Kiraz Mevsimi yayına bir hafta ara vermesine ve her gün yayınlanan tekrarlarına rağmen, son iki haftadır sosyal medyada en çok konuşulanlar listesinde sürekli birinci. Ayaz, Öykü, Mete ve Şeyma’nın çok yakında arap saçına dönmesi kuvvetle muhtemel ilişkilerini ve tüm bunların arasında Ayaz ve Öykü’nün bir oyunla başlayan aşklarını anlatan dizinin 5.bölümün sonunda alacağı ratingi merakla bekliyorum.
Şeyma ve Olcay’ın çevirdiği dolaplar sonucunda, daha doğru dürüst sevinemediği işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Öykü’yü üzüntüsünden Ayaz’a sarılmış olarak restoranın kapısında bırakmıştık.
5.bölüm bu sahnenin üç gün sonrasında, Öykü’nün eve kapanmış bunalımlı görüntüleri ile başladı. Hayalindeki işinden kovulmuş, kimseyle görüşmeyen, telefonlara bile bakayan Öykü, okula gitmek üzere evden çıkmasıyla bölüm boyunca Ayaz’ın yaptığı sürprizlerin ilki ile karşılaştı.

Hiç aşık olmamış, çevresindeki kızları yakışıklılığı ve parasıyla zahmetsizce etkilemiş olan Ayaz, bu yöntemin Öykü üzerinde de tutacağını düşünmüş olacak ki; Öykü gibi idealleri olan, kendi çabasıyla başarıyı hedefleyen genç kıza hakaret eder gibi iş, ofis, maaş ve yan gelip yatma garantisi verdi. Anında geri tepen bu “ahlaksız teklif” Şeyma’ya yapılsaydı ne olurdu dersiniz? Cevaplıyorum: üç vakte müdürlük de isterdi.
Bu gazla bir de uçmayı mı denesem acaba? Hatasını farketmeyen, ve hatta gidip asrın dalaverecisi İlker ile dertleşen, üstüne bir de ders alınacak son kişi olan İlker’den akıl alan Ayaz, Öykü’nün okuluna giderek ikinci ve şok sürprizini yaptı. Sınıfa don-atlet dalan, bir de o kılığına ve anlattığı saçma hikayeye rağmen son kelimesine kadar kendini sanat tarihi hocasına bile dinleten Clark Kent görünümlü Ayaz, elbette Öykü’yü de etkilemeyi başardı.
Kötüyüz biz ! Net ! Diğer yanda Şeyma ve Olcay zafer çığlıkları atarken, Mete’nin Öykü’yü işe aldırma girişimleri ile planları yön değiştirmek zorunda kaldı. Herkesi memnun edecek ancak elbette saman altından su yürütme esaslı yeni plan, Öykü’yü sonsuza kadar Önem’in modaevinden uzaklaştırmak olsa da, Önem’in Öykü’yü işe alırken ki gözdağı ve akabinde verdiği görev ile ileride “Şeytan Marka Giyer” tadında sahneler izleyeceğimiz sinyalini verdi.
Öykü’nün işe alınması hikayesinde Mete’nin kendine kredi vermesinden, ve bunun Öykü’yü etkileyeceğinden rahatsız olan Ayaz’ın o an düşen suratı, fakat tonu biraz bile değişmeyen dublajlı sesi haftalardır “olmuyor bu dublajla” dememizi kendimce haklı çıkardı. Ayaz’ı oynayan Serkan Çayoğlu’nu bu dublaja rağmen bölüm boyunca rolünde oldukça başarılı buldum ama Allah rızası için şu dublaja çözüm bulunsun, şu yapaylık biran önce kalksın.

Bölümün en yüksek sahnesi elbette fragmanlarda da dönen dans sahnesiydi. Hep birlikte gittikleri gece kulübünde Öykü’nün sürekli Mete ve Şeyma’yı izleyip üzülmesinden rahatsız olan Ayaz, Öykü’yü o ortamdan çıkarmak için dansa kaldırdı ancak, birbirlerinden ciddi şekilde etkilenen ama bunu kabullenmeyen çift, elleri, gözleri ve vücutları birbirine değince müziği değil, sadece birbirlerinin nefes alışını duyacak kadar kendilerini dansa kaptırdılar. Dizinin fanlarının bu gece defalarca izleyeceğini tahmin ettiğim sahne aynı zamanda hepimize bir başka efsane dansı hatırlattı ki, şahsen onun yerini tutmayacağını belirterek, bu dansın da hiç fena olmadığı eklemeliyim.

