuran’ın bütün bileziklerini ona evini yeniden kurması için
vermesiyle bu beklentime gölge düştü. Nuran’ın sırrına ortak olur mu acaba?
Asım mahallede tuttuğu evden, Seçil’in iyiliği için taşındığını söylese de,
aklımdan “Diziden çıkıyor mu acaba?” sorusu geçmedi değil. Seçil’in Asım’ın
gidişini öğrenmesiyle, Asım’ın mahallede tuttuğu evin önüne gelip attığı
çığlıklar içimizi değil kulağımızı acıttı. Seçil, son iki bölümdür biraz fazla
bağırıyor bence. 18 bölüm boyunca herşeye susan İlyas, namus meselesi sözkonusu
olunca çıldırdı. Şimdiye kadar İlyas’ı bu noktaya getirecek onlarca sebep yaşanmıştı oysa.
Bu bölümün benim için en hüzünlü sahnesi, Hasret’in kızını
Bahar sanarak ona baktığı ve Bahar’ın da herşeyden habersiz Hasret’e baktığı o
10 saniyedir. Hasret’e kızının Efsun olduğu söylendiğinde ona sarıldığı sahne de
hüzünlüydü. Büyük bir yalan söyleyen, bu yalanı besleyip büyüten Nuran, İlyas
ve Efsun da herkesin duygularının karmakarışık olduğu bu anı izlemekte
zorlandılar. 2. Sezonun bu ilk bölümüyle oldukça iyi bir başlangıç yaptıklarını
söyleyebilirim. Duygusal olarak insanı oldukça etkileyen bir bölümdü. Temposu
hiç düşmedi. Tıpkı geçen sezonla ilgili yazımda belirttiğim gibi yeni düğümler
atarak bizi heyecanlandırdılar. Bölüm sonunda gelecek bölümün fragmanını koymak
da iyi bir fikirdi. Haftaya yine güzel bir bölüm izleyeceğiz, durum onu
gösteriyor.