--DİKKAT SPOILER İÇERİR--Bölüm sekiz yıl öncesine giderek bir yemek masasında başladı. İsrail-Filistin meseleleri
tartışılırken birbirine girenleri sakince izleyen Sir Hugh’u gördük. Hugh, misafirlik bittiğinde daha eve gitmeden arabada karısı tarafından ortamı sakinleştirmediği için bayağı bir paylandı. Sir Hugh’u canlandıran
Stephen Rea gerçekten çok başarılı, bu rolle parlak kariyerinin hakkını yine veriyor.
Nedir bu kariyer diyenler
IMDB'den inceleyebilirler. Bölüme dönersek; dördüncü bölümle artık süreci de, hikayeyi de ortaladık sayılır. Ephra ve Stein Grubu'nun hedef değiştirmesinin geçmişi, uzun uzun, Yahudi gelenekleri sosuyla
servis edildi.
The Honourable Woman gözüme ilk kez propagandist göründü.
Nessa Atika tanışması
Nessa’nın sekiz yıl önce, Batı Şeria’daki yatırımlarından birinin açılışına kurdele kesmek için gitmiş olduğunu öğrendik. Meğer Ephra aileden kalan işleri yönetiyor, Nessa sadece kurdele kesiyormuş.
Atika ve Nessa'nın da bu yolculukta tanışmasına tanık olduk. Açıkçası Nessa’nın Atika ile kaçırılma
olayı öncesine ait bir dostlukları olduğunu hayal etmiştim. Meğer onların
dostluğunun temeli zor günlere dayanıyormuş. Atika, Stein Grubu'nun
fakültelerinin birinden mezun olmuş ve Ephra'nın asistanlığını daha doğrusu çevirmenliğini yapıyormuş. Bu yüzden de Ephra, fakültenin açılış töreni boyunca Nessa’ya da tercümanlık yapmasını istemiş.
Atika’nın
sürekli Ephra’dan konu açması, aralarındaki tuhaf ilişkinin ta o günlerde başlamış
olduğunu hissettirdi. Açılış sonrası Nessa tesadüfen, gider olarak gösterilen
ama hedefine ulaşmayan 1,5 milyon dolarlık kayıp bir para olduğunu ortaya
çıkardı. Paranın Fakülte'ye değil, Gazze’ye gittiğini öğrendi. Stein Grup Gazze'ye destek vermeyeceğine ortada bir yolsuzluk olmalıydı. Ephra’yı aradı ama Ephra kız kardeşine ayar vermekten başka birşey yapmadı. Ephra’nın gergin ve
Nessa’yı uzak tutmaya çalışan tavırlarına toz kondurmayan Nessa, paranın peşine düştü. Ephra’nın, "karışma, kurdeleni kes eve dön" ihtarına rağmen... Atika'nın yardımıyla da tehlikeli bir yolculuğa çıkmaya kadar verdi. Bu para için Gazze’ye gitmek ne kadar akıl
karıydı? Nessa bunları düşünmeden harekete geçti. Atika’nın da sorduğu gibi,
kendisi için mi, şirketi için mi, yoksa kardeşine karşı gelmek için mi? “Şirket
tehlikeye atılamaz, şirket demek ben demek” cevabını verdi.
Nessa ve Atika kaçırılmadan hemen önce.
Atika
ve Nessa yola çıktılar ve biz o etkileyici keman solo eşliğindeki kaçırılış
sahnesini bir kez daha izledik. Peki, kim kaçırdı? İsrail yetkililerinin, o
tarihte MI6 Müdür Yardımcılığı görevinde olan Julia’ya söylediğine göre, Zahid
Al-Zahid yönetiminde bulunan, El Fetih Örgütü'nün kollarından El Karameh Tugayı, Nessa ve Atika’yı kaçırmış. Gazze’yi Hamas yönetiyor, El Fetih Hamas’la papaz,
İsrailli yetkili de “Biz oradan çıktık, yesinler birbirlerini”
havalarında. İsrail tarafından ne bir yardım ne bir bilgi alamayan Julia,
Filistinli yetkilinin kapısını çaldı. O da Amerika’nın tavsiyesiyle yapılan
seçim sonrasında, Gazze’de hâkimiyetin Hamas’ta olduğunu kendilerinin sözünün
geçmediğini söyleyerek Julia’yı eli boş gönderdi. Julia’nın Ephra’ya
söylediğine göre; İngiliz Hükümeti de teröristlerle pazarlık yaparsanız
yardımları geri çekeriz tehdidinde… Yani ne İsrail, ne Filistin, ne de
İngiltere elini taşın altına sokmuyor, herkesin ağzında tek cümle: “Teröristlerle
pazarlık yapmayız” Ben de Ephra gibi soruyorum “Gerçekten mi??!!”