Şeyma’nın eski (!) sevgilisi Rıza’nın kulübe gelmesiyle Öykü’nün Mete’yi oyalamak için yaptıkları, Ayaz’ın birkaç saniye önce dansta birbirlerine karşı hissettiklerini sorgulamaya itti. Öykü’ye Mete’ye hala aşık olup olmadığını soran ama net yanıt alamayan Ayaz, Öykü ile oynadıkları sevgili oyununu da böylece bitirmeye karar verdi.
Şeyma’nın hareketlerinden şüphelenen Mete, gece klubünde Şeyma’nın dansları, kullandığı kelimeler ve üslubundan son derece rahatsız olmuş görünse de, ve hatta koleksiyoncuda seçiminden dolayı kendini ciddi şekilde sorgulasa da, her nasılsa bölüm sonunda Şeyma’ya evlenme teklif etti. Şeyma’ya almaya niyetlendiği kolyeyi hayalinde Öykü’nün boynunda görmesiyle jetonu düşen Mete’nin, asansörde Öykü’nün Ayaz’a aşık olduğunu farketmesi elbette bunun tetikleyicisi oldu. Ancak yine de Mete tarzında bir adamın asla böyle bir karar vereceğine inanmadığımdan, bu evlilik teklifini de çok saçma buldum.
Bu evlilik teklifini izleyince, Ayaz ile Şeyma’nın bir binanın çatısında rüzgardan savrulan saçlar eşliğinde birbirlerine arkalarını döne döne yaptıkları saçma konuşma sahnesinden ne gibi bir sonuç çıktığını da anlamadık. Şeyma bölüm boyunca tüm şeytanlığı, kini ve kıskançlığıyla entrika peşinde koşmasına rağmen, tüm bunların yanında tam da çaresiz kaldığını düşündüğü noktada Mete’nin anlaşılmaz kararı ile yine dörtayak üstüne düştü desem yeridir. Peki o çatı sahnesinde o kadar atraksiyona ne gerek vardı, bir kenarda konuşsalardı da olurdu o zaman. Herneyse !
Bölüm sonu itibariyle kafalarda elbette bir çok soru kaldı:
- Şeyma’ya bir türlü ısınamayan Burcu, gayet de net belli ettiği tavrı nedeniyle çok yakında Şeyma’nın gazabına mı uğrayacak, yoksa Emre’yi Öykü’den kıskanıp Şeyma’nın “6 adımda nasıl kuyu kazılır” tarzı kurslarından birine yazılıp kankası mı olacak ? (İşin içine kadın kıskançlığı girince o kısım biraz flu)
- İlker ve Sibel çifti barışacak mı? (şu aşamada bir gram merak etmiyorum!)
- Önem ve Bülent ilişkilerini açıklayabilecek mi? (onu da henüz merak etmiyorum!)
-
Rıza karısından boşanabilecek mi? (kimin umrunda!)
- Olcay neden doğumgününe davetli değildi? (bi o eksikti!)
Hepsi bir tarafa elbette asıl merak edilen Ayaz ve Öykü’nün hikayenin geldiği bu noktadan sonra aşklarını nasıl yaşayacağı. Henüz daha ZeyKer tarzı bir nickname bulamadığım ancak birbirlerine ZeyKer’den daha fazla yakıştırdığım (evet kesinlikle doğru okudunuz) Ayaz Öykü çiftine, oyunun bittiği ama duyguların karşılıklı hissedilmeye başladığını düşündüğüm 5.bölüm itibariyle mutluluklar ve bol bol şans diliyorum. Çünkü bunun daha türlü türlü yanlış anlaşılmaları var, kıskançlıkları var, ayrılıp ayrılıp barışmaları var, var oğlu var.