“İnsanın hayatında kendine yapabileceği en büyük
kötülük nedir biliyor musun? Kendine yalan söylemek.”
Ayaz’ın Öykü’ye
söylediği bu sözler aslında üçü için de geçerli. Öykü’ye olan hislerinin yeni farkına
varan, ama aynı zamanda Öykü’nün Ayaz’a olan aşkını farkeden Mete, Şeyma’yı
sevdiğine kendini inandırdığı için de hak etmiyor mu bu cümleyi. Ya da, Öykü’ye olan aşkına rağmen hala onları biraraya getirmeye çalışan Ayaz, bunu
söyleyip sonra da kendi kendine yaptığı kötülüğün farkında mı?
Ani bir kararla Şeyma’ya evlenme teklif eden Mete bu
kararıyla Şeyma hariç kimseyi mutlu edemedi. Ayaz, Şeyma hakkında bildiği
gerçekleri artık bu noktada Mete’ye söylemek istedi ancak bunu Şeyma
etraftayken yapamayacağını bildiğinden Mete’yi haftasonu tatil bahanesiyle
uzaklaştırmaya karar verdi.
İki ortağın gittikleri haftasonu kaçamağı diğerlerinin
de bir şekilde ortak olmasıyla tam bir karmaşaya dönüştü ama bize de bu hafta çok
keyifli bir bölüm izletti. Altıncı bölümü deviren Kiraz Mevsimi ile ilgili şu anda genel
olarak olumlu düşünsem de, hala eksik olduğunu düşündüğüm noktaları sona
saklayacağım, önce özet !

Benimle dans eder misin Mete ?

Bak, dedim sana dans ediyorlar diye !
Bir insanı ya içki masasında ya da
seyahatte tanırsın derler, -ki denedim ve seyahatte tanıma kısmını kesinlikle
onaylıyorum, ayrıca şiddetle tavsiye ediyorum. Önce Mete ve Ayaz’ın, ardından
kıskançlık krizleri eşliğinde Şeyma ve Öykü’nün peşlerine Burcu ve Emre’yi
takarak geldikleri Ağva, kime niyet kimlere kısmet derken herkesin birbirini
biraz daha tanımasına yardımcı oldu. Peki hepsi bu kadar mıydı, değildi elbet.

Mete’nin
sürprizi nedeniyle ilişkilerini bir türlü açıklayamayan Önem ve Bülent, hiç değilse
birlikte tatil yapmak isterken bambaşka bir sürprizle daha karşılaştılar. İlker
ve Sibel ile birlikte Ağva’ya tatile gelen ancak çocukları ile pişti olan çift,
geceyi de hiç beklemedikleri şekilde ayrı odalarda geçirmek zorunda kaldılar.
Oda dağılımının yarattığı kargaşadan en iyi faydalanan ise Burcu-Emre ve
Öykü-Ayaz oldu.

Önceki gece
doğum gününde yeteri kadar kutlanmamış gibi, birlikte yedikleri akşam yemeğinde
yine kadeh kaldırıp kutlanan evlilik kararının üzerine, bir de Şeyma’nın hak
etmeden elde ettiği işin övülmesi eklendi. Öykü’nün üzüldüğünü farkeden Ayaz,
annesiyle tartışmayı göze alarak Öykü’yü savunmaya çalıştı.Yaz bunu bir kenara Öykü, ve yazdığın yeri de unutma.

Kumsalda, kayan yıldızların altında yanyana uyumak kaç kişiye kısmet olmuş a dostlar ?
Tatsız geçen
yemekten sonra Ayaz’la başbaşa ve keyifle geçirdiği gecenin bittiğini
zannederek odasına dönen Öykü, Burcu ve Emre’nin uyuyakaldığını görüp ortada
kalınca Ayaz’ın odasına gitmek zorunda kaldı. Aynı odada kalamayacaklarını anlayınca eline sadece bir yastık alıp kumsalın yolunu tutan Öykü'yü Ayaz elbette yalnız bırakmadı.

Kumsalda birbirlerine
kaçamak bakışlar atıp, kayan yıldızla dilek tuttuktan sonra uykuya dalan Öykü ve Ayaz, sabahın ilk
ışıklarıyla uyanıp güne yine beraber devam ettiler.

Yine ne oldu Şeyma, yine ne oldu ?
Sürekli
kafasında 40 tilki dolanan Şeyma, Mete’den bir türlü hak ettiğini düşündüğü ilgiyi
bulamayınca birlikte kalmalarını fırsat bilerek, kendince Mete’yi kendine
bağlayacak kozunu kullanmak istedi. Mete’nin Şeyma’yı reddetmesi ise aslında
bence sadece özel bir gece olmasını istemesi değil, hala kafasının karışık
olması ve duygularından emin olmamasıydı. Erkekler tarafından reddedilmeye
alışık olmayan Şeyma, Mete’de zaten şüphelendiği tavırların üzerine bu tepkiyle
de karşılaşınca kendini iyice çaresiz hissetti. Yaptığı türlü kötülüğe rağmen,
-ki duracağını sanmıyorum, Öykü’den gelen desteğe sarıldı Şeyma. Ayaz’ın
doğruluk-cesaret oyununda kendisini düşürdüğü durumdan da kendini acındırarak
kurtulmayı başaracak tabiki ama Rıza’nın elinden de hiç kolay kurtulacağını
sanmıyorum.

Ayaz’ın Şeyma’yı oyunda köşeye
sıkıştırmasından rahatsız olan Öykü, dışarı çıktıklarında Ayaz’dan bütün
bunları kendisini Mete ile biraraya getirmek için yaptığını duyduğunda, ondan
daha önce kendisine sorduğu soruyu sormasını istedi.
Daha önce
Ayaz, Mete’ye hala aşık olup olmadığını sorduğunda cevap veremeyen Öykü, Ayaz’la
birlikte dolu dolu geçen haftasonunun ardından bazı cevaplar bulmuş olacak ki, bölümün
son saniyesinde bu defa soruyu “hayır” ile cevapladı. 6. bölümün son sahnesi
olan bu cevap, 7.bölüm ve sonrasında Ayaz-Öykü aşkını nasıl yönlendirecek
göreceğiz.
Ağva’da
geçen bu keyifli bölümün ardından kendi kendime sorduğum soruyu burada da
sorgulamak istiyorum. Kiraz Mevsimi projesi hazırlanırken ekranda kalışına ne
kadar ömür biçildiğini merak ettim. Uzun soluklu, sezon dizileri ile birlikte Haziranı
görebilecek bir ömür mü, yoksa, Öykü’nün kiraz mevsimini tanımladığı gibi,
“kısadır ama en güzelidir” düşüncesiyle sadece yaz sezonunu keyifle geçirtmeyi
hedefleyen bir ömür mü?
Kiraz
Mevsimi’nin hikayesi aslen Öykü ve Ayaz’ın aşkını temel alarak, 4 gencin
aralarındaki ilişki üzerine kurulmuş bence çok hoş ve eğlenceli bir hikaye. Ancak
hala bu hikayeyi zenginleştirecek, diziyi 10 bölüm sonra da izletebilecek
sağlam bir konu gözlemleyemedim. Hikayede yeralan diğer 3 çiftin anlattığı,
gizlediği, ya da yaratabileceği sinyali verilen konular da yok. Umarım
senaristler diziyi Şeyma ve Rıza’nın ilişkisinin yaratacağı karmaşa ve
Şeyma’nın kurması muhtemel tuzaklar ve entrikalarla ağır aksak yürütmeye
çalışmazlar. Umarım yeni, sağlam ve sürükleyici konular eklerler. Öykü ve
Ayaz’ın yavaş yavaş filizlenen aşkını izlemek çok hoş, beni bir altı bölüm
daha ekran karşısında tutmasını dilerim.
Şu anda
keyifle izlediğim Kiraz Mevsimi’nin konusunun bir an önce zenginleşmesi
ümidiyle..
İclal Tuna
tnaliye@gmail.com
@tunaiclal