“Teröristlerle pazarlık yapmıyorsunuz, gerçekten mi?
Ephra
Julia’ya “daha önce biz senin üstlerinle ortak olup bir örgütle pazarlık
yaptık, sen git müdürün gelsin” tarzında konuşarak tehditlerinin yersizliğini göstermeye
çalıştı. Ama Julia da kolay lokma değil. Zaten yardımcısı olduğu Sir
Christopher’ı safdışı etmek istiyor. Böyle bir açığı bulmuşken peşini bırakmadı
ve Ephra’dan her şeyi öğrendi. Peki bu her şey neydi? Nessa’nın peşine düştüğü
ve Gazze’ye gönderilen 1,5 milyon dolar, Filistin’deki örgütler tarafından
alıkonan İsrailli bir askerin salınması için, Amerika'nın direktifi, MI6’in
bilgisi ve Ephra’nın aracılığıyla ödenmiş. Hatırlarsanız geçen bölüm, Ephra’nın
bebeğinin doğum töreni sırasında, o askerin kurtarılışını televizyonda
görmüştük.
İki tehlikeli kadın taşları yerinden oynatıyor.
Ephra’dan
bilgileri alan Julia soluğu Monica Chatwin’in yanında aldı. Şu Monica’yı hiç
sevmemiştim zaten. Beraber planlar kurdular. Julia, Sir Christopher’ın yerine
geçecek, birkaç yıl sonra da Monica, Julia’nın yardımcısı olacak. Stein Grup
olduğu gibi kalıp Ortadoğu'da barışa katkı sağlayacak. Kadınların işbirliğinden
erkekler korksun! Düğmeye basıldı, koltuklar sahip değiştirdi. Julia İstihbaratın
başına geçti, Hugh’u da Stein Grubu’na dokunmamak şartı ile şimdilik Ortadoğu
Sorumlusu olarak atadı.
Nessa’nın sırlara tutsaklığını yaratan Gazze’deki tutsak
günleri
Ve
sonunda baştan beri kesik kesik gördüğümüz Nessa ve Atika’yı sırdaş yapan olaya
tanık olduk. Daha önce dilimin söylemeye varmadığı olay, dünya üzerinde hiç bir
nedene sığdırılamayacak bir şiddet biçimi; tecavüz! Tutsaklıkları sırasında bir
Filistin örgüt üyesi Nessa’ya tecavüz etmiş, Kasım da böylece dünyaya gelmiş.
Bunu yapan da tahmin edildiği gibi, şu an yüzü yaralı olarak gördüğümüz kişi.
Tüyler ürpertici bu tecavüz sahnesinden sonra, ben uzun süre kendime gelemedim.
Hakkında söylenecek çok bir şey de yok zaten... Tecavüzü engelleyemeyen Atika, olay
sonrası adamın bir anlık dalgınlığıyla üzerine benzin döküp onu ateşe vermiş ve
yüzündeki izleri oluşturmuş.
Olaydan
10 hafta sonra Nessa’nın hamileliği ortaya çıkmış. Tecavüzün failinin Al-Zahid
ailesinin oğlu Saleh Al-Zahid olduğunu öğreniyoruz. Adam tecavüzden sonra
sürgün edilmiş. “İslami hukuka göre nasıl yaratıldığına bakılmaksızın, yaşam
kutsaldır” ilkesi nedeniyle Nessa’nın kürtaj yapması engelleniyor. Çocuğu orada
doğurduktan sonra gitmesine izin verileceği söyleniyor. Ayrıca bu olanları
dünyaya açıklamak için özgür olacakmış. Nessa, Atika’nın da kendisiyle
gelmesine izin verilmesi karşılığında bunu kabul etti.
Baba
Zahid Al-Zahid ise, ortak bir torunları olması dramına değinerek, Nessa'nın
babasının ölüm emrini veren kişinin kendisi olduğunu açıkladı. Ayrıca Nessa’yı
kurtarmak için gelirlerse, buna izin verilmesi talimatını verdi.
The
Honourable Woman; kadın olmayı, dünyanın düzenini ve her şeyi bir kez daha
sorgulatan ve lanet ettiren olaylarla dolu bir bölümü, işte bu şekilde geride
bıraktı.
● Yemek
sırasında geçen konuşmalardaki David ve Golyat’ın hikayesi nedir diye merak
edenler, Vikipedi'den özet bir bilgi sahibi olabilirler. Çok meraklısı kaynak için Müdüriyet'e başvursun.