Aziz Alkan’ın ölüm öpücüğü…
Aziz tek bir öpücükle cehennemi üfledi Selin’in ruhuna. Şefkatle saran kolları dikenli tellere, aşkla bakan gözleri iki alev topuna dönüştü. Aziz av iken avcıya, Selin avcı iken ava dönüştü hiç ummadığı bir anda. Bundan sonrası ikisine de azap. Elbette körükledikleri bu yangın diğerlerini de yakacak.

Selin babasının intikam hırsıyla çıktığı yolda çok erken tökezledi. Henüz Aziz’in kalbindeki yerini sağlamlaştırmadan, Kartal ayaklarına dolandı. Dört yıl önce yaptığı hataya yeniden düştü. Hala hiç tanımadığı Kartal’ın sonsuz boşluğuna bir kez daha bıraktı kendini. Bir uçurumun kıyısında tüm bedeni aşağıdayken elini tutan Aziz de her an cehennem ateşinin tam ortasına bırakma ihtimaliyle gülümsedi yüzüne.

Esra’ya cennetten bir bahçe vaat eden Kartal, görünen o ki Esra’nın kollarında kendi cehennemine hapsolacak. Aslında ne istediğini bilmeyen her insan gibi oldu akıbeti. Bir yandan Selin’in aşkıyla acılı şarkılar söyleyen Kartal, diğer yandan aşk sözcükleri fısıldadı Esra’nın kulağına. Hikayenin başından beri en iyi yaptığı şeyi yaptı aslında. Selin’in açtığı her yarayı Esra ile iyileştirmek isterken olan yine tüm ruhu ve bedeniyle ona teslim olan Esra’ya olacak. Şimdi Aziz’in yapabileceklerinin korkusuyla yine Esra’nın güvenli kollarına koşacak.

Hüma geçmişinde yarım kalan bir hikayeyi iyi ya da kötü tamamlayacak belli ki… Bu öylesine bir hikaye değil üstelik. Beş haftadır Hakan’ın kızı olarak bildiğimiz Burcu geçmişte yaşanan kırık dökük bir aşk hikayesinin hiçbir şeyden haberi olmayan masum çocuğuymuş meğer. Bir anda ortaya çıkan Oktay, Hüma’nın çok da huzurlu olmayan evliliğine bir darbe daha vuracak. Hakan kızını vazgeçemeyecek kadar çok severken, Oktay ile gireceği savaş en başta da kızını yaralayacak.

Bu hikayenin bir kurbanı Esra ise diğeri de Mert. Mert çocukluğunu kendini annesinin ölümüne sebep olarak suçlamakla geçirmiş. Aziz de Kartal ile vicdanını soğutmaya çalışırken Mert’i hep ikinci plana atmış. Hal böyle olunca da Mert kendini hep korunmasız ve yalnız hissetmiş. İçindeki boşluğu çok daha fazla zarar göreceği şeylerle doldurmaya çalışmış. Hep korkarak atmış adımlarını. O her üstesinden gelmeye çalıştığında babası bir kez daha vurmuş yüzüne beceriksizliğini. Selin’in şeytani planıyla ortaya dökülen evlilik sözleşmesiyle Mert bir kez daha şahit oldu babasının kendisinden ne kadar kolay vazgeçebildiğine. O da yıllardır içinde ağlayan ama bir türlü teselli edemediği küçük çocuğun acılarını dindirmeye karar verdi. Annesinin sevdiği şarkıyı kulaklarına doldurup, zihninde kalmasını istediği son şeyin annesinin yüzü olmasını istedi. Esra’nın odaya gelişi çekip aldı Mert’i ölümün kıyısından. Ve Aziz bir can daha borçlandı Kartal’a…

Tüm bunlar olurken Aziz, Selin’i eceline davet etmişti. Belki de tek bir kurşun ikram edecekti sevdiği kadına. Çünkü o Aziz Alkan’dı. O birini severse ‘en çok’ severdi. Onu biri sevdiyse bir başkasını daha çok sevemezdi. Ya onu severek yaşayacaktı Selin ya da Aziz Alkan’ın elleriyle inşa ettiği hapishanede azad edileceği günün umuduyla bekleyecekti.

Selin tüm gerçeklerden kaçıp Kartal’ı gitmekten vazgeçirdi geçirmesine de bu kalış kimseye mutluluk getirmeyecek. Ne Aziz Alkan ne de Kartal, asıl Esra yangın yerine çevirecek o evi bir şeyleri öğrendiğinde.

Bu arada;

● Lütfen Meryem Uzerli’yi hem ağlatıp hem de bağırtmayın. Ya ağlasın ya da bağırsın. Kartal’ı durdurmak için Emre’ye gittiğinde; ‘Bana Kartal’ın nerde olduğunu söyle Emrrreee’ diye haykırışı hala kulaklarımda çınlıyor.

● Ya Selin’in annesi de kırık bir Türkçe konuşsun, ya da Selin’e seslendirme falan yapılsın. Hala Fransa’da olan annesi İstanbul Türkçesi konuşurken, Selin’in bu aksan durumu feci rahatsızlık yaratıyor.

● Ortada bir çocuk varken, Selin koşup Kartal’ı bulduğunda bu konuyu hiç konuşmamış olmaları sadece bana mı çok saçma geldi? Çocuğun yaşı tutuyorken, Selin ve Kartal’ın çoook büyük aşk yaşadıkları ısrarla vurgulanıyorken, Kartal’ın Selin’in hayatına başka birinin girmiş olmasına inanmasına inanmamız mı bekleniyor?

● Aziz’in henüz 6. bölümde önüne geleni öldüren bir canavara dönüştürülmesi, hikayeyi kısa zamanda tekrara düşürecektir. Aziz bu kadar kötü gösterilmemeli, Kartal ve Selin hakkındaki gerçeği bu kadar çabuk öğrenmemeliydi.

● Oktay karakteri tamamlanmış bir hikayeye sonradan yapıştırılmış gibi bir izlenim verdi. Belki de Hüma’nın yanında biraz sönük kaldı bilemiyorum.

● Bu dizinin iki yıldızı Esra’yı canlandıran Funda Eryiğit ve Mert’i canlandıran Burak Deniz oldu. İkisinin de performansları oldukça iyi.

● Aziz Alkan benim gözümde ruh hastası bir katil. Oysa Aziz çok daha sevilir bir karakter olabilirdi. Karakteri çok çabuk tükettiklerini düşünüyorum. 
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER