Kiralık Aşk: Yarım kaldık...

Kiralık Aşk: Yarım kaldık...
"Yarım kaldık." Böyle demişti Ömer İz'e. Biz izleyiciler de "Bu sefer tamam." dediğimiz her bölümde, hep bir şey eksik kalıyor. Bir türlü tamamlanamıyor bizim kocaman sevdalı çiftimiz. Hem onlar hem de biz yarım kalıp duruyoruz.

Bu bölümün fragmanlarını izlediğimde çok iddialıydım. "Defne'yi biraz tanıyorsanız, Deniz'e vereceği cevabı da bilirsiniz." diye ahkam bile kestim. İlk dakikaları izlerken "İşte benim tanıdığım Defne!" derken bir de baktım ki bizim kız koptu gidiyor. 

Tüm şaşkınlığıma rağmen, ben Defne'ye kızamıyorum. Aşkın gözü kördür be! Siz hiç çok aşık olduğunuz için kimsenin yapmayacağı bir şeyi yapmadınız mı? Ya da aşkınızın önündeki engelleri kaldırmak için salakça şeyler? Hepimiz yaşadık bunları. Defne'nin tek amacı var. O da Ömer'ine kavuşmak. Düşünmüyor, görmüyor, dinlemiyor. Sorunun aslında para olmadığının da farkında değil. Sanıyor ki parayı ödeyince bütün dertler bitecek! 

Defne kendini hiç tanımıyor. Güvensiz, kırılgan bir çocuk o. Ne kadar güçlü, eşsiz ve güzel olduğunun farkında değil. Bence, kendini tanımadığı gibi Ömer'i de tanımıyor. Tanısa bu adımların hiçbirini atmaz.

Ömer'e gelince... Güven senin için bu kadar önemliyken; hayatının tamamını şekillendirmişken; insan hiç mi sorgulamaz yahu? Tüm bu olanlar "bana arada öyle esiyor" diye kolayca geçiştirilebilir mi? Nedir içindeki bu korku? Görünen o güçlü, sert kişiliğinin altında ürkek, kırılgan bir çocuk mu var yoksa? Herkese, her şeye rağmen güvenmek isteyen? Ah be Ömer! Nedir senin bu çektiklerin evladım? Halini gördükçe, seni sarıp sarmalayıp, sımsıkı sarılasım geliyor. Tabii burada sevgili Barış Arduç'a bir selam çakalım. Tüm bu duyguları bize eksiksiz geçirdiği harika oyunculuğuna alkış!

Ah Sude ah Sude! Savaşta ve aşkta her şey mübahtır. Tamam, ama hadi Defne umurunda değil. Peki kanından, canından kuzenin? Üstelik, aralarındaki aşkı bir tek sen bilirken bu yaptığına ne demeli? Çok tehlikelisin çok! Bence Deniz'den daha çok. Hiç olmazsa adam açık açık söylüyor. Sen, sevimli kız maskesi altında küçük şeytan! Bakalım Sinan seni iyileştirebilecek mi? Zor olsa da "Aşk iyileştirir." demek geldi içimden.

Yasemin'in değişimini büyük bir keyifle izliyorum. "Her insanın içinde bir iyilik mutlaka vardır." sözünün canlı örneği o. Ve herkesin beklediği gibi ben de Defne'nin en büyük destekçisinin Yasemin olacağını düşünüyorum. Defne'yi girdiği bu çıkmazdan Yasemin çıkaracak. 

Allah herkese İso gibi bir dost versin. Arkanızda, yanınızda, hayatınızda böyle birisi varsa ona sımsıkı sarılın, sakın bırakmayın derim!

Bu bölümdeki Nöro-Koriş sahnelerini fazla bulduğumu söylemeden edemeyeceğim. Tamam çok gülüyoruz, ama bu bölüm azıcık da sıkıldım. 

Benim bu diziyle ilgili tespit mi desem, iddia mı desem işte öyle bir fikrim var. Her bölümdeki satır aralarını iyi okumak gerek. Çünkü, geçmiş bölümlere baktığınızda bugüne dair işaretler verdiğini göreceksiniz. Aslında neler olabileceğini bize çok güzel hissettiriyorlar ki bunu büyük başarı olarak görüyorum. İnce ince, dantel gibi işliyorlar çünkü. Burada da yapımcıya, yönetmene ve arka planda kalan diğer ekibe bir selam çakalım. Hiç kolay değil yaptıkları inanın.

Bize her bölümde kitap, film, müzik ve daha pek çok şey öneren dizimizin bu bölüm kitabı "Kalbim Sana Emanet"ti. Ülkü Burhan'ın Siyah Beyaz yayınlarından çıkan son romanı. Okumanızı tavsiye ederim. 

Bir de naçizane minik bir eleştirim olacak. Allah aşkına Elçin'e çok makyaj yapmayın! O kadar duru bir güzelliği var ki hafif bir makyaj yeterli olacaktır. O pembe rujlar, koyu renk farlar olmuyor, yakışmıyor. Aynı durum kıyafetleri için de geçerli. Geçen bölümdeki o kazak ve kaban neydi mesela? Ömer ceketle dolaşırken, Defne'nin kazak ve kabanlı olması pek olmadı sanki.

Ve son olarak... Yine dizimizin geçmiş bölümlerinden bir sözle bitirelim ki Kiralık Aşk'ın "öz"lerinden biri budur bence. 
"İyilik her zaman kazanır."

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER